52. Bölüm: Her şey güzel giderken...

374 22 22
                                    

İyi okumalarr 💗

🪄
(Defne'nin Anlatımından)
Birkaç haftadır başım o kadar felaket dönüyordu ki, bunu nasıl kelimelere dökebilirdim emin değildim açıkçası.
O derece kötüydü yani. Düzeltmek için elimden geleni de yapmıştım ama olmuyordu. Bir iki dakika normale dönüyor, ardından devam ediyordu.

Sanki etrafımdaki nesneler, gerçek değilmiş gibi gelmeye başlıyordu. Bazen karşımdaki kişi silinip gidiyordu. Neler oluyordu anlamış değildim. Büyük ihtimalle psikolojiktir.

Sonunda Nisan ayına girmiştik ve havalar o kadar güzel olmaya başlamıştı ki anlatamam! Her gün yaptığımız idmanlar sayesinde daha da iyi oluyordum.
Aynı zamanda arada Kerem'in antrenmanını da basıyor, ek antrenman yapıyordum.

İstanbul'a döndüğüm günden beri sadece önüme odaklanıyordum. Aslında bir şey daha vardı. Sadece futbola ve Kerem'e odaklanıyordum. Başka şeylerin kafamı dağıtmasına izin vermiyordum.

Sera ve Barış'a gelirsek, bir türlü görüşememişlerdi o günden sonra.
Sera vizelerini Mart ayında vermişti ama devamsızlığı fazla kalmadığı için bir yere kıpırdayamıyordu. Barış'ın da antrenmanları ve maçları yoğun olduğu için bir yere gidemiyordu. Anlayacağınız; birisi Ankara'da, diğeri ise İstanbul'da takılı kalmıştı.

Bugün ise maç vardı ve yine yedek klübesinin arkasına almıştım biletimi.
Kayserispor ile karşı karşıya geleceklerdi ve kazanacaklarına adım gibi emindim.

Kerem'in formasını üzerime geçirdim ve altıma dizimin hemen üstünde biten rahat bir şort giydim. Atkımı aldıktan sonra hızla evden çıktım. Uzun uğraşlarım sonucunda stada vardığımda, içeri alımların başladığını görmemle hızlandım.
Bende girdiğimde yerime gittim ve bizimkileri beklemeye başladım.

Takım, bütün asaletiyle sahaya geldiğinde Nef Stadyumu resmen inliyordu!
Kerem bana öpücük yolladıktan sonra ısınmaya, arkadaşlarının yanına döndü.
Derin bir nefes aldım. Bu maçı alacaktık. Hissediyordum.

Maç başladığında heyecanlı bir şekilde takip ettim. 18. Dakikada Icardi ile gol bulmuştuk. 23. Dakikada Rashica da atınca fark 2 olmuştu. 42. Dakikada penaltı kazandığımızda heyecanla seyrettim.
Bu kadar güzel bir maç olamazdı.
Icardi yeniden attığında zıplayarak alkışladım. 3 fark vardı arada. İlk yarının uzatmalarına gitmiştik şu an.
45+12 de Icardi'den bir gol daha geldi ve böylelikle fark hem 4 oldu hem de hat trick yaptı!

İlk yarıyı önde kapattığımız için hem mutluyduk hem de rahattık artık.
İkinci yarı başladığında gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. Kerem'in de golü vardı. İnanıyordum.
59. Dakikada Kerem de attığında hızla ayağa kalktım ve alkışladım. Önce gol sevincini yaptı, ardından koşarak benim bulunduğum tribüne geldi ve öpücük attı.

Son gol de, 71. Dakikada Zaniolo'dan gelmişti. Böylelikle 6-0 almıştık maçı.
O kadar mutluydum ki anlatamam! Moralimi hiç kimse bozamaz şu an da!

Stad'dan çıktım ve otoparkta bizimkileri beklemeye başladım.
Önde Berkan ve Barış maçın kritiğini yaparak geliyordu. Arkalarında Kerem, Kâzımcan, Yunus ve Zaniolo vardı.

"Tebrikler takım!" dedim alkışlayarak.
Büyük bir alkış koptuğunda gülerek Kerem'in kollarına atladım. Sıkıca sarıldık.

Kerem'in arabasına atladığımda gülümsedim ve sevinçle çığlık attım.
O, bu halime güldüğü sırada dudağına yapıştım. Birkaç saniye boyunca yavaşça ve nazikçe öptüm dudağını. Geri çekildiğimde, yeni çıkmaya başlamış olan sakallarını okşadım. Tebessüm ederek önüme döndüm ve kemerimi bağladım.

SON DAKİKA • Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin