51. Bölüm: Teni Tenime...

428 24 15
                                    

Aşklarım başta biraz yakınlaşmalar olacak. Okumak istemeyen geçebilir. Yakınlaşmanın bittiği kısma emoji bırakacağım.
İyi okumalarr 💗

✨️
Sırtım duvarla buluştuğunda içimden bir küfür savurdum. Barış'ın libidosu çok yüksekti. Yani, ben öyle bir enerji alıyordum. Ve haklıydım da.

Kolunu belime daha da sıkı sardı ve kendine çekti. İnat etmeyip kollarımı omzuna koydum. Dudaklarımız birbirine o kadar yakındı ki, birimiz bir şey söylese birbirine değecekti.

"Barış..." dedim nefes nefese. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, her an düşüp bayılabilirdim! Sesim de titremişti zaten adını söylerken!

"Söyle güzelim," dedi o da kesik nefesiyle. Yükselmiş miydi o? Kesinlikle yükselmişti!
Zaten libidosu yüksek biriydi. Birkaç kez gözlemlemiştim. Özellikle birlikte kahvaltı hazırladığımız zamanlarda, aramızda yakınlaşma olduğunda daha çok gözlemlemiştim.

Nefes almaya çalıştıkça göğsüme bir şey batıyordu sanki. Barış...
Sen bana ne yaptın böyle?!

Yavaşça dudağıma yaklaştığı sırada gözlerimi kapattım ve ensesinde birleştirdiğim kollarımı, biraz daha sıktım.
Belimi daha sıkı kavrayıp kendine çektiğinde dudaklarımız buluştu.
Önce yavaş yavaş dudağını tanıdı dudaklarım, ardından ona bıraktım kendimi.

O kadar güzel ve sakin öpüyordu ki, dudaklarım onun dudaklarının altında ezilmek yerine, hayat buluyordu.
Öpüşmek diye buna derdim ben işte!

Birden kucağına aldığında düşmemek adına bacaklarımı beline sardım.
O da belimi daha sıkı sardı. Öpüşmemiz daha da alevli hale gelirken terlediğimi hissetmeye başladım.

Gerçekten terliyor muydum yoksa bu aramızdaki tensel uyumdan dolayı mı oluyordu? Resmen her yerim yanıyordu!
Barış Alper'in her dokunuşu beni daha da ateşlendiriyordu. Arada eli kalçama gidiyor, arada belime, arada ise yanağıma...

Yatağa oturduğunda hızla dudaklarından ayrıldım ve üzerindeki tişörtü çıkardım.
Oha! Bu ne lan?! Kaslarını şöyle bir süzdüm. Hoay maşallah dedim Acun gibi.
Bu nasıl bir vücuttur aslanım böyle?

Elimi hafiften kaslarının üzerinde dolandırdım. Güzel bir gülümseme yolladıktan sonra kazağımı çıkarmak için gözlerimin içine baktı. İzin istiyordu.
Tebessüm ederek başımı salladım.

Kazağın iki ucundan tutup yukarı doğru kaldırdı. Lan! Bir dakika! Ben içime bir şey giymemiştim ki!

"Dur!" dedim birden. Tam o kısma gelmişti zaten. Kazağın uçlarını hızla bıraktı.

"İstemediğin bir şey mi yaptım?" dedi geri çekilerek.
Ben bunu nasıl açıklayayım ki şimdi?

"Ya şey..."
Konuşamıyordum! İlk defa yalan gelmemişti aklıma. Aldığım nefesi verdim ve ayağa kalktım.

"Bekle beni." dedim ve çantamın olduğu yere koştum. Bugün biraz bunaldığım için çıkarıp çantamın en dibine atmıştım.
Hızlı adımlarla banyoya girdim ve kazağı çıkardım. Kopçaları taktıktan sonra yeniden kazağı üzerime geçirdim ve Barış'ın yanına girdim.

Ağır hareketlerle kucağına oturdum.
Lan?! Ben neyin üzerine oturmuştum böyle?! Altımda tayt olduğu için hissedebilmem daha kolay olmuştu.

"İyi misin?" dedi Barış yüzümü incelerken. Başımı salladım yavaşça. Ellerini kazağımın uçlarına attı ve yukarı kaldırdı. Bir kenara fırlattığında biraz daha yapıştım ona.
Tam dudakları ile dudaklarım birbirine değdiği sırada durmak zorunda kaldık.

SON DAKİKA • Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin