Güzelliklerim yorum yapar mısınız rica etsem?
İyi okumalar. 💗💗🪄
Gözlerimi araladığımda nerede olduğumu anlamam nedense uzun sürdü. Yavaşça doğrulup özensiz bir şekilde giyindim. Yarın Hacettepe ile hazırlık maçımız vardı. Bugün direkt antrenmana gidecektim.Vücudumdaki yorgunluğu bir türlü atamıyordum. Beni yoran aklımdaki düşüncelerdi. Antrenman falan değildi.
Yine aklımda dolanan bir sürü düşünceyle yurttan çıkıp sahaya ilerledim. Soyunma odasına eşyalarımı bıraktıktan sonra hızla sahaya geçtim. Bizimkilere güzel bir motivasyon konuşması yapma zamanım gelmişti çünkü yarın maç vardı.
"Toplanın bakalım!" dedim ortalarına geçerek. Herkes bana odaklandığında cümlelerimi sıraladım.
"Biliyorum, şu birkaç gündür saçma sapan olaylarla sarsılıyoruz. Özellikle ben. Ama bu olan şeylerin bizi düşürmesine izin vermemeliyiz. Her zaman dik durmalıyız. Yarın bir maçımız var. Her ne kadar hazırlık maçı olsa da kazandığımız zaman bünyemize yüklenecek olan azim ve hırsı düşünün. O yüzden bu maçı kesinlikle kazanmalıyız. Hadi şu antrenmanı en iyi şekilde tamamlayıp maça mükemmel bir enerjiyle çıkalım."
Alkış tutarak antrenmana başladığımızda herkesin gerçekten mutlu ve hırslı olduğunu görmüştüm. Gizem'in gitmesi takıma yaramıştı. Resmen bütün enerjimizi o sömürüyormuş! İnanılır gibi değildi.
Antrenman bittiğinde hep birlikte yemek yemeye karar verdik. Fatih Hoca'yı da ikna ettiğimizde hep birlikte ne yiyeceğimize karar verdik. Dürüm gömecektik. Toplandık ve buraya en yakın dürümcüye gittik.
Tüm ekip sandalyelere oturduğumuzda sohbet açıldı."Defne senin gitmen lazımdı! Ailenin nasıl izin vermediğine hala şaşırıyorum. Orada mükemmel bir hayatın olacaktı. Galatasaray'a transfer olmak fevkalade bir haber olurdu!"
Bunları söyleyen defansta yer alan Hande idi. En iyi savunmayı yaparak o da maça gitmek için hak kazanmıştı."Bende çok istiyordum ama ailem izin vermiyor. Annem önce okulumu bitirmem gerektiğini düşünüyor. Ardından istediğimi yapabilirmişim." dedim üzgünce.
"Kaç yaşına geldin Defne? Çocuk değilsin ki. Kendi kararlarını kendin verebilirsin."
"Tabi ki de öyle ama olmuyor işte. Vardır bunda da bir hâyır." deyip konuyu kapattım. Daha çok bu konu hakkında konuşmak istemiyordum çünkü canımı sıkıyordu. Çocukluk hayalimi gerçekleştirememem canımı fazlasıyla yakıyordu.
"Yarınki maçı kazanıyor muyuz kızlar?" dedi Fatih Hoca masanın öteki ucundan.
"Kazanıyoruz tabi ki de hocam! Hatta Defne'nin dört golü var."
Ayça'nın böyle demesiyle gülümsedim. Bana kendinden daha çok güveniyordu deli kız. Çok seviyordum onu.Dürümler geldiğinde ortama sessizlik çökerken, duyulan tek ses ısırdığımız zaman ortaya yayılan dürümün çıtır kısımlarının çıkardığı sesti.
"Hadi kalkalım o zaman."
Hesabı hallettikten sonra oradan çıkıp yurda geçtim.Biraz uyumak istiyordum ama aydınlık ortamda uyuyabilen birisi olmadığım için gözlerimi dinlendirmekle yetinecektim.
Yatağın içine girip gözlerimi kapattım.
Telefondan bildirim geldiğinde bakmamak için kendimle savaş vermiştim ama çok geçti artık. Telefonu açmıştım bile.Kerem'den bir mesaj vardı. Hızla doğrulup bildirimin üstüne tıkladım.
Antrenmanın nasıldı?
Gülümseyerek cevap yazmaya başladım.
Çok güzeldi! Yarın Hacettepe ile hazırlık maçımız var. Senin antrenmanların nasıl gidiyor? Okan Hoca çok zorluyor mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAKİKA • Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Son dakikada yetiştin." Son dakika... Biraz daha geç kalsaydım yetişemeyecektim. Onu son kez göremeyecektim. Ama son dakikada yetişmiştim! Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gözlerim, gözlerinin derinine indiğinde bakışlarındaki o güzel şefkati ve huzu...