☘️ 1

15.7K 485 265
                                    

Yılgın kitabının devamıdır...

Keyiflice okuyun la

Ve yorum yapın plizz

📍

"Kurt'un tayini Aydın'a çıkmış Celal, o kadar mutlu oldum ki ilk sizinle paylaşayım dedim." Masada Kurt haricinde herkes vardı ve loş ortamda hep beraber yemek yiyorlardı. "Burada olması o kadar güzel olmuş ki... kaç yıl oldu kim bilir.. yanında gelecek mi Berkant da?"

Berkant ,Kurt'un 2 yıl önce biten evliliğinden olan cocuğuydu. 30 yaşında bu adam hem komutan olarak görevine devam ediyordu hem de çocuğuna elinden geldiğince bakıyordu.

7 yaşındaki oğlan ise babasına asla zorluk çıkarmıyor, aksine olabildiğince uslu duruyordu. "Getirecek... Zaten çocuk Aysun'da duramaz. Malum pek izni olmuyor." Kurt'un eski eşinden bahsederken yüzü buruştu Tuğran'ın, oldu olası o kızı sevmemişti. "Haklısın... Kerem bezelyeleri Doruk'un tabağına atma lütfen. 20 yaşındasın sen!"

Kerem dudak büktü göz devirirken. "Bunu bana kölelik yapsın diye doğurmadın mı anne ya? İstediğim gibi kullanırım." Ofladı Celal, asla laftan anlamayan oğluyla ciddi anlamda başı dertteydi. "Annen yapma diyorsa yapma." Mahir güzel eşinin yaptığı yemeği dünyanın en lezzetli yemeği yiyormuşcasına çiğniyordu.

"Ayh babacığım! Aşkım benim, senin benim tarafımda olman lazım, hem Doruk bezelyeyi çok seviyor. Mutant çocuk!" Doruk gülümserken şişkin yanakları gözlerini kapattı ve kısa bir süreliğine etraf görünmedi küçük oğlan için. "Bezelye çok güzel bence, sen sorunlu bir abisin!"

Aktan gülümsedi, Doruk çocukların içinde en nahif ve en zarif olandı. Kerem için aynı şeyi söylemezdi, oğlan nizamiyeye sadece yakışıklı askerlerin numarasını almak için geliyor, çoğu zaman askerlerin aklını başından alarak nizamiyeden kovduruyordu kendisini.

Sohbetin hem koyu hem de kargaşanın hakim olduğu masayı Ahmet Can ayağa kalkarak susturdu. "Size bir şey söylemek istiyorum." Kerem güldü, abisinin artık tez zamanda evden gitmesini istiyordu. O varken eve erkek alamıyordu bir türlü.

Oğlan çatalını enginara uzattı, tabağına almak gibi bir adabı muhaşereyle pek ilgisi de alakası da yoktu. Zaten o kafasına estiği gibi yaşamayı seviyordu, her şeye aykırı oluşu ona pek çok alanda ayrıcalık tanıyordu. "İnşallah gelin olup gidiyorsundur abi... yoksa ayağa boşuna kalkmış olursun."

Ahmet Can alayla güldü. "Seni evlendirmeden asla evlenmem abicim, hani tarihin ilk kurtlususun ya sen. Önce seni yani anladın mı güzelim?" Kerem ofladı, ensendeyim diyordu, bıkkınlıkla saman gibi olan enginarı yedi, kesinlikle Tuğran amcası yemekten anlamıyordu.

"Neyse... Şu size bahsettiğim şirket vardı ya, bugün mail geldi. Benimle yeniden görüşmek istiyorlarmış, sanırım işe alınıyorum." Fatma ve Nihat başta olmak üzere masadaki herkes sevinç nidaları attı. Ahmet Can o şirket için haftalardır uğraşıyordu, emeğinin karşılığını alması, üstelik bunu babasından torpili olmadan kendi emeğiyle yapması paha biçilemezdi.

"Abi hazır bak şirkete de alındın, bence artık kocaman bir adam olduğun için evden git." Herkes Kerem'in dediğine gülerken Firuze Doruk'un yemesi için balığı temizledi, en küçük kardeşini herkesten daha fazla seviyordu.

"Teşekkürler ablacım! Seviyorum seni." Firuze dayanamayarak burnunu öptü kardeşinin. "Yerim seni." Firuze'nin ayırdığı balık parçalarından birine çatalını uzatıp ağzına attı Kerem. Doruk kıkırdarken genç kız kızmayı tercih etti.

"Kerem vallahi dayaklıksın ya, minicik çocuğun yemeğine de göz dikme bari." Omuz silkti oğlan, hiç umrunda değildi açıkçası, o karnının doymasına bakardı. "Abla biliyor musun etik değerler falan pek umrumda değil... yani bu demogojin pek beni etkilemiyor."

İnci TaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin