Keyiflice okuyun la
Yorumlarınızı bekliyorum
📍
"Bak bu üzerine yakışır baya, dene bi." Yavuz ve Kurt bugün hem kendileri hem de Berkant için alışverişe çıkmışlar fakat Berkant gelmek istemeyince onu Aktan'a bırakmışlardı alışverişin ortasında. Şimdi ikili baş başa alışveriş yapıyordu.
"Yavuz 10 tane şey verdin vitrin mankeni miyim ben giy çıkar giy çıkar." Homurdanıp duruyordu, sabahtan beri 10 kez kıyafet girip çıkarmıştı. Yavuz hınzırca gülümseyip adama yanaştı. "E ben giydireyim güzelim? Soyma konusundaki ustalığım malum, bir de nasıl giydiriyorum bak."
"Seni sikmiyorum diye sikemiyorum sandın sen galiba? Yapayım istersen?" Aman aman diyerek sokuldu Kurt'a Yavuz, adamı iyice kıyafetlerin olduğu tarafa sıkıştırıp dudaklarından minik bir öpücük çaldı el çabukluğuyla.
"İstersen yap tabii güzelim de pek isteyecek gibi durmuyorsun sanki..." Kurt gülümsememek için başını çevirdi ve bir kaç büyük adam atarak Yavuz'un önüne geçti. Bazı reyonlarda çocuğuna uygun şortlar almış, başka reyonları hızla dolaşmaya başlamıştı.
Yavuz elindeki poşetlerle arkada sevgilisini takip ediyor, arada gülümseyerek telefonundan onu çekiyordu. Genç görevli kız bir süre onları izleyip sonunda cesaretini toplayarak yanlarına ilerledi.
"Merhaba efendim nasılsınız? Özellikle bakındığınız bir ürün var mı?" Ellerini önünde birleştirip Yavuz'a olabildiğince saf, güzel görünmek istedi. Kurt bir şey demeyerek bakınmaya devam ederken genç adam gülümsedi. "Hayır teşekkürler, öyle kafamıza göre alışveriş yapıyoruz."
"Ah anlıyorum, genelde herkes eşiyle veya sevgilisiyle gelir ama siz abinizle gelmişsiniz. Bir şeye ihtiyacınız olabilir diye düşündüm, ben şuradayım bir şey isterseniz çağırabilirsiniz." Güler yüzle söylediği kelimelerin çok hoş olduğunu düşündü genç kız, kendisine göre çok tatlıydı.
Kurt duraksadı bir süre, başta kızın dediğini algılayamamış olsa da hemen sonrasında başını biraz daha askıdaki kıyafetlere eğdi duymamış gibi yaparak. Yavuz'un ise yüzündeki gülümseme soldu önce, hemen ardından boğazını temizledi yüksek sesle.
"Ben de sevgilimle alışverişe geldim hanımefendi, bence siz birine yardım etmeden önce haddiniz olmayan tespitler yaparak insanları rencide etmemeyi öğrenmelisiniz." İyi günler dileyip şaşkınca ona bakan adamın ellerinden tutarak mağazadan çıkış yaptı hemen.
"Neden öyle dedin ki bir anda? İlişkimizi ulu orta yaşayacak değiliz Yavuz." Adamın onu tuvalete götürmesine sesini çıkarmadı. "Sus bi."
Yavuz, Kurt'un tepkisizliğine tepkiliydi. Şartlar ne olursa olsun onun yanında elini tutması gerekirken küçücük laflarda bile ardını dönüp duymamış gibi yapabiliyordu. Sonunda lavaboları bulup içeriye soktu kendisiyle beraber adamı.
Tam Kurt yeniden soracakken Yavuz adamın boğazından tuttuğu gibi duvara yasladı. "Yaşını atlattığını düşündüm laf etmedim, kimseye sırf asker olduğun için bizi bahsetmemene laf etmedim ama yanımda bu şekilde konuşulduktan sonra başını başka yere çevirip oyalanamazsın Kurt, sikerim senin belanı."
Sesi kısık fakat tehditkardı, bunu halledemedikleri sürece ilişkileri Aktan ve Tuğran'dan ileriye gidemezdi. O, kuytu köşelerde ilişki yaşamak istemiyordu.
Tutuşu sert olmadığı için Kurt kolayca kurtuldu ve Yavuz'u itti. "Asıl ben seni sikerim! Toz pembe bir dünyada mı yaşıyoruz amına koyayım da kolayca sevgilim diyebiliyorsun sen? Lan ben askerim asker, bu duyulursa bir gecede zayiat derler kafama sıkarlar amına koyayım."
Yavuz'un nevri döndü bir anda.
"O zaman bunu bana neden söylemedin lan! Ne diye benimle bir ilişkiye başladın madem bir sikim olamayacaksak? Baban gibi bir adam istemezken neden baban gibi davranıyorsun lan sen?" Kafayı yiyecekti, belki onlar için büyük bir mesele değildi ama işler bu noktaya kadar varmıştı.
İkilinin arasındaki her şey çözülmüş gibiydi fakat sadece gibi olarak kalmış şimdi gün yüzüne çıkmıştı.
"Senin benden bırakacağını düşündüm çünkü, ilişkimizin ilerleyeceğini düşünmedim hiç. Hayal aleminde yaşayamayız Yavuz, bu şekilde yaşamak zorundayız." Yavuz hayal kırıklığıyla uzaklaştı adamdan.
"Ben hayal aleminde mutluyum Kurt, belli ki sen hiç olmamışsın."
----------
"Kocacım ya az öpme de şunu bitireyim." Doruk'un doğum günü olduğu için Celal ve Mahir pasta yapıyorlardı. "Çok güzelsin ne yapayım? Güzelim şundan da kullan sen seviyorsun."
Celal kıkırdayıp eşinin yanağını öptü. "Aşkım kocacım Mahir'im çocuğumuza yapıyoruz biz ama pastayı, niye benim istediğim olsun ki?!"
Mahir eşinin arkasından sarıldı ve uzun uzun kokladı sevgilisini. Bir ara yine tatile gitseler iyi olurdu. "Doruk'un senden pek de bir farkı yok güzelim çünkü, sen ve o aynı şeyleri seviyorsunuz."
"Aşkım bir kaç saate Turan ve Kerem gelecek, sakın Turan'ı tehdit etme." Mahir homurdandı. "Fırsatı bulayım bir kere döveceğim, kim bilir tatilde ne bok yediler."
Celal gülümsedi, Mahir kıskanınca çok tatlı oluyordu. "Aşkım kızarım bak ama, Kerem onunla çok mutlu ve evlenmek istiyor. Bırak da iyice birbirlerini tanısınlar." Mahir yine de netti, dövecekti.
"Uzaktan da tanıyabilirler."
"Bunu diyen de iki kere beni görünce istemeye gelen adam, bazen böyle olması gerekiyor işte karışma sen."
"Bakarız, önce bir döveyim."
📍
Bölüm nasıldı????
Kısaydı biliyorum, daha uzun yazacağım yetiştiremedim.
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
General Fictionintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.