Keyiflice okuyun la
Yorumlarınızı bekliyorum
Bol bol yorum bekliyorummm
📍
Kerem homurdanarak açtı kapıyı, sabahın 11'inde kim gelmişse kapıdan kovacaktı hemen. Zaten dün gece sevgilisiyle gece yarısına kadar görüntülü konuştuğu için uykuluydu.
"Ay patladın herhal- Aa Cevat amca? Ay kız ne zaman geldin sen? Akif bey eniştecim nerede azıcık sulanırdım." Amcasına sıkıca sarılıp geriye çekildi. "Uzak dur kocamdan Kerem, arabadan poşetleri alıyor." Cevat bu aileyi çok özlemiş, Güney Kore gezisinden döner dönmez hediyeleriyle soluğu burada almıştı.
"Dalyan gibi adama eğer sulanmazsam bana da yazıklar olsun amcacım, hem Güney Kore'ye gitmeler falan? Ne iş? Siz kendinizi 25'lik genç sandınız galiba?" Çok kıskanmıştı ikiliyi, ne güzel geziyorlardı.
Cevat güldü, gözleri Celal'i aradı hemen. "Celal nerede? Sabah evdeyim dedi bana, bir şey mi oldu?" Yaptıklarının bedelini zaman içinde ağır bir şekilde ödemişti. Vicdanı hala çok sızlasa da Celal ona asla kötü davranmıyor, aksine hep yapıcı yaklaşıyordu. "Doruk için köpek sahiplenmişler de, onu sabah gezmeye çıkardı. Gelir birazdan ya... Ee sen geziyi anlat nasıldı?" Amcasının koluna girip içeriye yönlendirdi, Akif eniştesi arkadan da gelirdi acelesi yoktu.
"Çok güzeldi, tabii insanlar biraz soğuk mesafeli ama her yer müthişti. Sokak lezzetlerini pek sevmedim bir kaç tanesi hariç, bir de bizimki gibi kaplıcaları var ama o kadar dinlendirici bir ortam ki tüm sinirim stresim kalktı ortadan. Biliyorsun kızımın tedavi süreci devam ediyor ve zor zamanlar geçiriyoruz." Başıyla onayladı onu Kerem.
"Yani Akif eniştecim beycim de iyi bakıyor he sana, nasıl böyle bir adam buldun sen ya? Yani çünkü biraz kazulet ve suratsızsın da." Cevat dışarıya karşı çok memnuniyetsiz ve suratsız duruyordu.
"Ben annene zorbalık yaptım sen de bana mı yapacaksın çırpı bacak? Neyim varmış benim öyle? Gayet de güler yüzlüyüm?" Bunu derken bile etrafa baygın bakışlarla bakıyordu. Adeta hepinizden nefret ediyorum dermiş gibiydi. "Şu suratın nesi sevilebilir Allah aşkına? Birazdan kusacaksın annemin İran'dan getirdiği halıya. Sakın kusma bu arada ben geçen yıl çok içtiğim için kustum, dinlene dinlene dövdü beni. Eli ağır değil ama her tarafımı tırnaklarıyla mıncırdığı için cidden bir süre acı çekmiştim."
O günleri hatırladı da... Kedi saldırısına uğradığını söylemişti herkese. Gülümsedi birden.
"Oh olsun sana, şunun kıymetli şeylerine dokunma dedikçe tahribat bırakıyorsun. Seninle mi uğraşacak hep?" Akif derin bir nefes alarak poşetleri eve soktu, salona girişteki vestiyere bıraktı. " Selam Kerem, millet nerede?"
"Ay eniştecim! Merhaba canım benim nasılsın? Babam öğlene kadar çalışacakmış, annem de köpek gezdiriyor. Gelirler yani birazdan." Ha iyi o zaman diyerek oturdu eşinin yanına. Kolunu koltuğun başlığına koyarak Cevat'ı kendisine çekti.
"Aman gözümün önünde oynaşmayan 50 üstü bir siz kalmıştınız cidden, durmayın oynaşın." Homurdanıp durmasına güldü genç adam. "Hiç akıllanmıyorsun, hep aynısın. Celal'in sabrını sınamak için gönderildin değil mi?" Kerem teessüf ederim bakışları attı amcasına.
"Ay Cevat amcoşum sana bomba bir haberim var! Hani boyuyla posuyla maşallah dediğimiz sürekli süze süze herifi süzgeç hale getirdiğimiz Turan var ya?" Cevat doğruldu hemen. "Ee ne olmuş? Evleniyor mu yoksa? Yazık oldu hangi kız kaptı acaba?"
"Ben tabii ki... Ben kaptım! Bunca zaman beni seviyormuş biliyor musun?" Kıkırdayarak konuşmuş, yanakları da hemen allanmıştı. "Eh her yağız delikanlının bir kusru olur, onunki de sen olmuşsun....yapacak bir şey yok." Kerem hemen ya amca diye çıkıştı.
"Ne kadar kötüsün ya! Hem beni çok fazla seviyor o. Evleneceğiz de biz, hem ben çok da güzelim hiç kusura bakma." Hıhlayıp başını diğer tarafa çevirerek kollarını da göğsünde buluşturdu.
Burnunu her zamanki gibi havaya dikmişti.
"Güzelsin zaten meleğim ama bu çene ve cilveyle çekilmezsin. Ondan öyle diyorum ben, yoksa biliyoruz ne kadar güzel olduğunu." Kerem yumuşadı hemen, zaten hiç de dayanamıyordu küs kalmaya. "Tamam affettim şimdilik amcoş ama bak deme öyle şeyler. Zaten adam heykel gibi iyice özgüvenim sarsıldı."
Her an ayrılırız korkusuyla diken üstünde yaşıyordu.
"Ne diye sarsıldı beyefendi? Akif'le çıkmaya başladığımızda bile özgüvenimi düşürmedim, sen ne hakla sarsıldın?" Akif ilk tanıştıklarında çok yakışıklı olarak nitelendirilen, çalışkan , okumuş ve kültürlü bir adamdı. İş yerinde her kız itinayla onu severdi.
"Sen Akif enişteyle nasıl tanıştın ki?" O kısmı hiç dinlememişti Kerem. Cevat konuşmaya başlarken Akif de eşinin omzuna doğru başını koydu, hikayelerini yeniden dinlemek güzel olacaktı.
"Annene yaptıklarımı biliyorsun zaten... Dövülünce sizinkilerin yanına gittim ya, sağ olsun Mahir kızgın olsa da evinde kaldım iki gün. Başımı alıp gittiğim o gün, onu takip eden üç gün de çöp kenarlarında uyudum ve resmen çöpten yedim. Yani bunu derken pek utanmıyorum çünkü bunu yapan, kendime bu sonu getiren de bendim." Derin bir nefes aldı ve eline uzanıp tutan adamın saçlarını öptü.
"Üçüncü gün işten dönerken beni fark etmiş Akif, yanıma yaklaştı ve benimle konuşmaya çalıştı önce. Tabii korktum ne olacağı belli değil, belki de bana başka şeyler yapacak nereden bileceğim yani. Neyse bir süre konuşmadım ben, o da beni dilsiz sanmış garibim. Tuttu beni en sonunda, bir lokanta var hadi yemek yiyelim diye konuştu. İlk o an konuştum onunla, gerek yok ben aç değilim dedim ama ayakta duracak halim yok." O anları tekrar hazırlamıştı, yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
"Zorla götürdü beni, yemek yedik çay içtik. Beni ucuz bir pansiyona götürdü o haftanın parasını ödedi. İş bulursun bir haftada dedi bana. Onun sayesinde sıcak bir yerim oldu, hemen ertesi gün iş bakmaya başladım. 4. günde falan bir manavda iş buldum ama para ucu ucuna yetiyordu. Tesadüfen bir gün meyve almaya bize gelmiş, onu görür görmez tanıdım ve meyvelerden para almadım asla. Ayak üstü konuşurken bahsettim böyle bir durumum var diye, hafta sonları da çalışmıyorduk zaten. O zaman bizim iş yerinde çaycılık yapar mısın eleman eksiği var dedi."
Her şey böyle başlamıştı.
"Hafta içi manavda, hafta sonu da iş yerinde çalışmaya başladım. Küçük bir evim, minik bir hayatım vardı. Önceleri çay bırakırken masasına konuşur halimi hatrımı sorardı, sonrasında konuşmaya başladık ve işte şimdi bu haldeyiz."
Üçü de gülümsedi, yüzlerindeki tebessüm mutluluktandı ve hiçbir burukluk yoktu.
"Yani adamı öyle ya da böyle ayarttın?" Sohbetin havası değişsin istiyordu. "Hayır o mükemmel biri olduğu için benimle hep iletişim kurdu."
"Yani ayarttın."
"Hayır dedim ya Celal'in kopyala yapıştırı." Homurdandı hemen Kerem.
"Yine de ayartmışsın işte, yoksa bu halde mi olurdunuz?"
"Of bu çocukla ne zaman konuşsam tansiyonum çıkıyor." Akif kahkaha attı eşinin yakınmasına. "Seninle uğraşmasına fırsat veriyorsun."
"Çok zilli ya sinir ediyor insanı."
"Hey! Ben buradayım ya hani?"
"Çok konuşuyor bence." Cevat onayladı eşini. "Bence de..."
"Pis aşıklar!"
📍
Bölüm nasıldı????
Sizi seviyorum ♥️ 🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
General Fictionintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.