Keyiflice okuyun la
📍
Dersliğin bir tarafında Yavuz diğer tarafında Kerem ders dinliyorlardı. Genç adam arkadaşıyla konuşmak istiyor fakat çekiniyordu, biliyordu ki bu defa fena kırmıştı.
Abisi Turan bile gelip uyarmış, Kerem'in kırıldığını ve gönlünü alması gerektiğini belirtmişti. Yavuz ise hep arayıp mesaj atmıştı ama Kerem hiçbirine dönmemişti. O nedenle şimdi nasıl bir hamle yapmalıydı düşünüyordu.
Çağın yavaşça yalnız olan oğlanın yanına adımlayıp oturdu bir anda, ders daha bitmemişti ama umrunda da değildi. "Nasılsın?"
"Çağın yerine git beni deli etme, sana seninle ilgilenmiyorum dedim. Hangi kafayla yanıma geliyorsun?" Sesi net itiraz istemiyor şekilde çıktı. "Güzelim sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun, bak Yavuz ibnesi bile uzaklaştı senden." Kerem sinirle gözlerini yumdu.
"Yavuz'la aramdaki mesele beni ilgilendirir şerefsiz, sen kendi işine bak. O benim ölene kadar dostum olarak kalacak, sen ise hiçbir şey olarak." Çağın ona yaklaşırken Kerem sinirle çekildi kenara. "Ben hep olacağım yanında..."
Tam ağzını açacakken hoca dersi bitirdiğini söyleyip toparlandı, Kerem de ayağa fırlayıp Yavuz'un yanına geçti. "Sikeceğim bu piçi." Yavuz sinirle yumruğunu sıktı. "Boşver, kafeteryaya gidelim hadi, hem ben seni affetmedim daha konuşacağız." Çağın ve Yavuz birbirine öldürücü bakışlar atarken Kerem zorla arkadaşını çıkardı derslikten.
İkili aşağıya indi ve Yavuz ikisi için kahve alıp köşedeki mavi masaya geçtiler, çünkü Kerem bugün mavi giymişti. "Bol sütlü yaptırdım, yumuşak içim." Kahveyi uzatırken nasıl içtiğini bildiğinden özellikle söyledi. "Teşekkürler..."
Minik bir yudumla içi sıcacık oldu.
"Özür dilerim... Ben öyle demek istememiştim. Sana bir şey olacak diye korkuyorum Kerem, herkes bu kadar kolay bırakmayabilir veya sana zarar verebilir. O zaman ne annen ne de baban ne de biz hepimiz ne hale geliriz düşündün mü hiç? Hem ya hastalık kapsan? Neden gençliğini güzelliğini böyle mahvetmeye çalışıyorsun?" Yavuz içini dökerken gerçekten dertli duruyordu, arkadaşının arkasından herkes konuşuyordu ve erkekler kendi arasında iddiaya giriyor, onu elde etmeye çalışıyorlardı.
"Tamam ama benim de ihtiyaçlarım var... Ben de memnun edilmek istiyorum belki... Neden bana bu muameleyi yapıyorsunuz? Ben korunuyorum, çok nadir salıyorum kendimi. Geçen gün bile o hayvan prezervatifi yırttı içimdeyken, o nedenle apar topar evden çıktım seni çağırdım. Hem ben vajinaya izin bile vermiyorum biliyorsun. Yavuz sen benim her şeyimi biliyorsun, bilmene rağmen öyle konuşman çok üzdü beni. Bir daha yapma bunu lütfen, ben bundan sonra kimseyle görüşmeyeceğim zaten."
Yavuz sevinçle doğruldu, arkadaşının bu kararına çok sevindi. "Bundan sonra asla yargılamak yok, zaten gördüm ben günümü. Abim bile duvardan duvara vurdu beni."
Kerem'in yüreği heyecanla çarptı, yüzünü bir utanç dalgası sardı. "Abin mi? Abin ne yaptı ki?" Yavuz gülümsedi, arkadaşının abisine olan hayranlığını biliyordu. "Seni üzdüğüm için bana kızdı, özür dile kendini affettir dedi. Bir de artık burada ya hep beraber olacağız sakın onu üzme dedi bana." Oğlanın yüzünde hoş bir gülümseme meydana geldi, Turan abisi gerçekten beyefendi bir adamdı.
"Üzme sen de beni o zaman, Turan abiye söylerim seni yoksa!" Yavuz güldü, Kerem ise mutlulukla içti kahvesini. Üzerindeki yük ciddi anlamda kalkmış hissediyordu. "Kahveni iç de seninle abimin yanına gidelim." Belki bir miktar ikiliyi yakıştırıyor olabilirdi elbette fakat bunu şimdilik arkadaşı bilmese de olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
General Fictionintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.