Keyiflice okuyun la
📍
Ortamdaki koyu sohbet kapının çalmasıyla bölündü, sadece ortamdakileri dinleyen Firuze ayağa kalktı kapıyı açmak için. "Ay acaba babanlar mı geldi?" Celal heyecanlı sesiyle şakıdı Kurt'a doğru.
"Sanmıyorum bu akşam konuşacaklardı, biliyorsunuz işte." Celal üzgünce başını salladı ve yerine sindi. Bir kaç saniye sonra herkesin başı salona gelen Firuze ve beraberindeki Yavuz'a çevrildi.
"İyi akşamlar..." Yavuz nasıl bir giriş yapacağını bilemez halde konuştu. Mahir ve Celal oğlana sarılmak için ayağa kalkmış, samimi bir selamlaşma bahşetmişlerdi. "Oğlum bu senin gittikçe kaslanan vücudunu ne yapacağız? Vallahi çok iyi duruyor."
Mahir'in babacan tavırla Yavuz'un omzunu sıkmasıyla Kurt boğazını temizledi. Rahatsız mı oluyordu yoksa genç adamın varlığı mı sıkıntılıydı anlam veremedi.
"Sağ ol Mahir amca, ben de bilmiyorum ki normal spor yapıyorum. Galiba babadan aldığım genler yapılı olmama çok müsait, ee abim Turan da öyle biliyorsunuz." Turan Yavuz'dan çok daha yapılı duruyordu, ailenin genleri çok sağlamdı.
"Biliyoruz biliyoruz... Ee sizinkiler niye gelmedi?" Turan ve Mahfiruze'yle eşinden bahsediyordu. Onları da epeydir görmediğinden özlemişlerdi. "Annem öğrencileri için kuruyemiş paketleriyle çikolata hazırlıyor, malum ilkokul çocukları. Babam da ona yardım ediyordu en son, abimse valla o nerede belli değil, arkadaşları mı ne çağırmış. Ahmet Can abiler olabilir."
"Hm hm evet bu akşam buluşacaklardı, ay benim oğluşum içmez umarım." Celal'in endişeli sesi Mahir'in onu yanağından öpüp belini sarmasıyla son buldu. "Kerem olsa neyse de Ahmet Can kontrollüdür kolay kolay kaçırmaz dozu." Kendi odasında Hyunjinle aşk yaşayan Kerem aşağıda olanlardan bir haberdi.
"Haklısın kocacım, doğru diyorsun."
"Kerem nerede? Onun için geldim aslında ben." Yavuz elini ensesine atıp konuşmuştu, gözünün ucuyla Kurt'a bakmayı da unutmadı. "Odasına çıktı oğlum, sen de geç istersen." Başını salladı Yavuz, bir kaç adım atmışken dayanamayıp Kurt'a döndü. "Sana da selam Kurt abi nasılsın?"
"İyiyim aslanım sen nasılsın?" Kurt kendisiyle muhattap olan oğlandan memnundu ve bu nedenle büyükçe gülümsemişti. "İyiyim ben de, sen de abimlerle içmeye gidersin diye düşündüm." Aklındakileri söylerken ne düşünüyordu kendisi de bilmiyordu. " Beni sarmıyor öyle ortamlar, genç işi biraz. Bir de çoluk çocuk olunca..."
Kurt ise kendisini çok yaşlı hissetti birden, Yavuz ise yaş farklarının altında ezildi bir miktar. "Yani genç işi demen olmadı Kurt abi, sen de gayet gençsin." İkilinin arasında geçen bakışma normalden biraz farklıydı, değişen bir şeyler varmış gibiydi.
"Genç olsaydım bana abi demiş olmazdın." Bu cümleden ne anlamalıydı anlamamıştı Yavuz, karşısındaki adamın alaylı tavrı gerçek hislerini saklıyordu sanki. "Saygı duyduğum için abi diyorum, saygıyı istemiyorsan adınla seslenebilirim."
Celal ve Mahir ikilinin sohbetine dokunmuyordu, Firuze ise sevgilisiyle mesajlaştığı için hiçbir şeyi umursamıyordu. Sevgilisi tarafından kendisine hediye edilen pandora bilekliğin kenarı kopmuştu ve bu nedenle canı sıkkındı.
Sevgilisinin maddi durumu yoktu, sanayide kalfa olarak çalışıyordu. Buna karşın Firuze hiçbir şeyden geri kalmasın diye de milletin aldığı her şeyi sevgilisine alıyordu.
"Sen bana abi de o zaman."
Sanki halinden memnun değilmiş ama diğer türlü de garip kaçacakmış gibiydi. "Çok geç Kurt, saygıyı hak edene kadar böyle." Daha fazla konuşmadan ve Kurt'u da konuşturmadan merdivenlerden çıktı. Aşağıda belli etmese de inanılmaz gerilmişti.
Yıllardır abi dediği adama gıcıklık yapma amacıyla yaptığı harekete kendisi de inanamıyordu, bunu bir an önce arkadaşıyla paylaşmalıydı. Aşağıdaki adam ise bir miktar şaşkın bir miktar öfkeliydi, şuncacık veletler kendisine kafa tutar olmuştu asker olmasına rağmen.
Bugüne kadar gevşek bir hareketi olmamasına karşın bu tavrı anlamlandıramıyordu. Başını Celal ve Mahir ikilisine çevirdi, başka şeylerden konuşup kafasını dağıtsa iyi olurdu.
Yavuz kapıyı çalmadan içeriye daldı, Kerem'in yine saçma sapan bir şey yaptığını düşünüyordu. Her zamanki gibi...
"Ay manyak ya insan kapı çalar!" Kerem kulaklığını çıkardı çabucak, kapı bir anda açılınca korkmuştu. "Ne yapıyordun?" Yavuz mavi renkli nevresimli yatağın üstüne oturdu. "Şarkı dinliyordum. Sen niye geldin ve ne ara geldin? Hani bu akşam klinik psikoloji çalışacaktın?"
Hatta bu nedenle kendisini de ekmişti, biraz trip atası da vardı tabii. "Abim abinle beraber içmeye gitti arkadaşlarıyla. Ben de biraz ders çalıştım ama sonra sıkıldım. Seni aradım uçak moduna aldın kesin o nedenle bende geldim." Akıllı adam diye geçirdi içinden Kerem, kendisini ne de iyi tanıyordu.
"Turan abi içmeye mi gitti? Nereye gittiler peki? Meyhane gibi bir yere mi? Mesela ne kadar kız falan vardır?" Kerem sadece merak ediyordu, salt bir merak. "Ne bileyim oğlum ben? Gittiler işte, hem abimi bilmiyor musun sanki? Evleneceği kadından başkasıyla beraber olmayacakmış hep öyle dedi." Bunu biliyordu Kerem, hem de çok iyi biliyordu.
"Ama ya sevdiği kadın?"
"Ne sevdiği kadın?" Yavuz, arkadaşının l demesinden leblebiyi dediğini anlardı. "Yani sevdiği kadın öyle olmazsa? Pek çok kişiyle beraber olmuş olursa?" Genç adamın yüzünde hoş bir gülümseme peyda oldu. "Senin gibi mi?"
Kerem'in yanakları hafifçe kızardı. "Mesela yani..."
"Mesela senin gibi olsa abimin sevdiği kadın... Her türlü severdi onu, abim öyle şeylere takılmaz. Sadece sinirli biri, sevince aşırı kıskanç olur gibi. Yani senin gibi biri olursa abim sinir hastası olur." Oğlanın dudakları büzüldü, düşüncelere dalmak üzereydi. "Mutlu edemez yani abini benim gibi biri..."
"Onu bilemem... Ama abim bir kere aşık oldu mu artık asla başka bir şey göremez. Mahir amcam gibi..." Kerem sandalyesine oturup defterini eline aldı. Sessizce mırıldanmasını Yavuz duymamıştı.
Ama ben Celal değilim ki...
Kendisine hatırlattığı gerçekle nefesleri sıklaştı, hem zaten kendisi öyle olsaydı bile heteroseksüel olan Turan abisi asla bakmazdı. Konuyu dağıtmak için sahte bir ifade takındı suratına, kocaman gülümsedi.
"Ee aşağıda biraz takıldın mı yoksa direkt yukarıya mı çıktın?" Yavuz mutlaka hepsiyle konuşmuştur diye geçirdi içinden. "Kesin kurt abiyle konuşmuşsundur." İç çekti Yavuz, yaptığı saçmalığı hatırladı bir kez daha.
"Sorma, konuştum herkesle tabii. Kurt'a artık ismiyle hitap edeceğim, adama resmen kafa tuttum." Kerem inanamıyormuş gibi baktı arkadaşına. "Ay nasıl yani? Dalga mı geçiyorsun benimle?"
"Hayır, genç değilim dedi ben de gençsin dedim. O da genç olsam abi demezsin dedi ben de demem dedim işte yani öyle." O kadar baştan savma anlatmıştı ki Kerem ne diyorsun yarram bakışı attı. "Böyle bir diyalog olabilir mi sayın mal? Düzgün anlatsana şunu."
Yavuz oflayarak baştan sonra her bir cümleyi anlattı ayrıntılı şekilde. Kerem'in yüz ifadesine baktıkça yaptığı hareketin ne kadar cesurca olduğunu bir kez daha fark etti. "Bir şey diyebilir miyim ben?"
"Söyle tabii lan sanki bu zamana kadar izin mi aldın?" Güldü Kerem.
"Kurt abiyi bir kere siker misin?"
📍
Kerem yine bildiğiniz gibi.
İlk önce Yavuz ve Kurt olacak
Ve en önemlisi aktif olanımız Yavuz, o nedenle biraz zor bir ilişki olacak.
Karşımızda ketum bir kurt var
Bölüm nasıldı??
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
Fiksi Umumintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.