☘️ 32

2.6K 307 61
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

"Ay Turan bak ne güzel yaptım aşkım!" Dün gece uykusuz kalarak tamamladığı mora çalan lila atkısını getirdi adama, bitirebildiği için çok mutluydu. Turan elindeki kalemi bırakıp Kerem'i kucağına çekti.

"Çok güzel olmuş güzelim, kendine de ör beraber giyelim." Mis gibi Kerem'in kokusu sinmiş olan atkının boynuna takılmasına müsade etti. "Nasıl oldu? Bana yakıştığın gibi yakışmış mı?"

Kerem yaa diyerek sarıldı adama. "Aşkım demesene öyle şeyler! Çok yakıştı hem, bunu sadece evde giy dışarıda olmaz fazla çekici alıcı oldun." Turan'ın gözünün kenarından öptü. "Dışarısı beğense ne ben sadece senin ilgini istiyorum."

Oğlanın onun için örgü yapan ellerini öptü uzunca, biraz da koklayarak. Turan her anlamda çok şanslı olduğunu hissediyor, bunu her defasında belli ediyordu ilgisiyle. "Şey... O zaman hiç ihtiyacın yok bana sormana, ben seni çok çok fazla seviyorum zaten." Kedi gibi adamın kucağına iyice sokulup küçüldü.

"Beni öpmedin dün gece?" Babası var diye adam yanına yaklaşmamıştı bile. "Güzelim sınıyorsun insanı, baban varken çok ayıp olurdu. Şimdi bizim bir kızımız olsa ben elin herifiyle aynı şehirde bile barındırmam yani. Adama çok hak veriyorum, öl dese yeridir." Kerem ağzı açık halde geriye çekilip sevgilisine baktı.

"Ciddi misin sen? Aşkım ikametgahın mağarada mı bu nasıl bir mağara adamlığı?  Kızımız olursa istediği her şeyi yapabilir ben arkasındayım." Turan homurdandı. "Ben o kadar geniş değilim yavrum, elin zibidisi kızımın yanına yaklaşamaz."

Kerem hince güldü. "Aşkım! Peki şey mesela... Diyelim ki bir oğlumuz oldu... Onun kızla istediği gibi bir şeyler yapmasına izin verir miydin?" Favori sorusunu sona saklamıştı. "Vermezdim tabii, düzgün yetişecek düzgün bir çocuk olacak. Öyle bir başkasının değerlerine kafasına estiği gibi davranamaz. Adap bilecek saygı duyacak, karşısındaki kadını yüceltip milletin diline pelesenk etmeyecek."

Kerem ne kadar doğru bir adamı sevdiğini bir kez daha anlamıştı.

"Senin gibi bir adam beni nasıl kabul etti anlayamıyorum bazen, sen çok mükemmelsin Turan." Sevgilisinin yanağını okşadı, dünyanın en değerli şeyi gibi bakıyordu kendisine. "Sakın böyle düşünme işte o zaman bozuşuruz, ne yaşadıysan yaşadın geçti bitti. Hem geçmişi sürekli karıştırmak midesiz adamların işidir, ben benimleyken ne yaptığına bakarım. Bak bakıyorum, ne yapıyorsun biliyor musun?"

"Ne yapıyorum?" Gözleri dolmuştu hemen. "Beni seviyorsun." Turan uzanıp oğlanın akan göz yaşlarını öptü, kendisini sürekli suçlu hissettiğinin farkındaydı ve olabildiğince engellemeye çalışıyordu.

"Çok seviyorum hem de! Of bak senin yüzünden ağladım hemen babamı arayıp seni şikayet edeceğim." Genç adam gülümsedi, Kerem'in çenesini öptü. "Et ama ağlama nedenini de söyle olur mu?" Oğlan uslu uslu başını sallayıp son sorusunu sormak için ağzını açtı.

"Peki... Şey mesela çocuğumuz benim gibi çift cinsiyetli olsa?" Gerçekten bu konudaki tutumunu çok merak ediyordu. "Bak işte orada duracaksın, işte o başka." Kerem kaşlarını çatarak baktı sevgilisine. "Nesi başka?!"

"Onun saç teline değen nefesi keserim, hele bir üzülsün ya da canı sıkılsın... İşte o zaman görürler bakalım Turan komutan kimmiş." Kerem'in keyfi yerine geldi." Benim gibi olsa tam olarak? Hareketli böyle, cilveli." Turan'ın sinirleriyle oynamaya devam ederse minik bir ceza alacaktı.

"Güzelim sınama beni nolursun... Şimdi bir kaç askerin tezkeresi uzar bak ben bu sinirle nizamiyede dolaşırsam." Kerem kıkırdadı. "Tamam aşkım kızma sen, bugün ayrı bir havan var sanki sevgilim böyle gözüme çok fena göründün."

"Hmm çok mu fena göründüm... O zaman bu fena görünen adamın yanağından öpmelisin ki bu fena görünen adam sana çok fena bakmasın." Kerem ya diyerek kahkaha attı, çocuk gibi onunla eğleniyordu Turan.

"Öpeyim madem, üzülme diye ama yanlış anlama da sonra." Adam baş salladı sakince ve yanağını oğlana uzattı. Ne kadar da tatlı görünüyordu öyle, Kerem şimdi eriyecekti. Uzanıp adamın yanağından uzunca öptü ve lezzetli yemek yemiş gibi ses çıkardı.

"Amma da leziz komutanım, sırrınız ne?" Turan'ın gülümsemesi büyüdü, böyle tatlı tatlı konuşmaya devam ederse Turan koltuğa yatırıp boynuna uzanıverip sonsuza dek saklayacaktı kendisine. "Hamurumu seninle yoğurmuşlar."

"Bu sırrı ömür boyu saklamanız lazım komutanım, çok gizli kalmalı. Yoksa başkaları da isteyebilir." Belindeki eller çok güvende hissettiriyordu. "Sikerim şimdi seni isteyen başkalarını Kerem."

"Yavuz kılıklı öküz!"

-----

"Yavuz biraz çekil bari tüm gece uyuyamadım senin yüzünden." Kurt'un homurdanmasını önemsemedi bile, günlerdir uykusuzdu ve güzel bir uyku çekmişti.

"Ben ne yapıyorum ki şuan?" Başını adamın boynuna iyice gömdü, adamın bacaklarını bacaklarıyla kıstırdı. Arkasında, tam ensesinde uyuyordu Yavuz. "Dayıyorsun gerizekalı, nefes de aldırmıyorsun. Daha doğru düzgün konuşmadık ama kırk yıllık evli gibi yapıştın."

"Çok güzel kokuyorsun lan." Kurt hasbinallah dedi, adamın hiç umrunda değildi. "Ya sen problemli misin? Çekilsene artık." Yavuz hayır diyip daha da sokuldu önündeki bedene.

"Aysun tek kaldı içeride, birazdan Berkant da uyanır çekil hadi." Sonra konuşurlardı ne de olsa. "Olmaz."

"Ağzını yüzünü kıracağım yemin ediyorum." Hayır, kesinlikle bu yapış yapış hallerden hoşlanmıyordu.

Tamam, belki biraz hoşuna gidiyor olabilirdi.

"Biz evlensek benim soy adımı alırsın değil mi?" Bu Yavuz hiç tanışmadığı bir Yavuz'du. "Yok ben annenin soyadını alacağım."

"Yine benimki oluyor, bana uyar."

Bu ne kadar da gerizekalıydı böyle.

"Aptal."

📍

Bölüm nasıldı??

Sizi seviyorum ♥️🌼

İnci TaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin