☘️ 30

2.1K 294 80
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

Zeynep bastık - lan☘️

📍

"Kurt dursana bir!" Yavuz arabaya binmek üzere olan adamı kolundan tutarak durdurdu. "Bir şey mi oldu?" Aysun titreşime aldığı telefonu arayıp duruyordu. Yavuz derin bir nefes almadan önce yutkundu.

"Niye geldi? Aysun yani."

Kurt kolunu yavaşça genç adamın elleri arasından çekti. "Bizim bir çocuğumuz var Yavuz, neden gelebilir?" Doğrusu hangi hakla ne merakla soruyordu ki şimdi Aysun'u, anlamamıştı Kurt. "Yani sana geri dönmek için gelmedi?"

"Öyle olsa ne değişecek? Hakkımda daha farklı şeyler mi düşüneceksin? Firuze camdan bakıyor, bekletme hadi onu." Genç kızı camda gördüğü anda yenilgiyle bayraklarını yarıya indirmişti. Ne bekliyordu ki? Hala bir şey bekleyecek kadar aptal hissediyordu.

Arkasını döndü tekrar arabasına uzandı.

"Aysun'la beraber olamazsın tekrar." Bir hışımla söylediği kelimelerinin sonunu kendisi de bilmiyordu, Yavuz'un sanki midesinden boğazına tırmanan boğucu hissi bir türlü gitmek bilmiyordu.

Kurt gülümsedi, içi dolu doluydu. Arkasını döndü ve Yavuz'un göğsüne işaret parmağını büküp hafifçe vurdu. "Ben sen değilim Yavuz, birini avuçlarımın içine alıp öbürüne de umut vermem. Sen de yapma." Yavuz dumur olmuştu, eli ayağı birbirine dolansa da kendisine sertçe bakan yüze eğildi.

Derin bir soluk çekti, rüzgar kendi yüzüne vuruyor, adamın kokusunu getiriyordu ona.

"Ben de yapmıyorum Kurt, ne zannediyorsun bilmiyorum ama ben kimsenin peşinden koşmuyorum. " bir adım atmak istedi Yavuz, belki bir öpücük, kendisi de bilmiyordu. Tam yeltenecekken Kurt'un mutluluktan uzak gülümsemesini gördü, iç çekmişti adam.

"Sen Firuze'den etkilenip o gece benim yatağıma geldin Yavuz, azıcık erdemli olsaydın böyle bir şey asla yapmazdın. Şimdi siktir git Firuze'nin yanına, uzak dur benden." Daha fazla dinlemek istemiyordu genç adamı, duyguları dilinden dökülüyordu hemen.

"Lan o öyle bir şey değildi Kurt, açıklayayım." Kurt durdurdu Yavuz'u, bıkkın ifadesi yüzünden okunuyordu. "Açıklama, zaten biz diye bir ihtimal yok değil mi? Ben Aysun'un yanına gideceğim sen de Firuze'nin, bu gerçeği kabul et dön."

Yavuz'un konuşmasına müsade etmeden arabasına bindi ve saniyeler içinde uzaklaştı evden. Direksiyonu sıkıca tutuyor ağlamamak adına dişlerini sıkıyordu. Dilini tutamamış bir kaç lafı kaçırmıştı ağzından, yeni yetmenin tekine böyle hisler beslediği yetmiyormuş gibi bir de ağlamaklı oluyordu sürekli.

Üzülmek fıtratında vardı sanki.

Yavuz derin bir nefes aldı, arkasındaki adım seslerinin kime ait olduğunu görebilmek için döndü. "Firuze?"

"40 bin yıl düşünsem aklıma ikiniz gelmezdiniz, yuh yemin ediyorum." Ofladı genç adam, kafayı yiyecekti düşünmekten. "Ayrıntıları sonra konuşuruz , al bu biletleri git şimdi kapısına. Erkek ol oğlum yaparsın güveniyorum ben sana, hadi!"

"Kabul etmez, hem Aysun gelmiş baksana uçarak gitti." Bu gece ikisi baş başa mı kalacaktı acaba?! "Of ne kadar aptalsın ya, bak şoku bile atlatamadım ama uzaktan bile belli oluyordu Kurt abinin ne kadar üzgün olduğu, ne yaptın Yavuz bilmiyorum ama telafi et."

Yavuz eliyle yüzünü sıvazladı.

"Firuze beni sevmiyor ki o!" Hem homofobik davranışları da varken gitse ben sana bir şeyler hissediyorum dese ne değişecekti ki? O, eninde sonunda karısına dönmek isteyecekti. "Seni sevmeyen adam beni camda görünce yüzü gözü değişti ne garip ama değil mi? Salak kafam saklanmayı da beceremedim zaten, bir ara Kerem'den tüyo alsam iyi olur. Şeytanın sol bacağı bilir bu işleri." İkili güldü, evden bir kaç saniye sonra Kerem'in Firuze lafı duyuldu.

"Hadi gitsene aptal!" Adamın omzuna doğru sertçe vurdu genç kız, erkek milleti her türlü şiddeti hak ediyordu. "Ama ben öyle aşık değilim yani." Reddedilmekten çok korkuyordu işin gerçeği. "Aynen canım kesin öyledir, neyse konuşacağız bunları uzun uzun. Hadi al arabanı da git çabuk." Adamı Aysun'dan önce yakalamalı ve konuşmalıydı.

Hızlıca evden anahtarı aldı ve abisinin arabasıyla yola koyuldu, bu gece en azından ondan hoşlandığını söyleyebilir Aysun tehlikesini bloke edebilirdi. Hızını arttırdı, 25 dakikalık yolu 15 dakikaya indirirken evin az ilerisinde durdu ve elindeki biletlerle indi arabadan. Köşeyi dönecek ve adamın evine gidip anlatacaktı derdini, gecenin sakin ilerlemesini umdu.

Fakat hiçbir umulan şey gerçekleşmezdi.

Öyle ki Yavuz köşe başını döndüğü an duraksadı, Kurt başını Aysun'un boynuna gömmüş kadına sarılıyordu. Bir kaç saniye boyunca ne hissetmesi gerekiyor bilemedi Yavuz, bocaladı. Ardından önce elindeki biletleri avcunun içinde buruşturdu, ardından siktir diye söylendi.

"Sikerler böyle işi!"

Olmuştu işte, Kurt karısına dönmüştü.

---------------

"Baba böyle bakmaya devam edersen yemin ediyorum bayılırım şuraya, rahat bırak sevgilimle beni ya!" Kerem bile gamsız olmasına rağmen tedirgin olmuştu adamın bakışlarından.

"Ağzını açma sen, hadi sen gamsızsın arkadan iş çevirmeyi seversin. Ya sen oğlum? Sen niye gelip adam gibi söylemiyorsun? Bir de gelmiş oğlumun odasına tırmanmış." Gençlik fena bir yere doğru gidiyordu.

"Ay kocacım sanki sen farklısın Turan'dan he, sen olsan sen de tırmanırdın odama." Celal'in tatlı müdahalesine herkes katıldı, kesinlikle Mahir Celal'in odasına tırmanırdı şartlar uygun olsaydı.

"O başka bu başka, biz halden anlamaz mıyız güzelim?" Bakınca bile içi gidiyordu güzel eşine, sinirli kalmak adına Turan'a döndü. "Ay aşkım sanki Turan, babacım Kerem'le uyuyabilir miyim dese izin verecektin!"

"Vermem tabi!"

"Özür dilerim Mahir amca, ahmaklık ettim. Özellikle size karşı çok mahcubum, asla bir daha böyle şeyler yapmayacağım." Babası Cüneyt bey ve annesi Mahfiruze hanım duyunca şaşırsa da karşı değillerdi, oğulları bir oğlana gönül vermişse onlar da destek olacaktı. "Oğluma biraz daha kızarsan Celal'in cheesecakelerini bozarım bak!" Mahfiruze'nin tehditi sadece Celal'i korkutmuş, diğerlerini güldürmüştü.

"Uzak dur onlardan Mahfiruze abla ya, çok uğraştım ben onlar için. Değil mi kocacım?" Orta yaşlı kadın gülümsedi. "Literatüre ilk kocacım lafinı sen soktun kesin."

"Ee herhalde ablacım yani, canım kocacım Mahir'im!" Uzanıp kimseden çekinmeden kocasının yanağından öptü. "Sonra ben sevgilimle uyuyunca adamı yerlere atıyor, bu yaşta şu hallerine bak!" Kerem'in yakınmasına gülümsediler.

"Sen de evlen sen de yap, evlenmeden gözümün önünde oynaş bakalım o bacaklarını nasıl kırıyorum güzel bebeğim." Mahir'in hafif uyarısı karşısında Kerem ne diyeceğini bilemedi önce. "Babacım ne diyorsun ya? Ben daha evlenme teklifi falan da almadım of! Turan duyuyorsun değil mi? Bak ona göre davran artık." En kısa sürede evlilik teklifi bekliyordu, çünkü oynaşmayı seven ruhu kesinlikle rahat durmaz bacaklarını babasına kırdırırdı kesin.

"Ortalık zaten karışık Kerem bı dur gözünü seveyim." Ahmet Can atladı tatlısını yerken.

"Sus be sen! Ah bak aklıma ne geldi annecim, bu varya Betül yengeciğimle evlilik düşünmüyormuş." Al bakalım nane dermiş gibi baktı abisine.

"Ne? Ciddi misin sen Kerem? Ne diyor oğlum bu çocuk? Ne demek ciddi düşünmüyorum? Ay Mahir'im aşkım biz bu çocukları böyle yapmadık ama ya!" Celal'in ifadesi ağlamaklı oldu.

"Güzelim çok bismillah da demedik şimdi."

"Ya Mahir!"

📍

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼

İnci TaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin