Arkadaşlar keremin karakterini sevmeyenler varmış, olabilir. Fakat hep aktif olanın bakir olmaması ,herkesle oynaması, aşağılık komplekse sahip olması ve bir türlü egosunu tatmin edememesi sizi sıkmadı mı?
Yani hep bu türden kurgular görüyorum ve ben bundan çok sıkıldım.
Kerem şımartıldı ve bunun farkında, yaptığı her şeyi istediği için yapıyor. İleride birine aşık olsa bile keşke yapmasaydım diyecek biri değil.
O nedenle eleştirmeden önce lütfen okuyalım, finalde bol bol eleştiri yaparsınız olur mu?
Teşekkürler.
📍
Tırnağındaki ojenin kuruması için üflüyordu Kerem, dün Yavuz'la olan tartışmasını düşünmemek için kafasını dağıtacak bir şeyler yapıyordu. Televizyondan Barbie izliyordu bir yandan, erkek kardeşi olan Doruk odasından ellerindeki kitapla geldi birden.
"Ne oldu? Koşarak gelme düşeceksin!"
Ailesinin yanında çok kötü davranırken yalnızken çok güzel davranıyordu kardeşine. "Abi! Abi yapamadım bunu ben, baksana sen." Hoplaya zıplaya abisinin kucağına atladı küçük oğlan, sevimli sevimli gülümsüyordu.
"Gel bakalım meleğim, ay matematik bu öğk kucağım şimdi." Doruk elini ağzına kapatıp göz kapakları ay şeklini alacak şekilde kıkırdamıştı. "Abi ya! Sen matematikli bölüm okumuyor musun sanki? Çözer misin benim için?"
Gür kirpiklerini kırpıştırıp abisine alımlı bir bakış attı. "Ay zilli bakma bana öyle, hem matematikli bölüm mü? Sen bu ara bir zilli oldun he, değişik değişik laflar falan. Gel çözelim bakalım." Oğlan iyice kucağına yerleşmiş, tatlı tatlı abisini dinlemeye koyulmuştu. Duyduğu her işlemden sonra şaşkın şaşkın tepkiler vererek abisini tatlı krizine sokuyordu.
Kerem ise bir soru çözüyor, ardından Doruk'un yanaklarını ısıra ısıra öpüyordu. "Bak bitti! Bana bak sakın seni çok sevdiğimi kimseye demiyorsun tamam mı?" Oğlan bir kez daha kıkırdadı, abisinin bu uzaylı tavırları çok komiğine gidiyordu. "Ama neden?" Dudaklarını büzerek konuşmasına Kerem çığlık attı.
"AAAAA! Bu kadar tatlı olma be! Aptal cüce ağzını ısıracağım şimdi." Ya abi diyerek kıkırdayıp duruyordu oğlan, Kerem Doruk'un her tarafını ısırık izi yapmış oğlanı kıpkırmızı yapana kadar güldürmüştü.
Bir kaç saat beraber vakit geçirdiler, Kerem'in aklından bir türlü çıkmayan Yavuz ise şimdi pek gelmiyordu. Aklı bir nebze dağılmıştı.
Ertesi sabah kahvaltıda abisine ve ablasına sataşmayı unutmadı hiç.
"Kerem bugün evden ayrılmıyorsun, kırdırma bana bacaklarını. Cidden kontrol edilemez biri oluyorsun büyüdükçe." Ahmet Can bıkkındı, babası varken fazla laf edemiyordu fakat Kerem son iki yıldır iyice zıvanadan çıkmıştı. "Sanane pardon da?! İstediğimi yaparım, bugün de gezeceğim istediğim gibi. Kendini babam sanmaktan vazgeç."
Genç adam kolundaki saati kontrol edip kahvesini yudumladı, iş adamı olmak ona epey yakışmıştı. "Kerem bunu söylemekten hiç hoşlanmıyorum fakat karşı tarafı ezebilmek için bedenini ve auranı kullanman seni haklı ya da doğru çıkarmıyor. Seni kullanılmaya müsait yapıyor, o nedenle son ver buna. Düzgün birini sev ve onunla beraber ol, söz veriyorum bunu yaptığında en çok desteği ben vereceğim."
O annesi kadar şanslı değildi ki, ne onu olduğu gibi sevecek Mahir'i vardı ne de onu el üstünde tutacak kadar büyük bir aşkı.
O da zaten Celal değildi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
General Fictionintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.