Keyiflice okuyun la
Arkadaşlar olacak çiftleri söylüyorum hemennnnn
Yavuz ve Kurt
Ahmet Can ve Betül
Kerem ve Turan
Ama hangisi angst hangisi soft hangisi sancılı hangisi aşk dolu olur sürpriz...
📍
"Ay şu sümüklüyü alır mısın kucağımdan Kurt abi. AA çocuğum biraz uzak durur musun ya!" Kurt'un oğlu Berkant Kerem'in evlerine gelir gelmez oğlana kene gibi yapışmıştı. "Ama ama Kerem sevsene beni!"
Oğlan Kerem'in yanağından öpüp sarılmaya devam etti.
"Oğluma düzgün davran Kerem, seni seviyor baya." Oğlan burun kıvırarak parmağının ucuyla Berkant'ın omzuna dokundu. Bu kadar sevgi oğlana yeterdi. Doruk ise abisinin bu davranışına kıkırdayıp Berkant'ın ellerini tuttu.
"Sana arabalarımı göstereyim mi Berkant? Gel hadi benimle." Kendisine küçük bir oyun arkadaşı bulduğu için memnunca sırıttı, gözleri yine ay şeklini almış, görüş açısını yok etmişti.
Küçük oğlan Berkant ise kendisine arabalarını göstermek isteyen yeni arkadaş adayına baktı önce, sevimli bir gülümsemeyle kendisine bakması onu da gülümsetti ve kollarını Kerem'in boynundan çekti. Doruk'un kendisine uzattığı eli tuttu ve onunla beraber odasına gitmek için merdivene yöneldiler.
"Ee Kurt'cuğum sen ne zaman tayinini isteyeceksin?" Kerem'e göre ne kadar çabuk giderse o kadar kolay kurtulurdu bu kıl kuyruktan. "Yeni geldim Kerem'cim ve senin bu piyasadan silmeden gitmeyeceğim. Askerlerimin dolaplarında fotoğraflarını buldum da şöyle güzel bir temizlik yaptırdım. "
Müstehcen fotoğraf olmasa dahi Turan ve Kurt'u epey sinirlendiren görseller olduğu için her dolabın sahibine uzatmalı askerlik hediye etmişti ikili.
"Ay hayranlarımdan ne istedin pislik! Ay oha Turan abi gördü mü fotoğraf?" Kerem'in sesindeki endişe tohumları Kurt'u gülümsetti, bir şeyler seziyordu. Zira geçen gün yanına geldiklerinde Turan'a olan bakışları ve hareketlerindeki özenden ötürü bir şeylerden şüphe etmişti.
Yavaş yavaş haklı çıkıyordu.
"Görmez mi! Çok da sinirlendi, şimdi imajını düzelt düzeltebilirsen Kerem'cim, zor işin." İkilinin düşük volumlü konuşmalarını Celal böldü. "Aktan abilerde gelseydi keşke, ona mısır çorbası yapmıştım o kadar." Kurt Celal amcasına döndü.
"Canını sıkma Celal amcacım, Aktan babam Tuğran babamı biraz üzdüğü için onu düzeltmekle meşgul." Aktan kendi ailesine hala Tuğran'ı açıklamadığı için ufak tefek gerginlikler yaşıyorlardı. Zira Aktan'ın ailesi hala ona ısrarla kız gösterip evlen baskısı yapıyordu.
"Aktan'ı bu konuda haksız görüyorum açıkçası oğlum, yani ilişkilerinde 30 yılı geride bıraktılar hala ailesine söylemiyor. Tuğran ailesine söyleyince askeriyeden bile oldu da vazgeçmedi Aktan'dan. Şimdi yani bu yaptığı hoş değil." Mahir kahvesini yudumlarken konuşmuştu, gerçekten arkadaşına kızgındı.
"Galiba bu sefer söyleyecek Mahir amca, baya bir tartıştılar. Tuğran babam zaten haklı, madem ilişkiden utanıp çekiniyorsun o zaman yaşamayacaksın. Yok önce yaşa sonra ama ben söyleyemem de." Kerem burun kıvırdı.
"Sen aynısını yaşasan bir de inkar edersin değil söylemek." Celal oğlunu susturmaya çalışsa da Kerem susmadı, söylediği lafın arkasındaydı. Kurt iğneleyici bakışlarını dikti oğlana. "Ben bir erkekten hoşlansam dahi bu geçici bir his olur benim için. Geçici hisler yüzünden bir erkeği kabul edip onunla yıllar geçirecek değilim."
Celal Mahir'in omzuna başını yasladı, Kurt'a hiç katılmasa bile ona müdahale edecek değildi. Herkes bazı şeyleri doğal olarak yaşayıp öyle görmeliydi.
"Ne var biliyor musun... Bu homofobikliğinin sonucunda mutlaka bir erkeğe aşık olup onunla öleceksin, bense bunu ilerdeki kocamla keyifle izleyeceğim." Oğlanın kendinden emin tavrı adamın keyfini kaçırdı. "Ben de sen bekar olarak ölürken oğlumla beraber kadın sevgilim de yanımdayken bunu keyifle seyredeceğim."
İkilinin birbirinden nefret eder hali diğer ikili olan Celal ve Mahir'i güldürdü. İkisi de biliyordu ki birinin başında bir iş gelse ilk koşacak kişi yine birbirleriydi. Kurt'un boşanma davasında ilk koşan da çocuğa haftalarca bakan da Kerem olmuştu.
Aralarında tuhaf bir nefret sevgi ilişkisi mevcuttu.
"Hıı! Aynen öyle olur, herkes benim için delirirken kesin bekar ölürüm. Yarmagül seni!" Burnundan solurken nefret dolu söylenmeleri eksik olmuyordu ağzından. "Şş ama öyle konuşma Kerem, saygını bozma." Celal'in oğlunu uyarması pek fayda etmedi.
"Ama anne bana ne diyor duymuyor musunuz siz? Bekar ölecekmişim! Asıl o bir erkeğe aşık olacak kesin, bak ahanda buraya yazıyorum. Ağlayacak hatta ama ağla köpek diyeceğim ben, o da ağlayacak." Sanki o an gerçekten yaşanıyormuş gibi gözleri parladı oğlanın.
"Hatta bu varya kesin çocuğun kapısında yatar çocuk da bunu istemez aşkından ölür bu... Hadi amin inşallah." İçinden de prostat olması için Allah'ına dua ediyordu.
"Ne biçim insansın sen oğlum, ağzından hiç iyi bir laf çıkmaz mı? Asla kimse için ağlamam ben ayrıca, hem de bir erkek için... Asla." Kurt'un bu ketum tutumları devam ediyor, etrafındaki herkesi düşündürüyordu.
"Sen yine de öyle kesin konuşma, Allah'ın planlarını asla bilemeyiz. Neyse anlat bakalım Berkant'la ne yapacaksın? Aysun'la nasıl konuşacak çocuk nasıl iletişim kuracak." Genç adam kahvesini yudumlayıp lokumunu yedi. "Buradaki okula yazdırdım çoktan, bir de bakıcı tuttum belirli saatlerde okuldan alıp ben gelene kadar akşam duracak yanında. Zaten askeri lojmanda kalıyorum zor olmuyor. Annesini biliyorsun işte Mahir amca, vakti yok asla. Yaz tatillerinde yanında olacak o şekilde anlaştık."
Celal aklındaki soruyu sormak için ağzını araladı. "Tam olarak neden boşanmıştınız siz oğlum? Yani o kadar karışık bir zamandı ki arayıp soramadık bir türlü. Zaten sen de kimseye demedin." Öyleydi, kurt'un bütün içsel çatışmaları herkesten gizliydi.
"Sorun o değil de benim Celal amca, ne anlatayım ki! Hamile kaldı diye evlendik, ihmalkarlığım yüzünden, daha doğrusu ikimiz de ihmalkar olduğumuz için ilk çocuğumuz düştü biliyorsunuz. Neyse dedik iyi anlaşıyoruz evli kalalım, bu sefer de afedersiniz resmen yatak arkadaşı olduk birbirimize diğer türlü asla yaklaşmıyorduk. Öyle böyle bir anda tekrar hamile kaldı, her şey güzel biz dikkatliydik derken doğurdu..."
Derin bir nefes aldı.
"Her şey çok iyiydi, aramızdaki tüm temas bitti bir anda. Biz bile anlamadık noluyor, tüm her şeyimiz oğlumuz oldu. Sonra Aysun normal eşler gibi olmak istediğini, beni sevdiğini söyledi. İşte her şey o zaman sarpa sardı, ben denedikçe batırdım. Bir türlü ona eş olmayı beceremedim ben, bilmiyorum olmadı. Boşanmak bizim için en son çözümdü, yani tabii Aysun çok üzüldü ama ona boş bir umut vermek istemedim işte."
Kerem burun kıvırdı, basbaya gaydı ve hala inkar ediyordu.
"İşte bunlar hep erkek sevdiğinden oluyor ama sen hala kadınları dene dur. Kuş beyinli ya..."
"Ulan Kerem..."
📍
Bölüm kısaydı farkındayım ama geçiş bölümleri bunlar, asıl olaylara gelmek üzereyiz arkadaşlar.
O kadar yoğunum ki bölüm yazamıyorum şaka gibi
Bölüm nasıldı???
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
General Fictionintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.