☘️ 25

2.1K 270 114
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

Sık sık bölüm atmamın şerefine 150 yorum isterimm

📍

Geleli ancak bir saat olurken Yavuz şimdiden sıkılmıştı. Firuze şarkıya eşlik ediyor, arada iç çekiyordu. Her şeye rağmen eski sevgilisini çok sevmişti. "Firuze beni yanlış anlama sakın ama eski sevgilini bu kadar seviyordun madem neden ayrıldın?" Adamla yıllardır beraberlerdi ve şiddetli kavgaları çokça olmuştu fakat şimdi ne değişmişti merak ediyordu Yavuz.

"Anneni babanı kabullenemeyeceğini söyleyen bir adamla yapabilir miydin Yavuz? Ailesi ve gelenekleriyle göreneklerine uymuyormuş bizim yaşantımız. Ben şimdi bir tercih mi yapmalıyım bunun karşılığında?" İçmek istiyordu şimdi, ailesinden herhangi birine söyleyememişti bu durumu.

Yavuz mahcubiyetle ensesini kaşıdı.

"Özür dilerim, seni incitmek istemedim." Ne diyeceğini bilemiyordu. Mahir ve Celal bazı kişilerce hala kabul görmese de onlar ailecek kabul görebilecekleri bir çevrede yaşıyorlardı. Öyle bir adamla beraber olmak Firuze'nin talihsizliğiydi.

Sahi kendisi ne durumdaydı ki sanki!

Kurt iki babası olmasına karşın homofobik söylemleriyle ailenin canını burnundan getirmemiş miydi sanki! Canı sıkıldı bu duruma, şimdi de zamanlı zamansız hep onu düşünür hale gelmişti.

"Hayır, beni inciten sen değilsin... Of asıl ben özür dilerim tamam mı? Bunca zaman bana karşı hislerin vardı ve hep göz ardı ettim, şimdi de seni resmen kullanıyorum. Annem duysa beni öldürür." Gerçekten duyduğu derin pişmanlık yüzünden içi içini yiyordu. Yavuz rahatlarken gülümsedi.

"Önemli değil, iki arkadaş olarak geldik neticede buraya. Beni kullanmış sayılmazsın." Firuze de Yavuz'a eşlik ederek gülümsedi, üzerlerindeki gerginliği atıyordu ikisi de yavaş yavaş. "Gerçekten rahatladım, ben böyle yetiştirilmediğimden yapacağım işi de elime yüzüme bulaştırdım kusura bakma."

"Önemli değil dedim ya boşver." Sade sodasından bir yudum aldı Yavuz, Firuze tek kaşını kaldırarak baktı. "Hadi içelim ya, lütfen Yavuz." Abisinin yanında da Kerem'in yanında da içemiyordu. "Olmaz, sarhoş gidersen Celal amcamın yüzüne nasıl bakarım ben?"

"Bir şey olmaz ya, az içeceğim söz veriyorum. Hadi ya bak iki sokak ileride bar tarzı bir yer var, kalk." Ayağa kalkıp adamı da zorla beraberinde kaldırmıştı genç kız. Bu gece içmek, hafifmeşrep olmak istiyordu. "Olmaz diyorum Firuze ya, vallahi başımı belaya sokacaksın sen."

Kızlarla uğraşmak zordu, özellikle de uçarı kızlarla. Keza o kızlarla pek aynı ortamda bulunmazdı, etrafı erkek yuvasıydı deyimi yerindeyse.

"Hayır ya! Alt tarafı azıcık içeceğiz. Merak etme aramızda bir şey geçemez, ikimiz de netiz bu konularda. Hem azıcık içer dağılırız." Firuze'nin ikna edici ses tonu sayesinde Yavuz'un aklı karışmıştı. İçse fena olmazdı, belki de kafasının içindeki sesleri biraz olsun durdurabilirdi.

"Tamam ama bir bira içeceksin sadece tamam mı?" Firuze sevinçle başını salladı, Yavuz'un koluna girdi. "Hadi gidelim!" Yavuz başını salladı ve ikili canlı müziği bırakıp bara benzeyen mekana gittiler.

İkili 2 saat boyunca ne var ne yok içerken bir taraftan da dertleşiyorlardı. Doğrusu Firuze eski sevgilisini ne kadar sevdiğini anlatıp ağlıyor, Yavuz ise Kurt'un tipinin sertliğine rağmen çiçek kokulu oluşundan bahsedip salak salak gülümsüyordu.

İkisi de birbirlerinden bir haberlerdi.

"Bir de böyle kaş çatmalar falan ulan sanki mis gibi çiçek kokan benim!" Burnunu adamın göğsüne sürte sürte nasıl da öpmüştü ama. Tadı hala damağındaydı, kafası iyiyken alt tarafının şişmeye başladığını fark etmemişti hiç.

"Aptal babamla annem erkek diye nolmuş sanki değil mi ama? Yani sanki gece gündüz ailesiyle görüşeceğiz de benim ailem uygun değil ailelerine. " genç kız adamın söylediklerini duymuyordu bile.

"Acaba ensesini öpünce tepkisi ne olur? Bence huylanır kıkırdar... Kurt acaba nasıl kıkırdıyor..." derin düşüncelere dalmıştı, kafasında hiç canlanmıyordu adamın kıkırdaması.

"Ben onun motor yağı olmuş ellerini bile öperdim çok yazık be bana..." kızın şimdi ağlayası gelmişti. Yavuz genç kızın hıçkırığını fark edip doğruldu yerinde, cebinden telefonunu çıkarıp Kerem'i aradı.

"Efendim kerhane bekçisi?" Kerem uykulu bir halde arkadaşının telefonunu iki kez reddetse de üçüncüde açmak durumunda kalmıştı. "Ablan iyice sarhoş oldu Kerem, konum atıyorum gel al."

Oğlan homurdandı.

"Ne sarhoşu be? Siz pavyona mı gittiniz canlı müzik diye?" Yatakta doğruldu hemen, annesine çabucak söyleyip ablasının azar işitmesini dinlemek istiyordu. Gece güzel başlamıştı ona göre.

"Yok lan geldik dinledik müzik ama azıcık kafa dağıtalım dedik mekana geldik." Konuşacak hali yoktu hiç. "Hadi konum atıyorum gel çabuk."

"Ya sen getirsene taksiye binip." Güzellik uykusu bölündüğü için sivilcesi çıkacaktı kesin, ofladı Kerem. "Ben başka yere gideceğim oğlum, işim var az." Kurt'un yanına gidip ensesinden öpecekti, mantıklı düşünemiyordu ne de olsa.

"Ne işin var?" Şüpheli ses tonuna karşın Yavuz ofladı. "E5'e götümü açmaya gideceğim, sus da gel hadi başım şişti." Daha fazla oğlanın konuşmasına fırsat vermeyip kapattı yüzüne telefonu. Konum atıp omzuna yaslanan Firuze'yle beraber Kerem'i beklemeye başladı.

Yarım saat kadar sonra üzerindeki pijamalarla mini Cooperıyla mekanın önüne gelen oğlana Firuze sarhoş halde güldü. "Annemi uyandırdım ablacım, asıl gülmeyi eve gidince ben göstereceğim sana." Genç kız itiraz eden sesler çıkarırken Kerem ablasını arabaya bindirdi ve arkadaşına döndü.

"Ciddi soruyorum nereye? Gel seni de bırakayım evine, ayakta zor duruyorsun." Arkadaşını tüm gece düşünmek istemiyordu. "Sen git, taksi çağırdım ben. Bir arkadaşa gideceğim orada kalırım." Kerem kurcalamak istese bile geride durdu, ne de olsa öğrenirdi bir şekilde.

"Dikkatli ol." Son kez tembihledi arkadaşını. Yavuz gülümsedi, arkadaşının yanağından makas oldu. "Olurum yavrum, hadi üşüme bin arabaya." İkili gönderdi bir kaç dakika içine, taksi de aynı dakikalarda gelmişti zaten.

Bu halde arabasını kullanacak değildi, şükür ki aklını o kadar kaybetmemişti.

Verdiği tek adres akşamdan beri aklından atamadığı adamın eviydi. Arkasını yaslanıp arka koltukta gözlerini kapattı, Kurt'un yüzü gözlerinin önüne gelmişti işte. Şimdi gidecek ve o kahverengiye çalan bebek sarısı olan saçlarının bitişindeki ensesinden öpecekti.

Öpecek ve o muhteşem olacağını düşündüğü kıkırdamayı duyacaktı.

İstemsizce gülümsedi, dişleri de güzeldi adamın, kıkırdayınca belki de tavşan gibi gözükecekti. Yok yok, kesin o kaşları çatılacak gülmemek için belki de Yavuz'a vuracaktı ama emindi genç adam, asla yılmayıp öpecekti o enseyi.

Dudaklarının cayır cayır yanacağını bilse bile öpecekti.

📍

Bölüm nasıldı?

Bu bölüm Yavuz ağırlıklı gördük, diğer bölüm iki çiftimiz de olacak

Sizi seviyorum ♥️🌼

İnci TaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin