Keyiflice okuyun la
📍
Narsist kişilik bozukluğunu hocası tahtada slayt yoluyla anlatırken her bir özelliğin kendisinde mevcut olduğunu fark eden Kerem bir kez daha aşık oldu kendisine.
Onun gibi asil birisine de ancak böylesine asil bir kişilik bozukluğu yakışırdı. Kendisini çok beğenmesinin yanısıra inanılmaz bir albenisi ve çekiciliğinin olduğunu biliyor, bunu kullanmaktan asla geri durmuyordu.
Çoğu zaman da Mahir'in veya Ahmet Can'ın sinir krizleriyle son buluyordu bu minimal oyun.
Amfinin en gerisinde dersi dinlemek bir yana sadece Kerem'i seyretmek için gelen Çağın'a baktı yan bir şekilde oğlan. Aptal çocuk yine pür dikkat kendisini seyrediyordu. Yanındaki en yakın arkadaşına döndü Kerem.
"Ay bu da aşkımdan verem olacak he, aptal mıdır nedir." Yavuz sıkıntıyla yüzünü sıvazladı, annesi Mahfiruze hanım olmasaydı kesinlikle Kerem'le tanışmamış, sinir hastası olmamış olurdu.
Abisi gibi Ahmet Can gibi bir adamla arkadaş olmayı dilerdi.
"Kerem oynaşıp duruyorsun adamla ne olacaktı? Bir gün itiyorsun diğer gün motoruna binmek için cilve yapıyorsun adama." Kerem hinliğine güldü, çok seviyordu bunları yapmayı. Yanındaki izbandut gibi olan arkadaşına yaslandı oğlan.
"Ama Yavuzcum böyle demesek? Sonuçta ben bilmeden umut veriyorum ona." Masum masum konuşmasına aldırmadı Yavuz, arkadaşı tam bir şeytandı. "Hiç inandırıcı değilsin de neyse. Derse odaklan bak senden bahsediyor." Kerem kıkır kıkır güldü, arkadaşı onu gerçekten çok iyi tanıyordu.
"En yakın arkadaşının ablasına platonik aşık olmak da hastalık sayılmalı değil mi Yavuzcum?" Yavuz 3 yıldır Firuze'yi seviyor fakat bir türlü açılamıyordu. Üstelik kızın sevgilisinin olması da onun hislerine ket vuruyordu. Susmalı ve mutluluğunu izlemeliydi Yavuz.
"Çenen bugün erken açıldı, normalde öğlene doğru anca ayılıyorsun, sebebi ne?" Homurdandı oğlan, yarın hiç mi hiç sevmediği Kurt abisi gelecekti. İşin kötü yanı o varken asla yakışıklı askerlerin numarasını alamaz, hatta nizamiyeye bile gidemezdi.
"Kurt gelecekmiş, burada ne işi varsa artık. Hayır yani bir de iblisin oğlu olan Berkant da onunla gelecek. Ay düşünebiliyor musun Yavuz o şam şeytanı gelecek yapışacak bana yine." Geçen yılı anımsadı birden, Berkant hasta olmuş, her zaman Kerem'den kucak istemiş, kucağa gidince de defalarca Kerem'in üstüne kusmuştu.
"Kusmuğun kokusu geldi yeminle Kerem." Gülme sırası Yavuz'a gelmişti belli ki, Kerem kusuyormuş gibi yaptı ve bu hareket ikisinin de dersten atılmasına neden oldu.
"Dersten atıldık... yine."
"Ay inan hiç umrumda değil gel sana zift ısmarlayayım." Yavuz ice americano içtiği ve Kerem hep şekerli sütlü kahveler tükettiğinden Yavuz'un içtiği ona zift gibi geliyordu. "Koluma girme bari insanlar sevgiliyiz zannedip sataşıyor." Doğrusu Kerem'in kırıkları Yavuz'u tuvalette ya da koridorda onu sıkıştırıyor en sonunda da dayak yiyorlardı. "29 adam dövdüm senin yüzünden."
"Ay aşkım galiba 30 olmak üzere." Kerem kahkaha atarken dersten atıldıktan sonra peşlerinden gelen Çağın ikisinin de önünde belirdi. "Ne vardı birader?"
Kerem aklına gelen repliği söylemezse öleceği için ağzından çıkardı. "Ne bakıyon kurabiye var simit var ne bakıyon?" İkili gergin gergin bakışırken Kerem kahkaha atıp başını Yavuz'un göğsüne yasladı. "Bununla ne işin var Kerem? Arkadaşlığınızın bir sınırı olmalı diye düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tane
Ficción Generalintersex birey içerir. Yılgın kitabının devamıdır... mpreg kurgudur.