"Bana itaatsizlik etmeye nasıl cesaret edersin?"
"Lütfen bırak beni, kimseye bir şey söylemeyeceğime söz veriyorum,"
"Daha önce açıkça belirtmemiş miydim? Buradan asla kaçamayacaksın."
Siktir git!" .
"Az önce ne dedin?"
Katherine şişmiş karnımı ovalarken, "Her an patlamaya hazırsın, değil mi küçük dostum?" diye konuşuyor.
"Gidip dinlenmelisin Katherine. İstersen bugünü kapatabilirim," diye geri çekilip kirli fincanları ve tabakları yıkamayı öneriyorum.
"Ah hayır, böyle bir şey yapamam. Ağır hamilesin. Dinlenmeye ihtiyacı olan sensin çocuğum," diye hafifçe gülümsedi ve beni kirli bulaşıkları devralmak için kenara itti.
Cam kapıya baktığımda havanın karanlık olduğunu ve yağmur yağmak üzere olduğunu görüyorum. İstediğim son şey tekrar yağmura yakalanmak, bu yüzden Katherine'in önerdiği teklifi kabul ediyorum. Çıkış yaptıktan sonra eşyalarımı alıp kapıdan çıktım ve eve doğru yola koyuldum. Günlük rutinim.
Bip bip
Başımı sağ tarafıma çevirdiğimde SUV'uyla bana el sallayan Taehyun o güzel ela gözlerini görüyorum. Ona doğru ilerlemeye başladığımda dudaklarımda bir gülümseme oluştu. Ne yaptığım ya da Taehyun ile aramın gelişmesine izin verdiğim hakkında hiçbir fikrim yok ama New York'ta bir tür desteğe sahip olmak güzel.
Taehyun benim bulunduğum yere doğru giderken "Aç mısın?" diye sordu.
"Ben her zaman açım. Bu nasıl bir soru?" Bebeğimin içimde hareket ettiğini hissederek karnımı ovuşturarak kıkırdadım.
Taehyun gaz pedalına basarken sırıtıyor, "Hadi seni eve bırakalım, böylece bu gece akşam yemeğine hazırlanabilirsin." Adam elini kadının hamile karnına koyarken bir çiftin fotoğraf çektiğini görünce kafamı pencereye doğru çevirdiğimde başımı salladım. Yüzümde kontrol edilemeyen bir kaş çatma oluştu ve dikkatimi başka yere çevirdim.
------------------------
Dairemden dışarı adımımı attığımda Taehyun, "Kesinlikle çok güzelsin," diye soludu ve görünüşüme yapışan ela gözlerini soludu. Bana yoğun bakışlarından dolayı yanaklarımın kızardığını hissederek gülümsedim. Jungkook'dan beri bana bu şekilde bakan hiç kimse olmamıştı. Bazen şu anki durumumda Taehyun'un beni nasıl çekici bulduğunu kendime soruyorum. Sonuçta başkasının bebeğini taşıyorum.
"Teşekkür ederim." gülümsedim.
"Güzel randevumun fotoğrafını çekmemin bir sakıncası var mı?" diye sordu utangaç bir tavırla. Onaylayıp onaylamayacağımı bilmeden isteğini düşünmek için biraz zaman ayırdım. Bundan bir zarar gelmeyeceğine dair güzel bir dakika düşündükten sonra. Başımı sallamaya karar verdim. Ben onun yönüne doğru koltuğa dik otururken o da cep telefonunu çıkardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kamera yanıp söndüğünde resmimi görmek için eğiliyorum. "Vay canına," diyor tamamen hayrete düşmüş bir şekilde. Sadece Taehyun'u gözlemleyerek tek kelime etmiyorum.
Yüzünde gerçek bir gülümseme belirerek kısaca "Hadi gidip karnımızı dolduralım" dedi Ani yemek isteğinden midemin guruldamaya başladığını hissederek kıkırdadım.
