Jungkook'la yaşanan olayın üzerinden iki gün geçti. O zamandan beri malikaneye dönmedim ve onu görmedim. Ancak Luna'nın telefonunu havaya uçuruyor ama Luna bu stresli durumu benden uzak tutarak bu durumu çok iyi idare ediyor ki buna tamamen minnettarım.
Luna bize yumurta ve domuz pastırmasından oluşan bir kahvaltı hazırlarken, "Doktor randevun yarın. Seni iyi bir şekilde götüreceğim" dedi.
"Müdahale etmeyeceğinden emin misin?"
"Bunu yapmayacağını garanti edemem. Jungkook'un özellikle şu anda nasıl olduğunu biliyorsun, çünkü seni geri almak onun sana karşı çok sahiplenici davranmasına neden oluyor." Luna kendi tabağını hazırlarken benim tabağımı bana uzatıyor.
İki gün önce aramızda yaşananlardan sonra Jungkook'u bir daha görmek istemiyorum. Özellikle ağır hamile olduğumda. Gerçekten böyle bir dramaya ihtiyacım yok, şaşırtıcı bir şekilde son zamanlarda meydana gelen çılgınlıklardan dolayı suyum gelmedi.
"Benim için yaptıkların için teşekkür ederim." Jungkook vakasını bir kenara bırakarak konuyu değiştirdim.
Luna pastırmasından bir ısırık alırken, "Arkadaşlar bunun içindir." dedi.
"Üzgünüm Luna. Sana söylemek istedim ama Jungkook'un öğrenmesi riskinden korktum. Bu bebek benim tüm hayatım ve onu Jungkook'un dünyasından korumak istedim" dedim içtenlikle. Luna'nın koyu kahverengi gözleri tabağına çevrildikten sonra cevap verdi: "Bunu neden yaptığını biliyorum Jimin. Bunun için sana kızamam. Sadece bana güvenmeni diledim. Seni asla geri tutmazdım. Jungkook'un ne kadar acı çekeceğini biliyorum."
Sessiz kalıp onun sözlerinin kafamda işlemesine izin verdim. Keşke bu evdeki tek arkadaşıma anlatsaydım ama korkunun davranışlarımı kontrol etmesine izin verdim. Eğer zamanda geriye gidebilseydim. Luna'ya söylerdim ama ne yazık ki bunu yapmak imkansız.
"Üzgünüm, eğer izin verirsen daha iyi bir en iyi arkadaş olacağıma söz veriyorum." Elini tutarak gülümsedim.
"Hayat boyu en iyi arkadaşlar değil mi?" diye gülümsedi ve elimi sıktı. Başımı salladım, ikimiz de kahvaltımızın tadını çıkararak kıkırdadık. Yemeğimizin yarısına geldiğimizde Jungkook'un acı çektiğine dair söylediklerini görmezden gelemedim. Jungkook'un başka kadınlarla seks yaptığını itiraf etmesi, benim yokluğumda onun ne durumda olduğunu gerçekten merak etmemi sağladı.
"Sana bir şey sorabilir miyim?" diyorum.
"Elbette. Ne?"
"Ben gittiğimde ne oldu?" dedim beceriksizce çatalımı masaya bırakarak yanıtını dikkatle bekleyerek.
Luna portakal suyundan bir yudum alırken "Kocanla mı ilgili?" diye yanıt verdi.
"Evet, onun sadakatsiz olduğunun farkındayım." Diğer kadınların onunla yatakta olduğu fikrinden nefret ederek gözlerimi devirdim.
"Onu mahvettin Jimin."
Ona yaptıklarımdan dolayı aniden kendimi suçlu hissederek Luna'dan uzaklaştım. Her ne kadar ayrılmak için iyi nedenlerim olsa da. Elimde değil ama hırsızlık konusunda berbat bir insan gibi hissediyorum.
"Ayrılmadan önce gelen bir mesajı gördüm. Jungkook ile bir kadın fotoğrafıydı. Jungkook onun yanağını öpüyordu. Eğer onu mahvedersem. İlk etapta bana hiçbir zaman gerçekten bağlanmadığı için nasıl olduğunu bilmiyorum. ," dedim ayrılmadan önce gördüğüm metni hatırlayarak. Beni gerçekten ayrılmaya iten şey.
Luna, "Jungkook'um her zaman yatağına girmeye çalışan kedileri var. Fahişelerin ne yaptığına şaşıracaksın. Bahsettiğin resim eski. Bu, o siz tanışmadan önce oldu. Sarhoştu" diye açıklıyor.
"Keşke bunu daha önce bilseydim de onun hakkında kötü düşünmeseydim," diye mırıldandım.
"Var saymadan önce araştırmayı öğren." Luna kaşını kaldırdı.
"Haklısın." Her konuda her zaman bu kadar haklı olmasından hoşlanmayarak gözlerimi kıstım.
Luna rastgele "İç, seks yap, öldür ve sigara iç" dedi. Bununla ne demek istediğini anlayamadığım için kaşlarımı çattım. "Ne?"
"Senin yokluğunda Jungkook'un yaptığı tek şey buydu," diye açıklıyor onaylamadan başını sallayarak.
"Kaç tane?"
"Cinayet mi yoksa b-"
Bunun gerçekten bilmek istediğim bir şey olup olmadığından emin olamayarak "Cinayetler," diye mırıldandım.
"Çok fazla, bilmen gereken tek şey bu," diye uzaktan yanıtlıyor.
"Neden? Lütfen bana buna benim sebep olduğumu söyleme," sesim çatladı. Jungkook'la tanıştığımdan ve onun rehinesi olduğumdan beri. Çevremdeki insanlar benim yüzümden hayatını kaybetti. Kaçmam yüzünden masum hayatların kaybolmasına daha fazla dayanabilir miyim bilmiyorum.
"Onların kötü insanlar olduğundan endişelenme, ama bu onun öfkesini serbest bırakma yöntemiydi. İster inan ister inanma Jimin Jungkook seni sevdi. Sen onu kırdın," diye nefes aldı Luna. Davranışlarımın neye sebep olduğunu bana anlatırken kalbim kırılıyor. Jungkook'un bunu pek hoş karşılamayacağını biliyordum ama benim yüzümden kalbinin kırılacağını kesinlikle düşünmemiştim. Basit biri. Ben özel bir şey değilim.
"Sevdi mi?" Boğazımın gerisinde tehditkar bir şekilde tam bir ağlamaya dönüşmek isteyen yumruyu yuttum.
"Jungkook kendi başına duruyor. Daha önce kötüydüyse şimdi daha da kötü. Kimseyle konuşmuyor. Artık onu tanımıyorum" diye içini çekiyor Luna. Tam bir şey söylemek üzereydim ki kapı vuruldu ve hem Luna hem de ben dönüp kapıya doğru baktık. Ben bugün kimin geleceğini bilmeden otururken Luna kapıyı açmak için yürüyor. Luna bir işe gitti, o yüzden o olamaz.
Luna kapıyı açarken "Jungkook," diye nefes aldı. Gözlerimiz birbirine kilitleniyor, geri kalan her şey anlamsızlaşıyor. Jungkook tam bir karmaşa gibi görünüyor. Saçları darmadağınık, kömür rengi eşofman ve siyah uzun kollu gömlekten oluşan kıyafetler ve bitter çikolata kara gözleri sanki son iki gündür uyumamış gibi donuk görünüyor ki bu eminim ki eskisiyle karşılaştırıldığında hiçbir şey değildir. son üç ay. Ve bu durumda bile. Jungkook hala inanılmaz derecede yakışıklı görünüyor.
"Konuşmamız lazım," dedi Jungkook. içeri adım atarak Luna'ya bize mahremiyet vermesi için işaret verdi; o da itaatkâr kuzen ve kızıl kartal mafyasının üyesi olduğu için bunu yaptı. Jungkook'un kapıyı arkasından kapatmasını izlerken ihtiyatla sandalyeden kalktım. Biz birbirimize bakarken odada tuhaflık akıyor. Ne hakkında konuşmak istediği hakkında hiçbir fikrim yok. Tamam belki biliyorum ama her ne olursa olsun bu kadar çok aramanın ardından ortaya çıktığından beri bekleyemediği belli. Tek bildiğim, ne olursa olsun. Benim de onunla konuşmam gerekiyor. Bir kere her şeyin yoluna girmesi gerekiyor.
"Jungkook."
"Jimin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir katilden hamile / JIKOOK
Action"Bana itaatsizlik etmeye nasıl cesaret edersin?" "Lütfen bırak beni, kimseye bir şey söylemeyeceğime söz veriyorum," "Daha önce açıkça belirtmemiş miydim? Buradan asla kaçamayacaksın." Siktir git!" . "Az önce ne dedin?"
