6.Bölüm
"Sakın pencereleri açıp yatma, üşütürsün."
"Tamam anne, merak etme." diyen genç adam annesinin yanaklarını sevgiyle öptü. Sema Sultan, gözleri dolu dolu bir şekilde kendisine bakarken içinde beliren ayrılık duygusu iyice belirginleşti. Ailesinden ayrı, sevgilisinden ayrı bu süreci atlatabilecek miydi?
Daha sonra kenarda dudakları titreyip her an ağlayacakmış gibi duran ablasına sarıldı. Ne derdi olsa onunla konuşur, küçükken de onun kanatlarının altından çıkmazdı. Şimdi kendisi koskoca adam olmuş annesi ve ablasını kanatlarının altına almıştı. Babası kendisi daha 5 yaşındayken vefat etmişti. O zamandan bu yana annesi ve ablasıyla yaşıyordu. Onlar herşeylerini bilirlerdi. Tıpkı 6 yıllık sevgilisi Çiğdem'i bilmeleri gibi...
Bahsi geçen vahşi, ele avuca sığmaz güzellik bir köşede soluk bir yüzle dudaklarını dişliyor öylece kendisinin herkesle vedalaşmasını izliyordu. Genç adam ona doğru yürürken alaycı bir tavırla gülümsedi. Çiğdem'in kendisine bu konuda ufacık da olsa kırgın olduğunu bilse de kendisine ileride hak verecekti.
"Karşımda sakın karı gibi zırlama" dedi sesine neşe katmaya çalışarak. Gider ayak annesi yetmezmiş gibi sevgilisini de ağlatmak istemiyordu.
"Camış ben zaten kadınım"
Ardından bir süre ikisi de gülümseyerek birbirlerine baktılar. Sonradan sımsıkı sarıldılar. Emre, eğilip sevdiği kızın saçlarını koklarken söylenmeyi de ihmal etmedi.
"Azıcık süt içsen boyun bana yetişecek."
"Saçların kaktüs gibi, neyle yıkıyorsun bunları böyle?"
"Parfümün ceset gibi değiştirme sakın."
Çiğdem kıkırdayarak dolu gözleriyle sevgilisinden ayrıldı ve muzipçe konuştu. "Ceset gibiyse neden değiştirmeyeyim?"
"Uzatma kokunu sadece ben beğensem yeter."
"Yurt dışında yaşamaya gidiyorsun ve şu an biz ayrılıyoruz. Bu durumda bile benimle uğraşmaktan geri kalamıyorsun" dedi genç kız küskün bir tavırla. Belki de son kez görüşeceklerdi niye böyle yapıyordu? Kendisi az sonra böğüre böğüre ağlamamak için dişlerini sıkıp duruyordu.
"Seninle uğraşmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim." dedi Emre gerçeği dile getirerek. Ardından sevgilisinin burnundan çocuk gibi makas alıp "Hadi bakalım bücür, annemleri sana emanet ediyorum. Sende onlara emanetsin. Kendinize dikkat edin" dedi.
"Etmeyeceğim işte, oraya gittikten sonra bana karışabileceğini mi sanıyorsun?" dedi Çiğdem küskünlüğünü sürdürerek.
Sarı kafa kıkırdayıp sevgilisine tekrar sarıldı. "Asıl çok daha fazla karışabileceğimi biliyorsun. Uslu uslu sabret. Çocuk gibi zırlayıp durma" dedi kendi gözlerinin dolduğunu fark ederek. Çiğdem'in görmemesinden faydalanıp geri çekilirken hızlıca sildi.
"İhmal etme, ara." dedi genç kız artık hıçkırıklarına hakim olamadan. İleride daha sarılmayı bekleyen onca kişi vardı ve bu kız hala kendisini zapt etmiş durumdaydı!
"Tamam, kes"
"Ya sen ne öküzsün gidiyorsun hala-"
"Sus dedim."
"Panda yavrusu!"
"Salak."
"Dangalak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KıroMan (3)
Humor2015* (Başka Bir Lise Hikayesi ve Sev Yeter hikayelerinin üçüncü serisidir)