Otuz Bir ☣

33.4K 1K 185
                                    

Bölüm yumuduk olabilir. O sebeple 'ıyy'cılar ve 'iğrenç'ciler pistten uzaklaşın, diğer bölüm kafanızı gömçürür gelirsiniz. ;)

31.Bölüm

Hayır kafasına soktuğumun herifi, daha geleli bir saat olmuşken kızın üstüne atlamayacaksın tabii ki! Bekleyeceksin dinlenecek, uyuyacak, derlenecek, toparlanacak, vakit vereceksin. Hee götüm bunca yılda hepiniz benimle beraber beklediniz O'nu zaten.

Evi dolanan içini dışına çıkaran Çiğdem'e ne kadar dinlenmesi konusunda ısrar etsem de ısrarlarım yersiz kalmış, inadının her zaman ki gibi yine önüne geçememiştim. Karım -dağılın lan!- gelinliğini sürükleye sürükleye misafir odasından çıkarken bir avcı sinsiliğiyle onu kesiyordum. Şimdi dinlenmek istiyorum falan deyip de o gelinliği kendisi çıkarırsa olmaz abi işin adeti bozulur, e tutup yorgun argında 'o' işi yapacak halde değil.

Biri de çıkar abaza derse kafayı gömçürürüm -Çiğdemce- yemin ederim. Ulan abi aşkın tensel olmadığını biliyoruz ama biz bitki değiliz, insanız ve cinsel dürtülerimiz var. Ha bunu sen hissedemiyorsan bi sıkıntı var benden demesi, bi doktora görün istersen. Yetişkin bir insanı hele ki evli bir adamı şu dakikalarda başka şeyler düşünmeye sevk edemezsiniz çünkü ben bu kızı beklemişim, istiyorum. Zaten onu ürkütmemek için ilişkimiz boyunca bi tacizim veya herhangi bi sözlü sataşmam olmadı, son zamanları saymıyorum. Bırakın o kadar da olsun!

Çiğdem beni umursamadan odalara girip çıkarken 'Ulan evin neyine bakmak istiyorsun?' diye sormak istesem de dilimi dişlerimin arasına kıstırıp konuşmadım. Normalde olsa açık açık her şeyi söylerim ama bu durumda söylemeyi götüm yemiyor. Kız bana yaklaşırsa ürkütüp kaçırmak istemiyorum, orası ayrı mevzu. Zaten tedirginlikten olsa gerek safım, ben hiç bir şey anlamıyorum ya terden yüzünü silip duruyor halbuki her odanın kliması açık, 1 saate soğumuş olması gerek.

En sonunda benden çekiniyor, bana yaklaşmak istemiyor diye düşünüp içeri doğru seslendim. "Çiğdem hadi uyuyalım! Saat sabahın beş buçuğu, düğünden falan yorgunuz" dedim. Dedim de ben uyuyamayacağım o kesin. Maksat onu uyutmak! Çifte anlam yükleme de üstüme adam tanımam.

Gergin bir tavırla ellerini ovuştura ovuştura gelip -havaalanında üstünü değiştirmesi konusunda çok ısrar etsem de kabul etmemiş, 4 saatlik yolu uçakta gelinliğiyle gelmişti- tam karşımdaki koltuğa oturdu. Bacaklarını bitiştirip salonu, mobilyaları -kendi istediği-, yemek masasını, abajuru -buna ne bokuma bakıyorsa!- uzun uzun inceledi. Boynundaki terin pürüzsüz teninde kayıp göğüslerinin arasına gitmesiyle fesupanallah çekip bakışlarımı ondan kaçırdım.

Ulan biz iki yabancı değiliz, 6 yıldır sevgilim bu kız! Kalkıp öpmeye falan çalışsam ürküp geri kaçacak çok isteksiz görünsem belki istemedi deyip bozulacak, ben niye bu anı daha önce düşünemedim? Yani fesatlık yapmayın, nasıl davranacağıma karar veremiyorum.

"Uyusak mı?" dediğimde 'hadi sevişelim' gibi bi algı oluşturmamaya çalıştım ama sesim nasıl çıktıysa Çiğdem gözlerimin tam içine baktı.

"Hayır" dedi net bir sesle. Bir anda düşünmüş düşünmüş, harekete geçmiş gibiydi.

"Tamam, televizyon izleriz" deyip yapmacıktan gülümsedim ve uzanıp kumandayı aldım. Televizyonu özellikle ben almış, film içeriklerinin falan çok geniş olması için özellikle ayarlamalar yaptırmıştım. Koltukların arkasında ve televizyonun iki yanında hoparlör kolonları olduğu için ses oldukça net geliyordu. Hatta gelmeden önce patron falan geldiğinde müzik açmış, bastan falan epey ses geldiğini fark etmiştim.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin