Kırk Sekiz ☣

35.9K 1.1K 180
                                    

Multimedia; Emre Erbay vs. Kamer Haktan Erbay. :)


48.Bölüm


"Doymadı mı?"

"Hayır."

"Doymadı mı?"

"Hayır."

"Doymadı mı?"

"Hayır!"

"Ulan sıpa niye doymuyorsun lan sen?!" diyen Emre sonunda patlamış, öfke oklarını direk masum masum göğsümü emen oğlumuza yöneltmişti. Haktan, gözlerini yummuş huzurla uyuklarken babasının sinir krizlerinden bi haber duruyordu. Kurban olurum sana.

"Oğluma niye çemkiriyorsun? Ağzı var, dili yok yavrumun."

"Bana kelime oyunu yapma!"

"Sende iki dakika kudurmadan bekle."

"Sus kadın sus" dedi Emre artist artist. Ağzına çakasım geldiği doğruysa da sadece sözsel şiddet uyguluyorduk biz. Şiddetin her türlüsüne karşı değildik, ilişkimizde ne yazık ki. Huyumuz kurusun o beni gömüyordu arada, ben onu. Çoluk çocuk yuvarlanıp gidiyorduk işte.

"Annemlere git bak sen, niye tepemizde bekliyorsun? Yavrumla özel bağ kurmak istiyorum, onunla konuşmak istiyorum belki?"

"İllallah" deyip ayaklandı kocam. Kapıdan çıkacakken son anda dönüp oğlumuza bakarak "Bana bak anaforcu, sen yokken ben annenin üstünden inmiyordum. Ona göre!" dediğinde yanımda duran Haktan'ın biberonunu fırlattım.

Havada biberonu yakalayan kocam kahkahalarını atarken arka pastan bana biberonu geri attı. Bir aralar hentbolla ilgilendiğini bildiğim için artistik hareketi hedefi bulmuş, biberon kafama gelmişti. Acıyla inlerken çemkirdim. "Dubaracı, def ol!"

"Gece bu sözünü hatırlatırım" deyip iki saniyede ayaklarımı yerden kesmemi sağlayacak bakışını attı. Sadece dudaklarımı oyanatarak 'Piç' dediğimde sırıttı. "Doyur oğlumu kadın. Bozma ağzını, sütünden ona geçecek."

Gözlerimi devirdim. "Senin bozuk genetiğinden geçmediyse benim sütümden hiç geçmez merak etme."

"He lan he" deyip odadan çıktı ve beni oğlumuzla baş başa bıraktı.

Başımı kirpikleri birbirine geçmiş, gözleri yumulu oğluma çevirdim. Pembe, küçük ağzı iştahla göğsümü sömürürken seyrek saçlarını elimle okşadım. Doğumdan önce, doğumla ilgili serzenişlerimi hatırladım ve gülesim geldi. Hiçbir şeyi şu an kollarımın arasında sağlıklı bir şekilde duruyor olmasına değişmezdim. 2 hafta önce hastaneden çıktığımızdan beri Haktan'ımı dibimden ayırmıyor, adeta onunla nefes alıyordum. Emre'nin alayla karışık ciddi atarlanışları da bu sebepten dolayıydı. Açıkça beni oğlumuzdan kıskanıyor ama kıskanç bir köpek gibi sadece hırlıyordu. Oğlumuzu sevmemesinden veya dışlamasından değildi bu, sadece beni paylaşmaya henüz alışamamıştı.

Yüzümü aşağı doğru eğip oğlumun bebek kokusunu içime çektim. Küçük eli çıplak göğsümde dururken, elini elime alıp öpüp kokladım. Arada çatılan kaşları dahil, tüm huyu suyu Emre'ye çekmişti. Çok öfkeli, çok nazlı, acıktığından ortalığı yıkacak kadar iştahlıydı. Ben daha biriyle zor baş edebiliyorken(?) ikincisi çıkmıştı bir de başıma. İkisinin de götünü ısırırdım ki ben.

Odanın kapısı aralanınca başımı oğlumdan, gelen kişiye çevirdim. Sema anne müsade isteyen gözlerle bakınca "Buyur anne" dedim hafif toparlanarak. Eliyle rahat olmamı işaret edip hevesle oğlumun başına geldi.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin