Dokuz ☣

21.9K 1.1K 90
                                    

9.Bölüm


Aynadan üstümü başımı son bir kez kontrol ederken fena olmadığımı düşünüp yatağın üzerindeki şık çantamı aldım. İçine lazım olabilecek birkaç birşeyi atarken bir yandan da sevgilimin "Gitmeden önce bana da bi görün." sözlerini saf dışı bırakıp -çünkü kendisi daha işten evine dönmemişti, kendisi öyle demişti- odamdan çıktım. Babam elindeki gazeteyle boğuşurken beni görmesiyle bir an duraksadı ve baştan aşağı inceleyip gülümsedi. Canım babam.

"Çok güzel olmuşsun kızım. Geç kalma tamam mı? Eğer gelemeyecek gibiysen ara ben alırım seni." dedi otoriter sesiyle. Babamı yanaklarından öpüp onayladığımı belirttim ve annemi de mutfaktan selamlayıp dışarı topukladım.

Melo yeni sevgilisiyle beni almaya geleceği için araç sıkıntısı çekebileceğimizi düşünmemiş ve babama da arkadaşımın arkadaşı götürecek demiştim. Tabii Emre'ye doğruyu söyledim.Ne bekliyordum bilmiyorum ama gösterişli ve pahalı bir araba beklemediğim kesindi. Ulan Melo milletvekili oğluyla falan mı sevgiliydi, bu araba resmen yavruydu be! Arkadaşımı herşeyin en iyisini hak ediyordu, orası ayrı.

Neyse bindim arabaya hoş geldin beş gittin, sen kimlerdensin gibisinden uzun bir sohbet başladı. Adam milletvekili oğlu değilmiş ama çok meşhur bir iş adamının oğluymuş. Bunu da öğrendikten sonra kanım yavaş yavaş ısınmaya başladı. İyi ve kibar biriydi üstelik Melo'nun tatlılığına da acayip derecede yakışıyordu. Ciddi biriydi, acayip ciddi ve bunu da aramızdaki beş yaş farkına yordum. Parti alanına vardığımızda çantamdaki telefonu çıkarıp kısa bir mesaj attım.

# Biz geldik.

Ardından telefonu çantama atıp içeriye girdim. Lan o değil de bu sevgilim olacak çam yarması nasıl izin vermişti bu parti işine? Ben öylece kabul etmez, biraz uğraştırır diyordum ki adam birkaç dakika duraksamış ardından sorun olmadığını falan söylemişti. Hiç hayra alamet değildi. Parti güzel bir eğlence mekanında güzel ışıklandırmalar altında sürüp gidiyordu. Son ses müzik ta sokağa kadar taşıyordu. Melo'nun sevgilisi Devrim, sevgilim Emre'yle aynı kumaştan olmuş olacak ki partinin daha girişinde kızın elini resmen vantuzladı. Sap gibi tek başıma parti ortamına dalarken içimden sevgilime küfürler savuruyordum. Adam magandaydı, atarlıydı falan ama sevdiğimdi ulan. Böyle bir günden beni yetim gibi böyle bırakmamalıydı!

Herkes eğlenceye erkenden başlamış isteyen sahneye atlayıp dans ediyor, isteyen localarda oturmuş birşeyler içiyorlardı. Normalde içkili ortamları hiç sevmem. Sonuçta insanoğlu bu nefsine hakim olamıyor bir tane, bir tane daha derken kudurup azıyor sonra. Trafik kazalarında 'alkollü sürücü kaza yaptı' başlıkları da bu konuya mutabık olarak ortaya çıkıyor haliyle. Ee ne diyordum azizim.

Hıh işte ben yetim gibi ona buna acınası bakışlar atarken mağaza müdürümüz Sezin Hanım bizi güler yüzüyle karşılayıp -ki bakmayın bu haline, markanın üst düzey yöneticileri burada ya- gelmemizden ne kadar memnun olduğunu falan söyledi. Gözleri ise 'eve erken gidip uyuyun, yarın erken saatte işte olacaksınız!' diyordu. Sezin Hanım, 30'lu yaşlarının başında kızıl saçlı çekici ve olgun bir kadındı. Baktı yanımızda Devrim gibi cillop, yiğit, yakışıklı ve kariyerli bir erkek var -Emrem kadar olmasın- direk buna bir yaltaklanmalar, mağazamızı övmeler vesaire. Melo size imkansız gelebilir ama benden de kıskanç bir kızdır ve kıskandığında gözü hiçbir şey görmez. Laf arasında bunun Devrim'den önceki iki sevgilisi de bu yüzden bunu terk ettiler. Piç oğlu piçler, aklıma geldi yine dellendim.

Devrim oğlan baktı Melo yanında garip garip sesler çıkıyor, yavrusunu korumaya yeminli anne hayvanlar gibi kadına pis pis bakışlar atıyor Sezin Hanım'ı azıcık tersleyip yolumuza devam etmemizi sağladı. Markanın kurucusu ve en baştaki üst düzey yönetici gelmediği için herkes rahat takılıyor, ilkokul bebeleri gibi alkolün içindeki buzu ona buna atıyorlardı. Parti görmemiş adamlarız derken şaka yapmıyordum.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin