On Sekiz ☣

19.8K 1.1K 128
                                    

18.Bölüm

Gözlerim irice açık karşımdaki adama bakarken, onun yüzünde şaşkınlığımla eğlenen ifadesi vardı. Adam bilmiyordu ki aslında ben göt korkusundan nutkum tutulmuştu. Daha kendim bile yarım saat önce öğrendiğim görücülerimin varlığını bir anda Emre'ye haber verebilmemi beklemeyin benden. Şimdiyse bu mal... habersiz, sorgusuz sualsiz annesi Sema teyze ve yanında ablası Emsal'le yardırmış gelmiş kahvenizi içeceğiz diyordu.

Ulan ben sana o kadar ay boyunca yalvarmışım, dil dökmüşüm bu geceyi mi buldun nöronlarını kemirdiğim! Bok iç kahveni de!

"Çiğdemcim ayıp oldu böyle de ama annen biliyor diye biz..." diyen Sema teyze sustu, konuşamadı kadın. Belli ki onun içinde çok ani olmuştu. Zaten bu öküzden beklenmeyini beklemek belki de en doğru şeydi ancak şu durumda ne yapacağımı bilemiyordum. Emre kapımda, görücüler salonda, elimde tepsi, üzerimde giysimle mahzun, behlül ve hiçbihalttanhaberimyoktusevgilim bakışı atmaya çalıştım. O bakışı bende çözebilmiş değilim henüz.

"Geçebilir miyiz peki Çiğdem?" diyen Emsal ablaya manasızca bakındım. Evet, güzel soruydu. Emre'nin mapuslara düşmesini istiyorlarsa tabii ki geçebilirlerdi. Öte yandan iki görücü ilk kez evimize geliyordu. Peki ya herşeyden bi haber babam, ya diğer görücümüzü gözüne kestirirse? İşte o zaman Emre, babam falan dinlemez beni evden kaçırırdı!

"Siz ne bakıyorsunuz bu süzmeye!" diyen sevgilim adeta iltifatıyla yüreğimi okşadı. Ulan mal, süzme sensin. Hem de en deliklisinden!

"Aslına bakarsanız-," diyecektim ki Sema teyze ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Emsal abla ve Emre de girince çaresiz kapıyı iyice açtım. Omzumla salonu gösterirken Emsal abla ve Sema teyze gitmiş, Emre yanımda kalmıştı. Elinde çiçek ve çikolata yoktu. Bu kadarı da camışlıktı ama!

"Nerede lan benim çikolatam, çiçeğim?" dediğimde suçlu gibi başını eğip acınası bi bakış attı. Fualleri uzamış ama bu onu apaçi gibi göstereceğine, daha değişik, daha erkeksi, daha olgun bi hava katmıştı. O an çipil çipil gözlerim doldu. Ulan eşek 2 aydır birbirimizi görmüyorduk, geldiği zamana bakar mısın? Elimdeki tepsiyi kenara bırakıp sıkıca sarıldım o da toplu saçlarımı okşadı.

"Sen evde de elbise giyer miydin ya? Eşofmanın kıçından ayrılmaz diye biliyordum" dediğinde inkar edemedim. Edemezdim de. Adam 6 yıldır sevgilimdi, beni her türlü kılıkta görmüştü.

"O ayrılmadı, ben ayrıldım" deyip gevrek gevrek güldüğümde, gerzek esprime şapşalca güldü.

"Neden her seferinde habersiz geliyorsun? Manyak mısın olum sen?"

"Sana sürpriz yapayım dedim. Hem görücünün aniden geleni makbulmüş. İstedin istedin oluyor sonunda bak. İstemeye geldim seni, alacağım da." dediğinde kendine olan özgüveni beni yerle yeksan etti.

Baktım, atıp tutuyor, hiçbir şey demedim. Görücümü kendisi görüp o götünün inişini kıs kıs gülerek izleyecektim. Pazardan hıyar alıyordu sanki beynine gıybet soktuğum.

"Evlenme teklifi nerede? Bu ne lan görücü usulü mü evleneceğiz?" deyip triplendiğimde tutup beni kendine çevirdi ve yüzüme doğru eğildi.

"Lan daha oradaki işim bitmedi. Yine gideceğim, sadece seni istemek için taa nerelerden geldim. En azından ilişkimizin adı konsun, orada işim bitince geleceğim ve evleneceğiz. Benden romantik bi evlilik teklifi beklemiş olamazsın?" deyip tek kaşını kaldırdığında o kaşını cımbızla almak istedim.

"Sen-sen cidden-,"

"Çiğdem, neredesiniz?" diyen annemin sesiyle derin bir nefes verdim ve başımla ona salonu gösterip o önden giderken bende peşine düştüm. İçeri girdiğinde ilk bi duraksadı, muhtemelen gelenlerin sadece misafir olduğunu düşünmekteydi. Sonra gözleri kendisi gibi takım elbiseli adama kayınca bu bi huylandı, geri tepti falan.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin