Kırk Dokuz ☣

32.5K 995 86
                                    

49.Bölüm


"Ba-ba"

Bana anlamsızca bakan turşuya bir kez daha ve bu sefer sesimi hafif yükselterek seslendim.

"Ba-ba"

Anlamsızca bakmaya devam eden oğlumun çatık kaşlarına bakıp bende ifademi sertleştirdim. Genelde böyle yaptığım zamanlar benden çekindiğinden midir, korktuğundan mıdır bilinmez ağlamaya başlıyordu. Yüzü bir anda buruşunca Çiğdem'in onu ağlattığımı fark edip iki saat dırdır etmesini istemediğim için tek parmağımı burnuna koydum ve Haktan ne yaptığımı anlamaya çalışmaktan ağlamaya fırsat bulamadı.

"Ulan benden bitme. Ben 6.ayımda emeklemeye başlamıştım, sen 9. ayına girdin tık yok. Cins misin bacanağım sen?"

Yerdeki halının üstüne serilen battaniyenin üzerine yüz üstü yatırılmış, gözleri irice açılmış, çenesinden salyalar akan yamuk ağızlı şey bana bakınca sebepsizce gülümsedim. "Bendeki de soru, sende Çiğdem Erbay genleri var tırtırik. Ananın da çenesi geç açılmış ve hiç susmamıştı."

Geri çekilip cebimden 20'lik banknotu çıkardım ve karşımda bana benzeyen gözlere sahip oğlumu onunla kandırmaya çalıştım. "Gel sana harçlık vereyim. Çıkan minik dişlerin için diş halkası alırsın ve artık parmağıma tecavüz etmekten vazgeçersin." Hala parlak gözlerle bana bakınca derin bir iç çektim. "Alt tarafı emekleyeceksin, parayı mı beğenmedin?" deyip cebimden 50'lik banknotu çıkardım.

Elimle gelmesi için işaret yaparken yüzüme baktı ve garip bir cıvıltı çıkarıp ürkmeme sebep oldu. Arada böyle çılgın çığlıklar attığı oluyordu ve ilk zamanlar bunu yadırgamış, Çiğdem'e onu caminin avlusuna bırakmamız gerektiğini uygun bir dille anlatmaya çalışmıştım. Böyle canice kendinden geçerek çığlık atan başka bir varlık olamazdı. Ardından birde benim şaşkınlığımdan keyif alırcasına damaklarını göstererek sırıtması yok muydu, tam Chucky bebek gibiydi.

"Ba-ba"

"Mamamamama"

"Mama değil, ba-ba. Ulan ben almasam mamanın varlığından haberdar olmayacaksın, beni sattığın şeye bak! Ba-ba!"

"Mamamamama"

"Tırtırik, beni deli etme bozuşuruz. PES'de çakarım golleri ağlarsın arkamdan"

Her Cumartesi akşamı onu kucağıma oturtup televizyondan Pes oynuyor ve Haktan daha oyun konsolunu bile tutamazken karşı takımın o olduğunu düşünüp art arda gollerimi sıralıyordum. Bir kere öylesine kendimden geçmişim ki Çiğdem kucağımdan turşuyu alıp beni "Ne diye bağırıyorsun çocuğa!" diye paylamıştı. Meğerse maçın heyecanıyla karşı taraf penaltı yapınca, ciddi ciddi oynayanın Haktan olduğunu düşünüp ona bağırıyormuşum. O gün bugündür, Çiğdem'in gözetiminde oynuyorduk.

"Emeklesene lan bana. Hişş, nereye bakıyorsun sen?" deyip oğlumun gözlerini takip ettim ve mutfaktan çıkıp bize doğru gelen karımı görünce kaşlarımı çatarak Haktan'ın gözlerine bakıp "Git, başka karıyı kes lan" diyerek çıkıştım.

Ağlayacak gibi görününce Çiğdem yanıma otururken koluma hafif bir şaplak geçirip "Pençelerini oğlumun üzerinden çek" dedi ve ellerini benimle aynı uzaklıkta durduğu sıpaya uzattı. Birkaç haftadır emeklemesi için çaba harcıyor, kucağımıza çağırıp duruyorduk. Doktor her bebekte farklılık gösterse de özellikle bu aylarda emekleyebileceğini hatta yavaş yavaş konuşabileceğini söylemişti. Bulduğum her yerde sıkıştırmam bu yüzdendi.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin