Otuz Sekiz ☣

25.6K 1K 112
                                    

38.Bölüm

Tamamen şaşırmış ve şok olmuş bir halde Sema anneye bakarken annem birden ciyakladı. "Ne demek boşanmak! Çiğdem?" deyip aniden bana döndü. "Çiğdem kızım sen ha-," diye devam edecekken sözünü kestim.

"Emre nerede?" Sorulması gereken sanırım en doğru soruyu ben sormuştum. Beynimizi bulandıran kişi oydu ve bu pirincin taşını da o ayıklamalıydı! Aksi taktirde yediğimiz taşlar götümüzden çıkacaktı.

"Geliyorum falan dedi ama kızım ben oturup bekleyemem kimseyi. Koştur koştur geldim. Uçakta aklımdan neler neler geçti. Yavrum bak daha ilk ayınız, çok tazesiniz. Siz şimdi sevgili gibi olacaksınız zannediyordunuz ancak-," diye soluksuz konuşan Sema annenin sözünü kapının kilit sesi bozdu. Anahtarla kapıyı açmış olan kocam çatık kaşlarıyla annesine baktı.

"Sana havaalanında beklemeni söylemiştim!"

"Oğlum ne havaalanı şimdi?" dedi Sema anne yerinden doğrularak. Kadın yerinde duramıyor, dağınık saçlarıyla fena gözüküyordu. Sanki boşanan oymuşçasına -boşandığımız bile yok, gerçi bu dakikadan sonra emin değilim- ortalığı velveleye veriyordu.

"Şuraya geçin bi oturun" dedi annem sonunda Emre ve beni yan yana oturtup karşımızda Sema anneyle dikilerek. Elimle kocamın poposuna çimdik atmaya çalıştım ama o benden uyanık çıkmıştı, o beni çimdikledi.

"Herkes bi sakin olsun" dedi ultra salak kocam. Ulan millet bizi boşanıyor sanıyor, bu nasıl rahatlık! Annem bile karnımda bebeğimle kocasız ortada kalacak olmamın derdine düşmüş bu hala 'sakinlik' denilen 8 harfli zımbırtıdan bahsediyor. Yeri gelmişken zımbırtı babamın televizyon kumandası için kullandığı bir tabirdir, adam emekli napsın?

"Oğlum siz dün bana-," diyen annemin sözünü bu kez Emre kesti. Ben Sema anneye bahane olarak boşanmanın uydurulduğunu biliyordum ancak annem henüz kestirememişti.

"Ferda anne bi dur Allah aşkına!" dedi kocam.

"Anneme bağırma!" dedim.

"Bağırmıyorum sadece ortam gergin herkes bir ağızdan konuşmazsa ben tek ağızdan konuşup olayı kökünden çözeceğim anladın mı?" dedi bana dönüp tip tip bakarak. Tamam, fazla bağırmamıştı hatta annem zoraki ev temizliklerini bana yaptırdığında isyandan çığlık çığlığa bağırdığım zamanlara göre bile kıyaslanamazdı o sebeple uzatmadım.

"Anlat oğlum, sorun ne?" dedi Sema anne bembeyaz olmuş yüzüne ellerini koyarak. Kadıncağız salonumuzun ortasında bayılacak gibiydi. Emre bana dönüp "Ferda anneye ben söyledim, sende benim anneme söyle" dedi.

Annem o an anlamış gibi genişçe gülümsedi ancak Sema anne hala gergindi. Kadının buz tutmuş ellerini sımsıkı kavrayıp "Anne..." dedim duraksayarak. Emre'den bana çevirdiği gözleriyle "Babaanne olacaksın!" dedim.

Kadın boğulur gibi ses çıkarıp adeta yerinde sudan çıkmış balık gibi çırpındı. "Ortada bir bebek var ve siz boşanacak-" diye konuşan kadını annem susturdu. Zaten susturan susturana kardeş, siz eksik kalmayın.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin