21.Bölüm
"Bunu nasıl yapabilirsiniz bize!?" diyen Dilşah hayatının en ağır darbesini almış gibi kırgın gözlerle baktı bizlere. Halbuki en ağır darbesini ne zaman aldığını hepimiz çok iyi biliyorduk.
"Herşey birden gelişti." dedim gülümseyerek ardından dönüp yanımda Akın'la konuşan sevgilime ters ters baktım. "Evlenme teklifi bile etmedi. Kuru kuruya gidiyorum" dediğimde Dilşah kıkırdadı. Kırgınlığının çabuk geçmiş olmasına sevinmiştim sonuçta benimde hiçbir şeyden haberim yoktu.
"Bayılıyorum sizin aranızdaki sevdaya. Hem döverim, hem severim, hem de gömerim hesabı" deyip tekrar güldü. Kucağındaki Beliz dudaklarını büzüştürüp uykusuna tasasız bir biçimde devam etti.
"Ya ne demezsin" desem de bende gülümsüyordum.
Emre bana doğru eğilip "Ayakkabılar nerede?" deyince Akın merakla kaşlarını kaldırdı. Çantamdaki minik pembe converseleri çıkarıp sevgilimin koca avucuna koydum. Ayakkabılar resmen elinde kaybolmuştu.
"O ne?" deyip hevesle atılan Dilşah'ın yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Valla onu bunu bilmem de benim çevremdeki herkesin minik bebek ayakkabılarına karşı bir ilgisi vardı. Adamlar resmen yumoş yumoş yumuşuyordu. Öyle ki koskoca Akın Demiral, Emre'nin ona uzattığı ayakkabılara parmaklarını takıp yürüyormuş gibi parmaklarını kıpırdattı ardından hevesle Dilşah'a döndü.
"Aşkım bunlarla yürüdüğünü düşünsene!"
"Ayakkabı almış mıydınız bilemedim ama amcası ve teyzesi olarak ilk hediye ayakkabısını biz almak istedik" diyen sevgilim araya beni de kattı ve ona aşkla baktım. Halbuki benim aklımdan ayakkabı gibi bir düşünce geçmemişti ama benimde düşünmüş olabileceğimi vurguluyordu. Valla kim düşünceli, kim kıroydu bir daha düşünmem gerekecekti.
"Yok hep patik türü aldık. Akın bi gün heveslenmiş, bebeğin cinsiyeti belli olmadığı zaman oğluma olur diyerek Beşiktaşlı ayakkabı almıştı. Çekmece de öyle duruyor" deyip gülümseyen Dilşah ellerini dokunmak ister gibi ayakkabılara uzattı.
Akın ayağa kalkıp kucağındaki Beliz'i aldı ve ayakkabıları ona vererek, kucağında kızıyla tekrar kalktığı yere oturdu. Emre, dönüp bebişe o kadar tatlı gülümsedi ki bi an Beliz'in yerinde olmak istedim. Etrafımızda bebekli kimse yoktu ve bu konuda Emre'nin tavrını net bilmiyordum ama şu an minik kıymetlimize gösterdiği sevgi öylesine samimiydi ki utanmasam onu odaya sürükleyip boy boy Emreler yapacaktım.
"Bakıyorum elinizden düşürmüyorsunuz Emre Bey?" diyen Dilşah da bunu fark etmiş olacak ki hafif imalı bir gülüşle nişanlıma baktı. Akın bunu söylediği sırada dikkatlice Beliz'i Emre'nin kolları arasına yatırdı. Küçücük pembe dudaklarını oynatan bebiş bir iki yüz buruşturmanın ardından çığlığı bastı ve nişanlım eli ayağına girmiş bir vaziyette babasına kızını teslim etti.
"Çok tatlı, maşallah. Bir yeri kırılacak diye ödüm kopuyor." dedi Emre garip garip gülerek. Ardından gülümseyerek bana döndü ve benim onu izlediğimi görünce çapkınca sırıttı. "Açıkta birşey mi gördün yavrum?"
"Ya dalga geçme ama..." deyip duraksadım. Beklenti dolu yüz ifadesine bakıp devam ettim. "Sen hemen çocuk isteyecek bi tipe benzedin şimdi" dediğimde güldü.
"Bunu yalnızken konuşalım" deyip çapkınca göz kırptığında kulaklarımın kızardığını hissettim.
"Niye, yabancı mı var?" diyen Akın pislikçe gülümsedi. Kucağındaki Beliz'i susturmuş, ayakta dolanıyordu. Onun her konuda Emre'ye sataşmasına, Emreninse ona meydan okumasına alışmıştık artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KıroMan (3)
فكاهة2015* (Başka Bir Lise Hikayesi ve Sev Yeter hikayelerinin üçüncü serisidir)