Yirmi Dört ☣

21K 1K 45
                                    

24.Bölüm



KıroMan (1)

# Uçaktan indim.

Mesajı okuduktan sonra ellerimi durulayıp mutfaktan kaçmaya çalıştım. Annem bir saattir yemek yapmasını öğretiyor, mızıldandığımda ise 'evlenince sen aç, Emre aç ölür gidersiniz' deyip paylıyordu beni. Zoraki kalıp bir iki şey kapmaya çalışsam da nişanlımla mesajlaşmak daha ilgi çekici geliyordu. Hem şirkete gidene kadar vaktimiz vardı ve o gün boyu süren bir toplantıya gireceği için bir daha haber alamayacaktım.

# Çok iyi. Evleniyoruz değil mi?

# Söz vermişim bir kere. Keşken bile verdiğim sözü tutarım.

İçim sevinçten pır pır etse de dudağımı ısırıp mecburi yazdım.

# Bak ben şaka olsun diye sesini kayıt altına aldım. Eğer istemiyorsan, erteleyebiliriz?

# HAYIR!

# Ne zaman peki?

# Sen hazırlanmaya başla. Madem buradaki işim bitmeden evleneceğiz, evliliğimizin ilk ayları maalesef burada geçecek. Buraya geleceksin, sonra beraber Türkiye'ye döneriz.

# Babamlar?

# Ben konuşacağım babanla. Kimse kızını gurbete vermek istemese de bu durumda -kısa bir süre- böyle idare edecekler.

# Tamam. Düğün hazırlıklarında yanımda olacak mısın?

# İşleri toparlayabilirsem, evet. Yoksa düğünden 2 gün önce geleceğim.

# Annenlerle konuştun mu?

# Evet.

# Peki. Seni seviyorum.

# Biliyorum. Kendine dikkat et.

# Müstakbel gelinine birşey olacak diye mi korkuyorsun yoksa? :)

# Daha çok çevredeki insanlara birşey olacak diye korkuyorum. :LOL:

# Komik şey seni.

Cevap vermeyince herhalde şarjı falan bitmiştir diyerek hiç dert etmemiştim. Mesajına cevap verilmeyince içine öküz oturan kızlardan değildim ne yazık ki. Tamam, belki biraz.

Annem elimdeki hamura tip tip bakıp bilindik anne narası atmaya başladı. "Çocuğa evlilik boyunca kek, poğaça yedirde iki ayda göbeklensin çocuk. Kızım! Yemek öğren, yemek. Bırak şu pasta, poğaça işini!" deyip paylarken babam içeriden homurdandı. Bu adamın da evdeyken 'ses çıkarmayın' temalı homurtusu beni benden alıyordu. Öte yandan annem artık adama hiç poğaça, kek yapmadığından mıdır bilinmez her yaptığım keki, poğaçayı tatmak istiyor en az iki tabağı hüpletiyordu.

Annem şeker, sağlıksız beslenme vs. adı altında altın günleri hariç pek hamur işi yapan kadın değildi. Fazlası zararlı ve sağlıksız olabiliyor doğru da arkadaş şu adama bak! Evlendiğinden beri poğaça yememiş gibi. Ah babam evleneyim, bunlardan da mahrumsun demek istesem de annem bayağa otoriter bir kadın olduğu için sesim çıkmadı.

"Ferda yolla şu kızı içeri de, bi konuşayım kızımla." diyen babam, anneme şaka yollu takılırken her gün beni mutfağa sokan anneme sataşıyordu. Annem ve babam, bir Emre ve Çiğdem olamazdı ama gölgemiz olabileceklerini söyleyebilirdim.

KıroMan (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin