Bolca Özlem

3.6K 195 99
                                    

İyi okumalar delilerimm 🩶

Birlikte olmamızın üstünden iki gün geçmişti. Bu süreçte Yula ile pek görüşememiştik, eğitimleri oldukça fazlaydı. Nedenini bilmiyorum ama ortalık biraz karışıktı. Ne zaman Yula ile konuşsam askeriyenin içinde oluyordu. Eminim o günden beri evine gitmiyordu.

O gün akşama kadar birlikte vakit geçirmiştik. Ben hasta olduğumu söylemiştim. Binbaşı ise Yula yaralandığı için izin vermişti, sadece bir güncük... Neyse ki yarası ağır değildi. Eminim bu onun için sinek ısırığı kadardı.

Çok fazla yaralandığına emindim ama vücudunda çok fazla iz yoktu. Hatta ağır bir şekilde belli olan yarası yoktu. Sadece bir kaç çizik vardı, fakat bana zamanında çok fazla şey yaşadığını anlatmıştı. Belki iz kalmaması için krem kullanıyordu. Bunu bir gün sormayı aklıma not etmem gerekiyordu.

Odasının kapısı tıklatıldığında kendimi toparladım. Düşüncelerimden sıyrıldım ve odağımı işime verdim. Kimse sakatlanmıyordu, iyi ki sakatlanmıyordu ama birazcık sıkılıyordum.

"Gelebilirsiniz." komutum ile kapı açıldı ve içeriye tanımadığım bir sima girdi.

"Doktor Bey, eğitim sırasında biri yaralandı. Yüzbaşım sizi çağırmamı istedi." dediği ile ayağa fırladım. Birisinin sakatlanmaması sıkıcıydı ama sakatlık haberi, kalbimin hızla atmasını sağlıyordu. Galiba işin duygusal tarafından bakıyordum.

"Geliyorum hemen."

İlk yardım setini aldım ve hızla odadan çıktım. Önümde ki adamı takip ediyordum. Bir kaç dakika sonra eğitim alanına vardık. Gölgesinden tanıdığım adam ile gülümsedim. Demek ki yüzbaşı dediği Benim Yüzbaşı'm. Geldiğimizi fark ettiğinde kafasını benim tarafıma çevirdi.

Gözleri direkt gözlerime değdiğinde sert ifadesi yumuşamış gibi oldu. Gözlerini çekti ve sert ifadesini geri takındı. Kollarını birbirine bağlamış ve yerde ki çocuğun başında dikiliyordu. Elimdeki kutuyu kenara bıraktım ve yere oturdum.

"Tam olarak neresi?" karşımda acıyla yüzünü buruşturan çocuğa baktım. Eminim fazla acı çekiyordu ama Yula'ya bakıp duruyordu. Sanki acısını söylese Yula'dan azar yiyecekti.

"Bana rahat rahat söyleyebilirsin, bunun için buradayım." kafamı başımda duran adama çevirdim. Gözlerimle başka yere bakmasını söylemiştim. Çocuk oldukça korkuyor gibiydi ve ciddi bir durumu olabilirdi. Yula komutumu anlamış olacak ki başka tarafa baktı.

"Burası Doktor Bey." eliyle ayak bileğini gösterdi.

"Tam olarak ne oldu?" dokunmadan önce emin olmak istiyordum. Ne olduğunu bilmeden tedavi uygulayamazdım, durum daha kötü olabilirdi.

"Şurada ki ağdan aşağıya hızla iniyordum. Ne olduğunu anlamadım, bir anda ağa takıldım. Bileğim ağların arasında kaldı, o takılmam ile yuvarlanmaya başladım. Yuvarlanmadan önce bileğimin resmen ters döndüğünü gördüm." yaptığı açıklama ile kalbim acımıştı. Galiba herkesin hassas noktası, askerimizin acısını hissetmekti.

Botunu büyük ihtimalle Yula çıkarmıştı. İlk yardımı o yapmış olmalıydı ki, ciddi bir durum olduğunu anlayınca beni çağırmıştı. Elimle bilek kısmını yokladım.

Yüzümü yüzüne çevirdiğimde dudaklarını dişlediğini gördüm. Sadece dokunmam ile bu tepkiyi veriyorsa, oldukça ciddiydi durumu. Belki kırılmış belki de bağları kopmuştu.

"Yüzbaşım revire taşımak daha iyi olur. Büyük ihtimalle kırıldı, bağları uzadı ya da bağları koptu. Detaylı tedaviyi orada daha iyi yapabilirim." gözlerimi bana bakan adama çevirdim. Dediğim ile kafasını salladı ve gözlerini üzerimden çekti.

Sevgilim Asker Bey •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin