İtiraflar ve Gözyaşları

2.7K 161 130
                                    

Medya: Yula'mız...

İyi okumalar delilerimm🖤

Dudaklarını alnıma bastırdı. Her zaman sıcak olan dudakları, şimdi buz gibiydi. Tepki vermek istiyordum ama içimde büyük bir karmaşa vardı. Duymak istiyor muydum? Ailem hakkında olsamda duymak istiyor muydum?

Onlar zaten ölmüştü ve şuan gittikleri yerde mutlulardı. Neden böyle bir şey demişti? Duyacağım şeylerden sonra Yula'ya bakabilir miydim? Kaybetmekten deli gibi korktuğum adamı kaybedebilir miydim?

Hızla kollarımı boynuna sardım. Kafamı durmadan iki yana sallıyor ve ağlıyordum. Hayır kaybedemezdim, bir kez daha bir kaybı kaldıramazdım. Bir şey demeden sadece ağlıyordum.

"Hayır anlatma duymak istemiyorum. Onlar mutlu ve beni ağlattın için sana kızıyorlar. Ben duymak istemiyorum. İSTEMİYORUM!"

Kendimden nefret edecektim ama duymak istemedim. Ne olduğunu deli gibi düşünecektim ama istemedim. İstemedim işte! Onu da kaybetmek istemedim. Kafamı iki yana sallıyordum ve boynuna, tıpkı bir mengene gibi yapıştım.

"Ben seni kaybetmek istemiyorum. Boşver anlatma Yula, ben yapama-"

"Ailenin nasıl öldüğünü bilmek istemiyor musun! Ailenin, benim ailemi nasıl parça parça ettiğini bilmek istemiyor musun!" bağırarak konuştu ve üstümden kalktı. Kollarım boşluğa düştü.

Tüm bunlar ne demekti?

"Özür dilerim, bağırmak istemedim." sesi yeniden naif çıkmıştı. Sesi yorgundum ama anlatmak istiyor gibiydi. Ben ise gerçekten duymak istemiyordum.

Bildiğin şeyler acı verirdi, zarar verirdi. Yok ederdi seni, yapmasan bile suçluluk duygusu çekerdin. Nefret ederdin, ben kimseden nefret etmek istemiyordum.

"Anlatma lütfen." sesim yalvarır bir şekilde çıkmıştı. Ellerimin üstünü alnıma koydum ve sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Gözyaşlarım durmuyordu ve ilk defa bu kadar korkuyordum. İlk defa duyacaklarımdan bu kadar nefret ediyordum.

"Yapmam lazım, suçluluk ile ölmek istemiyorum." yanıma geldi. Yatağın kenarına oturdu ve elinin tekini belime attı. Beni kendisine çekip, başımı dizine koydu. Saçlarımı okşamaya başladı. Bu ağlamamı daha çok arttırmıştı.

"Benim ailemin ilaç şirketi olduğunu biliyorsun. Hatta askeriyeye ve çoğu şirkete onlar satış yapıyordu. Oysa ürettikleri ilaçların yanında, o laboratuvarlarda uyuşturucu da yapıyorlarmış." saçlarımda ki eli durdu. Ben ise gözyaşlarım sessizce akarken şok olmuştum. Onun için çok zordu, bir asker için ailesinin bu şekilde olması.

"Biliyorsun, Sümeyye'nin ailesinin de taşıma şirketi vardı. Bizimkiler bunları üretirken, onlar taşımasını yapıyormuş. Yurtdışına ve bir çok şehre. Hatta bazılarını gizliden gizliye, ilaç olarak insanlara enjekte ediyorlarmış. Emin ol hiç bir şeyden haberim yoktu!" tüylerim diken diken oldu. Ellerim ve ayaklarım buz kesti.

"Beni Sümeyye ile bu yüzden evlendirmişler. Ailemin böyle bir iş yaptıklarını, hepsi biliyormuş. Benden her şeyi gizlemişler ve en korkunç olan şey ise, ben askerdim! Benim ailem ise böyle boktan bir şey yapıyordu. Salaktım ben! Salak! O kadar iğrençler ki, benim askerliği bırakıp o şirketin başı olmamı istediler." duyduklarım ağırdı. Fakat o yaşan kişiydi ve onun için ne kadar ağırdı bilmiyordum.

Elleri saçlarımın arasında yokmuş gibiydi. O kadar naif bir şekilde okşuyordu ki, ona bunları yapandan nefret ettim. Burnumun ucu sızladı ve gözyaşlarım daha hızlı aktı.

"Bir gün onları foyası ortaya çıktı. Yıllardır bunu planlayan iki kişi varmış, onların yaptığı şeyler sayesinde iki bir çok şirket iflas etmiş ve kapatılmıştı. Bunları yapan kişiler, anne ve baban." gözlerinin içine baktım. Vücudum titremişti duyduklarım ile. Tüm vücudum gerilmişti. Bir şey diyemedim sadece durdum ve gözlerinin içine baktım. O da benimle gözlerimin içine baktı.

Sevgilim Asker Bey •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin