İyi okumalar delilerimm🖤
Tüm gün çocuklar ve Yula evin içinde koşturup oyun oynadılar. İkizlerimiz, babaları geldiği için çok mutluydu. Bende bir onlar kadar heyecanlı ve mutluydum. Hatay'dan döndükten sonra Yula çok yoğun olmuştu fakat çocuklar bana çok iyi gelmişti.Tırnağım ise yavaş yavaş uzamaya başlamıştı. Orayı görmek istemediğim için sargı ile sarmıştım ama düzenli olarak havalandırıyordum. Bazı şeyler acı veriyordu. Yıllar geçse bile unutamayacağım şeyler görmüştüm. Benim için ağır şeylerdi ve maalesef, empati duygum çok fazlaydı. Orada bir ara öleceğimi düşünmüştüm, sevdiğim herkesi geride bırakma düşüncesi beynimin içindeydi. Aklıma annem ve babam geldi. Onlarda benim düşündüğümü düşünüp, belki de son kez orada göz yaşı dökmüşlerdi.
Zordu, bir çok şey zordu ve biz kıymet bilmiyorduk. Hayatta kalmaya çalışırken, para kazanmak için çabalarken, çok şeyi kaçırıyorduk. En önemlisi ile zamandı, sevdiklerimiz ile geçirdiğimiz zaman... Aslında ne kadar değerliydi ama kıymet bilemiyorduk.
Düşüncelerimi bir kenara attım ve karşı koltukta, üstünde uyuyan çocuklar ile Yula'ya baktım. Hüzünlü duruyordu, gözlerinin ışığına bir gölge düşmüştü. Bize gülüyordu ama belki onu çok iyi tanımasam, bu gülüşün gerçek olduğunu sanabilirdim.
Gözlerini kapatıp kafasını geriye yaslamıştı. Yerimden kalktım ve yanına ilerledim. Koltuğun arkasına geçip, iki parmağımı şakaklarına yerleştirdim. Bir anda irkilmesi ile gözlerini açtı.
Yula benim geldiğimi fark etmemiş miydi?
Tedirgin bakışı beni gördüğünde hafif gülümsemeye dönüştü. Bende üstümde ki şaşkınlığı attım ve şakaklarına masaj yapmaya başladım. İlk defa benim geldiğimi fark etmemişti. Hatta Yula ilk defa böyle bir tepki vermişti. O normalde her an tetikte olan ve benim gelişimi, kokumla anlayan bir adamdı.
Gözlerini kapatmadı ve bende gözlerimi onun gözlerinden çekmedim. Gözlerimiz ile konuşmaya başladık. Üzgündü ama neye? İlk geldiğinde anlamıştım, bir şeyler olmuştu ama bana söylemiyordu. Soru sorup onu rahatsız etmek istemiyordum.
"Seni seviyorum." eğilip kulağına fısıldadım ve dudaklarının üstüne bir öpücük kondurup geri çekildim.
"Çok fazla hemde." gülümsedim. Onun benim tesellime değil sevgime ihtiyacı vardı.
"Bebeğim sen odaya geç, bende çocukları yatırıp geleceğim." elimin üstünden öptü ve ayağa kalktı.
Dediğini yaparak adımlarımı merdivenlere yönelttim. Yardımcı olmak istemiştim ama kabul etmeyeceğini biliyordum. Şuan en doğrusu onun dediğini yapmaktı. İnsanlar böyle anlarda daha hassas olurdu ve ben onu kırmak istemezdim.
Odaya girip yatağa oturdum. Yula'yı beklemeye başladım ki çok geç olmadan o da gelmişti. İçeriye girdikten sonra kapıyı kilitledi ve yanıma adımlamaya başladı.
"Sevgilim?" kollarımı açtım ve o adamın, o kocaman adamın kollarımın arasına nasıl girdiğine şahit oldum.
Dizlerinin üstüne çöktü ve kocaman bedenini, kollarımın arasına soktu. Beni sıkı sıkı kavrayan adama aynı şekilde karşılık vermeye çalıştım. İhtiyacı vardı, en çok bana ihtiyacı vardı. Tıpkı o gün, o an benim ona olan ihtiyacım gibi...
"Sonunda bitti Balamir." ağzından zar zor çıkan cümleler bunlardı.
"Ne bitti sevgilim?" ellerimi saçlarının arasına soktum ve rahatlatmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker Bey •bxb
Teen Fiction[+18] "Tek hatam azıcık Redbull içip araba kullanmaktı." "Tek hatanın sadece o olduğunu düşünmüyorum." ... "Sevgili Asker Bey-" "Sevgilim Asker Bey, diyecektin diye düşünüyorum." eğilerek, kulağına fısıldadığı sözlerdi. [🏳️🌈]