Ölüm Arzusu

2.1K 127 194
                                    

Medya çok önemli!

Yapay zeka ile Yula'nın özelliklerine benzer tasarımlar çıkardık.
Sizce hangi fotoğraf Yula için uygun? Seçtiğiniz fotoğrafı Yula olarak kullanacağım.

İyi okumalar delilerimm🖤

Gözlerimi açtığımda beri ağrıdan ölüyordum. Dün gece galiba biraz fazla ağır olmuştu. Şuan etrafımda bıcır bıcır dönen Meyra'ya bile odaklanamıyordum. Belimde inanılmaz bir ağrı vardı ve üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. Gerçi tıra yakın bir şey geçti ama neyse.

"Güzelim yavaş koş, düşeceksin." etraf güvenliydi ama hızlı koşuyordu.

"Abi sende koş ya çok yavaşsın." elimden tutup koşturan küçük kız ile gülümsemeye çalıştım. Bu insanlarda şeytan tüyü vardı istediklerini elde ediyorlardı.

Yavaşça koşmaya başladım ama attığım her adım, belime acı olarak geri dönüyordu. Durmak istiyordum ama bu küçük kızı kırmak benim için çok zordu. Daha önce demiş miydim çocukları çok severim diye, bence onları kırmak vatana ihanet etmek gibiydi. Evet bu kadar küçük bir şey ile bunu karşılaştırmak, kimine göre saçma olabilirdi ama bana göre böyleydi. Onların yüzünün güneşini söndürenler benim için haindi.

Hatay'a da bu yüzden gitmek istiyordum. Çocuklar kaçırılıyordu ve kimse buna engel olamıyordu. Engel olmak isteyenler ise ölüyordu. Ben de belki ölecektim ama en azından, evimden oturup konuşmayacaktım. Konuşmak çok kolaydı ama bize icraat lazımdı. Lafla peynir gemisi yürümüyordu.

"Meyra, Balamir abini rahat bırak." mutfağın kapısına yaşlanmış ve bana gülerek bakan adama baktım. Laflarını Meyra'ya söylüyordu ama benim gözlerimin içine bakıyordu.

Karşımda dimdik ve resmen parlayarak duran adama sinir dolu gözlerle baktım. Benim bu kadar acı çekmem ama ona hiç bir şey olmaması sinirlerimi bozmuyor değildi.

Meyra, Yula'nın dediği ile durduğu için acım hafiflemişti. Etrafıma baktığımda Tolga'yı göremedim. Kaşlarım daha fazla çatıldı.

"Güzelim, Tolga'yı gördün mü?" Meyra'ya baktım.

"Hayır abi, en son odasında kitap okuyacağını söylemişti."

Hâlâ benden mi utanıyordu acaba? Durduğum yerde arkama döndüm ve Yula'ya baktım.

"Yula, Tolga'yı yanımıza getirebilir misin? Hep birlikte vakit geçirelim, gideceğiz zaten."

Dediklerimden sonra bana gülümseyerek bakan adamın, gözlerine de aynı duygular serpiştirildi. Bana, benimle gurur duyar gibi bakıyordu. Sanki dediğim ve yaptıklarım onun için guru verici bir şeydi. Onu öyle gördüğümde bende gülümsedim. Tüm sinirim uçup gitmişti.

"Tamamdır." göz kırptı ve mutfak kapısından ayrıldı.

Bizde Meyra ile verandaya geçtik. Arka bahçeleri, ön bahçeye göre büyüktü. Bir sürü meyve ağacı vardı. Ayrıca kocaman bir de havuz vardı. Bunları gördükten sonra, Yula'nın ne kadar zengin olduğunu düşünmedim değildi.

Adamda son model Mercedes-Benz G sınıfı vardı. Üstüne bunlarda eklendiğinde, galiba kendime istemeden zengin koca bulmuş gibi olmuştu. Düşüncelerime güldükten sonra panduflara oturdum. Renkli renkli bir sürü panduf vardı ve çok tatlı duruyorlardı.

Sevgilim Asker Bey •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin