Önce ki bölümleri okumayı unutmayın bebeklerim. Watty yeniden saçmaladığı için bölümlerin bildirimi gitmiyor.
Medya bizimkilerin kıyafetleri :)
İyi okumalar delilerimm🖤
"Hazır mısın Balamir?" odanın kapısının tıklanması ile yerimden sıçradım. Kahvaltı yaptıktan sonra ilk yardım çantamı hazırlamak için odaya gelmiştim. Ne olacağını bilmediğim için aklıma gelen her şeyi alıyordum.
"Hazırım, geliyorum." üstüme kamuflaj ceketini de aldıktan sonra odadan çıktım.
"Bizimkiler dışarıda." dedi Faruk. Yula ile kahvaltıdan sonra görüşememiştik. Bu benim için bir sorun değildi çünkü çok yoğundu. Bu bir vatan meselesiydi ve ben onu engellemek istemiyordum.
"Sence orada ne olacak?" nasıls soracağımı bilmiyordum. İlk defa böyle bir şeyi tecrübe edecektim. Gergindim, hemde fazlasıyla.
"Bizde pek bir şey bilmiyoruz. Yüzbaşı biliyor her şeyi, biz de onu takip ediyoruz diyebilirim. O bize söylüyor ve biz de yapıyoruz." dedi ve elimde ki yardım kutusunu alıp yürümeye başladı.
"Komutan görürse senin taşıdığını kafamı keser ve benim daha sevgilim yok. Bu yaşta ölmek istemiyorum." gülerek ve sekerek yürümeye başladı. Böyle anlarda benim tüm gerginliğimi alıyordu. Bende güldüm ve peşinden ilerlemeye başladım.
Sonunda ıssız koridoru bitirmiştik. Faruk benden önce gittiği için ben geride kalmıştım. Dışarıya çıktığımda, herkesi kapının önünde gördüm. Yula durmuş ve onlara bir şeyler anlatıyordu. Kafasını benim tarafıma çevirdiğinde, göz göze geldik. Dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu.
"Gel Balamir, sana da seninle ilgili olan şeyleri anlatayım." yanına ilerledim ve tam yanında durdum. Burnuma vuran kokusunu içime çektim. Vücudum rahatlarken yüzümde ki gülümseme silindi. Şuan ciddi bir mesele vardı ve ben aşk düşünemezdim.
"Siz araca binin." Yula'nın verdiği komut ile Ruh Tim'i aynı anda hareket etti ve araca yerleştiler. Kocamın bu kadar etkili olması şaka değil gerçekti ve ben buna yeniden düşüyordum.
"Gel şöyle." kolumdan tuttu ve aracın yan tarafına çekti. Araç önümüzü kapattığı için kimse bizi göremiyordu. Aynı zamanda aracın kenarları da kapalı olduğu için Tim'de göremiyordu.
"Oraya gittiğimizde yaralı varsa onlarla ilgilen, gideceğimiz köye saldırı olmuş akşam. Büyük ihtimalle yaralananlar var ve yardıma ihtiyaç olacak. Tehlikeli bir şey yapma ve benim bıraktığım yerden ayrılma. Saldırı ya da herhangi bir şey olsa bile oradan çıkma ve beni bekle. Her türlü seni bulur ve bir şey olmasına izin vermem." hızlıca dudaklarını alnıma bastırdı ve geri çekildi.
Benim bir şey dememe ya da tepki vermeme izin vermeden, hızla aracın önüne gitti. Kapısını açtığı gibi içine girdi. Ben de transtan çıktım ve içeriye girdim. Yula'nın yanı boş olduğu için oraya oturdum. Araba çalışmaya başladı. Büyük ihtimalle Asaf kullanıyordu çünkü şuan burada değildi. Bende sohbeti dinlemeye başladım. Odağımı Yula'dan çekmem gerekiyordu.
"Benim dolarımı giyen kim lan?" bunu diyen Faruk'tu.
"Benim." diyerek araya giren ise Semih abi olmuştu.
Herkes bir ağızdan gülmeye başladı. Yüzlerinde ki maskeleri çıkarmış ellerinde tutuyorlardı. Şuan yabancı kimse olmadığı için rahatlardı.
"Abi kurban olayım sen evlisin. Benim dolarımı niye giyiyorsun?" isyanla konuşuyordu ama bu Semih abiyi daha çok güldürüyordu.
"Olum ben mi dedim git Calvin Clein al diye. O kadar rahat ki valla götüm çok konforlu hissediyor. Ayrıca her zaman giymiyorum, ne zaman askeriye de kalıyorum o zaman giyiyorum. Sende az değilsin he, bende diyorum bu çocuğun evi yok bir şeyi yok bu parayı ne yapıyor. Meğersem donlara yatırım yapıyormuş." Semih abinin dedikleri ile herkes daha gür bir kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker Bey •bxb
Teen Fiction[+18] "Tek hatam azıcık Redbull içip araba kullanmaktı." "Tek hatanın sadece o olduğunu düşünmüyorum." ... "Sevgili Asker Bey-" "Sevgilim Asker Bey, diyecektin diye düşünüyorum." eğilerek, kulağına fısıldadığı sözlerdi. [🏳️🌈]