15.Bölüm:Nabız

1.7K 97 71
                                    

Helloo. Ben geldim.Öncelikle gülmeye, ağlamaya hazır olun.Mendillerimiz yanımızda olsun hem ağlarız hem oynarız.Yarın sınavım var ama ben dedim ki bölüm bekleyenlerimiz var. Atmamak bize yakışmaz.

Güzel yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar ❤️

****************

"İnsanoğlu hem gülerdi ,hem ağlardı. Kimisi ağladığını inkar etse de herkes ağlardı.Kimimiz içine ağlardı, kimimiz dışına..."

Timim bir bir yerini almışken benden gelecek bir hamleyi bekliyorlardı.İçerideydim sanırım timdeki tek kadın olmak buna sebep oluyordu.

Çünkü kafalarımızda belli sınırlar olurdu.Erkekler ağlamaz ve bir kadın asker olamaz bu sınırların başında yer alabilirdi.Ama bir kadının kendi başına yenemeyeceği hiçbir güçlük yoktu.Konuşanları duymayıp inat edip ülkem için asker olmayı istedim ve oldum da.Kararımdan çok mutluydum ama bazen içeride tek olmak sıkıcı oluyordu.Fazla aksiyonsuzdu,adeta hayatımın rengi gitmiş gibi oluyordu.Ama her şey ülkem,milletim ve çocuklar içindi.

İçerideydim çünkü beni esir aldıklarını sanıyorlardı.Bu süsü vermiştik belki de bir gün gerçekten esir düşecektim ama esir düşmektense şehit olmayı tercih ederdim.Esaret yapıma ters bir olay.Bu olayı bir tek bozan Alp olurdu.Ona esir olabilirdim ama bu bir tek geçmişte olabilirdi.Şimdi olmasını diler miydim?Öyle bir şansım olsa hiçbir şey kaybetmeden dilerdim ama işimin artık şanslık bir tarafı kalmamıştı.Her şeyimi beş yıl önce kaybetmiştim.

Adamların boşluğunu yakalayıp kırık cama doğru çevirdim bakışlarımı.Gözümü 2 kere kırptım.Bu İbrahim'in atış yapması için bir işaretti.Atıştan sonra arka kapıda bekleyen Furkan ve Doğukan içeri girecekti.Diğerleri çevreyi kuşatmıştı.İçeriye giren Furkan ve Doğukanla da birlikte içeridekiler bir bir elden geçilecekti.Son anlarıydı yani.En azından esir olduğumu düşünerek son mutluluklarını yaşayacaklardı.

İbrahim'in atışıyla başımda bekleyen adamın yere düşmesi bir oldu.Huzurlu bir gülümseme yer edindi yüzümde ama üstümde ne bir tüfek ne de bir silah vardı.Temkinli olmalıydım.Korkmuş gibi davranmalıydım ama ben en son Alp'e korkmuştum.Annesinin mezarının başında susmasına korkmuştum.Ben varım diye içini dökememişti yoksa annesiyle konuşurdu hep."Annem"derdi en içten ses tonuyla devam edip"Ben geldim."derdi.Anlatırdı her şeyi,her kesi.Bir kere beni anlattığına şahit olmuştum."Bal köpüğüm."demişti,içimi pır pır etmişti bu dediği gülümsemeden duramamıştım ama en son gittiğimizde susmuştu kötü şeylerin yaklaşacağını sezmişti belki de.İçimde yine kötü bir his belirmişti,bir şey olacak gibi.Birine bir şey olacak gibi ...

İçime oturan huzursuzluk kendini besbelli belli ederken Doğukan ve Furkan girdi içeriye.Vurulacak altı adam kalmıştı.İlk kurşun Doğukan'dan gelmişti.Diğeri Furkan'dan gelmişti.Son adam kalmıştı vurulacak .En yıkılmaz duran da oydu.Sona kalması çok da iyi olmamıştı.

Adam da atağa geçmiş bu hiç de şaşırtıcı olmamıştı.Doğukanla aynı anda elleri silahlarına gitmişti.Ama adam hızlı davranmıştı.Doğukan vurulmuştu.Hiç beklemeden Furkan silahını adama doğrulttu.Ama çok geçti Doğukan vurulmuştu.

Gözlerini kıstı önce Doğukan zorla gülümseyerek baktı gözlerime.Sonrasında hızlıca yere düştü.Elim, kolum bağlıydı.Hem gerçek hem mecazi.Furkan yeleğini çıkarıp Doğukan'ın gövdesine doğru tampon uyguluyordu.

İçeriye giren İsmail ve İbrahim varlığımı fark etmişti.Bağlı olan ellerimi İsmail,ayaklarımı da İbrahim çözmüştü.Koşarak gittim Doğukan'ın yanına Furkan ellerini çekti.Tamponunu yapmaya devam ettim ama donup kalmıştım sanki kitlenmiştim.Sindiremiyordum,silah arkadaşımın gözümün önünde vurulmasını.Yere düşüşünü,acı gülüşünü.Furkan helikopter için iletişime geçmişti ve ambulans helikopterini de aramıştı.Bir dakika bile vakit kaybetemezdik.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin