42.Bölüm:Özür

407 37 76
                                    

Selamlar ben geldim
Aklıma gelen bir şey de yok djsjdj

Bölümü bırakıyorum,iyi okumalarr❤️❤️

****************
"Yanında kim varsa sev onu,kötüyse bile sev.Sev ki senden gittikten sonra pişman olma."

Tüm askeriye şok içindeydi,Albay'ın emriyle yemekhanede toplanmışlardı.Büyük bir operasyon haberi geldi sanıyorlardı ama yanıldıklarını da öğrenmişlerdi.Askeriyenin dişli komutanı olan Kıdemli Yüzbaşı Bahar ve Doktor Bulut'un nişanına şahit olmuşlardı.

İntikam Timi zaten çok kez imada bulunduğu için şaşırmamışlardı en az Bahar ve Bulut kadar mutlu olmuşlardı.

Bir masadan "Bahar Yüzbaşı da adamı peşinde pervane etti ama adam pes etmedi.Helal olsun."sesi yükseldi.

Karşı masadan "Biz az önce ne izledik ya?"sesi yükselirken başka bir masadan da "Bahar Yüzbaşı az önce adamın elinden tutup buradan çıkardı.Bu gözler Bahar Yüzbaşıyı bile aşık olmuş olarak gördü de kendi güzel günlerini göremedi."sesi yükseldi.

İsmail timle birlikte otururken radarına bir kişi girdi.Esra Öğretmen.

İsmail çağırmıştı ama gecikince gelmez sanmıştı.Esra Öğretmen'i görür görmez yerinde ayaklandı.Koşar adımlarla soluğu yemekhaneninde girişinde etrafa bakınan Esra Öğretmen'in yanında aldı.

Tebessüm ederek "İsmail Bey?"dedi Esra Öğretmen.

Ondan daha fazla gülümsedi İsmail."Bende beyi attınız sanmıştım öğretmen hanım.Hoş geldiniz."diyerek geçmesi için eliyle içeriyi gösterdi İsmail.Ama arkadaşlarının diline düşmek istemediği için boş olan bir masaya geçmeyi planlıyordu.Bu dağ ayıları ile aynı masaya otursa kızı bozarlar diye de içinden geçirdi.

Esra Öğretmen"Hoş buldum.Siz hanımı atmamışsınız ben beyi nasıl atayım?"derken İsmail kendini köşeye sıkışmış gibi hissetti.Kadın yerden göğe kadar haklıydı.

İsmail sessiz kalma hakkını kullanarak boş gördüğü masaya doğru birlikte ilerlediler.

"Ben nişana yetişemedim mi yoksa?"derken Esra Öğretmen'in dudakları bir çocuk gibi büzüldü.

Yetiştin demeyi istese de yetişemediği ortadaydı."Yetişemedin ama başka bir nişana yetişirsin."dedi İsmail.

Bir imada bulunduğunu düşündü Esra.Tamam biraz aklı İsmail de kalmış olabilirdi ama yaptığı imaya da sessiz kalamazdı.Hoşlanmıştı ama böyle bir imada bu duruma göre bir tık fazlaydı.

"Ne,"deyip duraksadıktan sonra "ne nişanı?"diyerek devam ettirdi.

"Doğukan Komutanımı diyorum ya."dedi İsmail melül melül bakarken.

Yanlış anladığını fark eden Esra,bakışlarını saklmayı denedi."Ha,sen onu diyordun."derken ki masumluğu küçük bir çocuktan farksızdı.

Yüzünün değişen hali İsmail'den kaçmamıştı."Sen ne anlamıştın?"demesiyle Esra'nın gözlerini kaçırması bir oldu.Biraz geç kalmıştı.

"Hiç,yani ne anlayacağım ki zaten."dedi sitemkar bir sesle.Hiçti yani.

"Esra?"diyerek ona bakmasını sağladı İsmail.

"Hı?"

"Hani bana bir can borcun vardı ya,onu sevgilim olarak öder misin?"

************

Bahar eğer askerlerin dediklerini duysaydı her birini doğduğuna pişman edebilirdi ama şu an bulutların üstündeydi.Yok yok bulutlar değilde Bulut'un üstündeydi.Ciddi manada üstündeydi.Kazım Albay'ın odadan çıkışıyla istiflerini bozmadan kapıyı kitleyip kendi hallerinde takılmaya devam ettiler.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin