Selamlar.Mutlu haftalar.Bölüm hazır olduğu için atayım dedim diğer bölüme başladım ama ne zaman biter belirsiz.
Bu bölümü yorumlara boğar mısınız?Yoksa biri ağlayarak günlüğüne yazarmış.
Bu arada bu düğünde bir olay olacak söyleyeyim.Yani ya bu bölüm ya da diğer bölümde kaosa doyabiliriz.
İyi okumalar,yorumlarda buluşalım ❤️
******
"Seni görmemek mi daha yorucu, yoksa nöbet dönüşleri mi diye sorsalar hiç düşünmeden seni görmemek derdim."
Bugün diğer günlerden çok farklı bir gün olacaktı.Furkan ve Şebnem'in kına gecesi vardı.Gerçi erkekler kendi halinde takılacaklardı.Kadınlar da bir araya toplanıp Şebnem'e kına yakacaktı.Ne de saçma bir şeydi.Hani ne olurdu erkekler de yanımızda olsaydı?Alple karşılıklı otursaydım ne olurdu yani?İki lafın belini kırardık,asla fazlasını değil.Yeterince onsuz zaman geçirmiştim,artık her anımı onunla geçirmek istiyordum.
Ama henüz kına vakti gelmemişti.Rahat olmak için siyah bir tulum giyecektim.Galiba siyah rengi olmasaydı ben yaşayamazdım.Mutlu da olsam yasda da olsam tercihim hep siyahtan yanaydı.
Hâlâ görevlerimize de dönememiştik.Soruşturma aşaması çok yavaş ilerliyordu ama aksine zaman çok hızlı akıyordu.Ya da belki de hepsi Alp'in yanındayım diye böyle geliyordu.
Bugün enerjik bir şekilde kalkmıştım,sanırım düğün havasına girmemden kaynaklanan bir durumdu.Kalktığım gibi kahvaltıyı hazırlamıştım.Evet evet bir anne gibi timime kahvaltı hazırlamıştım ama anneliği onlarla değilde,bebeğimizle tatmak isterdim.
Hazırlanmak için Jansetle anlaşmıştık,onun evinde hazırlığımızı tamamlayıp kınaya öyle gitmeyi planlıyorduk.
Biten çayları doldurmak için ayaklanan İsmail'e çay bardağımı uzatıp Furkan'a döndüm.
Gözümle kahvaltılıkları gösterirken"Furkan yesene bir şeyler.Bak akşama kadar koşuşturup duracaksın.Yemeğe fırsatın olmaz."dedim.
"Komutanım yiyemiyorum ki.Sanki tıka basa doluyum."dedi Furkan çaresiz bir şekilde.
Doğukan sinsice sırıtarak "Heyecandandır o."dedi.
Alttan alttan iğneleyerek"Seni de böyle göreceğimiz günler gelir elbet Doğukan."dedim.
Doğukan ağzına fermuar çekerek tabağına yöneldi.
İsmail elindeki tepsiyle "Çaylarr."diyerek tepsiyi masaya bıraktı.
İbrahim ciddi görünmeye çalışarak"Aha geldi bizim çaycı Hüseyin."dedi.Gülmeden edemedim evet gerçekten de Çocuklar Duymasın'daki çaycı Hüseyin gibi olmuştu.Ne eksik ne fazla.
Masadaki sesi Furkan'ın telefonunun çalışı susturmuştu.Furkan'ın yüzüne yerleşen gülüşüyle Şebnem'in aradığını anlamak hiç de zor olmamıştı.
Hızlıca yerinden kalkarak hole gitti .Beş dakikaya yakın telefonla konuşup yüzünden düşen bin parçayla yanımıza döndü.
"Hayırdır Furkan,inşallah büyük bir sorun yoktur."dedim.İçimden böyle olmasını umuyordum ama asla böyle olduğunu düşünmüyordum.Heyecanlı günlerde de ufak tefek sorunlar olurdu ama çözülürdü elbet.Ama sanki çözülemeyecek bir şeyler vardı.
"Hayır mı,şer mi bilmiyorum komutanım.Ama kendimi çıkmazda hissediyorum."dedi Furkan.Devam et dercesine suratına baktım."Sevgili kayınpederim açığa alındığımızı duymuş.Oysaki ben Şebnem'e bile söylememiştim.Ben işi olmayan adamla kızımı evlendirmem diyormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNZİBAT
General Fiction"Asker Kurgusu" Asker-Doktor🏚🩶 Bir ailenin ocağı yanmıştır yine. Kızlarının şehit haberi kasıp kavurmuştur ocaklarını. Sadece ailenin değil ,sevgilisinin de yüreği yanmıştır. Ama beş yıl sonrası yine ortalık darmaduman olmuştur. Bir havaalanı ay...