4.Bölüm:Görev Dönüşü

4.9K 264 236
                                    

    Şuraya o kadar fazla şarkı bırakmak istiyorum  çünkü bölümü yazarken onlarca şarkı dinliyorum .Ama Sezen Aksu vazgeçilmezim artık bunu bildiğinizi düşünüyorum.

  İyi okumalar ve bana çok ilham dileyin olur mu? Bazen yazarken o kadar tıkanıyorum ki anlatamam.

   Yorumlarda buluşalım.

                           *******

"Görevlerdeyken bile sana dayanamazken şimdi çekip gitmen oldu mu Bahar'ım?Sen benden gittin gideli dünya kötüleşti.Kasırgalar,fırtınalar ,depremler ve daha nicesi sanki içimdeki yangını dışa vurmak için gerçekleşiyordu."

    Görev sandığımın aksine fazla uzamıştı bu sefer .Kazım Albayıma durum bildirimi yapmak için ara ara telsizden iletişime geçiyordum .Telefonumun şarjı da yine beni şaşırtmayarak bir günde bitmişti .Gerçi telefonumun şarjı olsa ne yazardı ki ?Beni ne bekleyen vardı, ne arayan ne de soran .O yüzden bu çok önemsiz bir detaydı.

   " Komutanım daha ne kadar böyle bekleyeceğiz? "homurtusu yükseldi Mustafa'dan.

   "Hayırdır paşam bir randevun mu vardı, alıkoymayalım seni. "diyerek karşılık verdim.

   Timden bir kahkaha sesi yükselirken"Yo,yok komutanım estağfurullah. İşimizde gücümüzdeyiz elhamdülillah. "dedi Mustafa. Köşeye sıkıştığı zaman lafı işe,güce bağlayanlardandı o. Renkten renge girmeyi de ihmal etmemişti üstelik.

  "Askeriyeye gidince bunun hesabını ödeyeceksin Şenalp. Kızların hesabını çok ödedin dönüşte hepimizi bir yemeğe götürürsen belki hesabının birazını ödemiş olursun." dedim haklılığımın gururunu sonuna kadar yaşarken.

  "Emredersiniz ko..."derken sözü yarım kaldı Mustafa'nın. Kısa bir inleme yükseldi dudaklarından çünkü bir kurşun isabet etti o an koluna. Kahretsin ki dikkat çekmiştik. Dışarıdan bakıldığında ne kadar duygusuz görünsem de o an içimde bir şeyler koptu çünkü onların yarası benim yaramdı. Kurşun fazla derine isabet etmemiş gibi görünsede neticesinde bir tehlikeyi de barındırıyordu içinde.

  "Burak müdahale et kanama artmadan durdur ,Mustafa bırak tüfeğini kayanın arkasına geçin daha fazla dikkat çekmeyelim. Kontrolü kaybetmeyip helikopterin geliş saatine kadar burayı temizliyoruz. Anlaşıldı mı? "dedim sonlara doğru ses tonumu biraz daha yükseltirken.

  "Emredersiniz komutanım. "dedi tim aynı anda.

  Helikopter gelmeden yirmi dakika önce bölgeyi tamamen temizlemiştik. Kontrol tekrardan bize geçmişti .Helikopterin gelmesiyle önce Doğukan ve ben ,ardından tim hızlıca yerleşmişti. 

      Bir görev daha başarıyla bitmişti ama şu an yapacak bir şeyim olmadığı için yine kafamda kocaman bir düşünce kasırgası başlamıştı. Camdan dışarıyı seyrederken uzun uzun dalmıştım ,bir hatıra baş gösterdi buna karşılık.

*******

   Kapısı açık olan odaya girdim yavaşça. Beni fark eden Alp hızlıca yatağından kalkarken "Sevgilim dönmüşsün görevden ,yaran var mı otur şuraya bakalım." dedi bir çırpıda .Üzerinde ona çok yakıştırdığım  siyah eşofman takımı vardı, birlikte almıştık.

"Bir yaram var aslında ."dedim acıklı bir şekilde bakarken. Aynı zamanda yatağa da oturdum yavaş yavaş çünkü yaramın gerçekten var olduğunun izlenimini vermeliydim.

"Neresi bakalım hemen." dedi endişe yüzünde hükümdarlık sürüp yerinde huzursuzca kıpırdanırken.

  Elimle kalbimi gösterirken "Bak tam burası. Alpsizlik yarası diyor tıp dünyası .Seni görmeyince daha da açılıyor bu yara ama ilacı da sende ,zehri de ."dedim yüzüme kocaman bir sırıtış yerleştirirken.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin