20.Bölüm:Divane

1.1K 90 58
                                    

Yeni ve İnzibatlı bir haftadan selamlar❤️

Bizimkileri özledik mi hsjsjsj

Yalnız dillere düşecekler ciddili

Biraz da çiftimize sevinmelik bir bölüm olacak,arada can sıkan bir olay olsa da hayat gereği böylee ❤️

Bahar'ın neden kendini şehit olarak gösterdiğini öğrenmemize son 2 bölüm.Haftaya pazartesi 2.özel bölümde öğreniyoruz.Merak ediyor musunuz?

Bol bol yorumlarınızı bekliyorum,iyi okumalar❤️

********

"Önüme bakıyorum sen,arkama dönüyorum sen.Biz senle ne yapacağız böyle?Sadece Türk Kara Kuvvetlerinde değilde kalbimde de komutan olmanı ne yapacağız?"

"Görüş nasıl?"dedim saklandığım çalılığın arkasından.

Kulaklıktan gelen sesiyle"Biraz daha bekleyin komutanım,başarısız.Bir halt göremiyorum."dedi Mustafa.

"Mustafa komutanım iman gücünü sokun devreye.Full hd görürsünüz evelallah."dedi İsmail bu durumda bile eğlenebiliyordu,takdir edilesiydi.Söylene söylene izlemeye devam etti Mustafa.Mustafa'nın bu haline karşılık tim daha çok güldü.

"Mustafa komutanım annenizi arayalım,oy Mıstafam desin vallahi o bile yeter size."dedi bu sefer İbrahim.Mustafa Trabzonluydu yani o Mustafa değil Mıstafaydı.Evin tek çocuğuydu,kıymetliydi ve tam bir anne kuzusuydu.

"Çeneniz çok düştü yine işinize odaklanın beyler.Başarmaya odaklanın,zevzekliğe değil."dememle hepsinin sus pus olması bir oldu.Bir süre bekledikten sonra Mustafa "Komutanım arka temiz,arkadan öne dolanarak gelebilirsiniz."dedi.

"Doğukan birlikte arkadan dolaşıyoruz.Furkan ve İbrahim ortadasınız etrafımızı kolaçan ediyorsunuz.İsmail ve Burak ,Mustafa ile olduğunuz yerde kalıp atış için bekliyorsunuz."dememle her biri "Emredersiniz komutanım."diyerek yerlerini aldı.Doğukanla birlikte dolanarak arka tarafa gittik.Yavaş ,sessiz ve temkinli olmalıydık.Arka kapının önüne gelince bir süre oyalandık çünkü birden içeriye girip kontrol edemezdik.Ama emin olduğum bir şey vardı.O şerefsizler her şeyden bir haber hala içeride saklanıyordu.Ben biraz daha ön tarafa giderken Doğukan önce arkamı kolladı.Bu sefer onun öne geçmesiyle ben onun arkasını kolladım.Furkan ve İbrahim'in yanına gelmiştik.Ne olur ne olmaz diyerek onların dışarıda olması daha iyi olacaktı.Kapıya çok az kalmıştı.Belki 3 belki de 5 adım.Kulaklığımı Mustafa'nın "Komutanım girebilirsiniz,temiz."sesi doldurdu.

"Giriyoruz Doğu."dememle birlikte bu sefer hızlıca kapının önüne geldik. Doğukan en sevdiği aktiviteyi yaptı.Kapı kırmak.Kapıyı tıklayacak halimiz yoktu ya?Kapı kırmanın verdiği rahatlama ile genişçe gülümsedi Doğukan.Önce hemen girişteki odaya girdik.Boştu.Bu boşsa diğerleri illaki doluydu.Tek tek bütün odalara baktık yine ama ne kimse vardı ne de bir eşya vardı.Yalnızlığına bırakılmış bir yerdi.Hareketsizliğimizden dolayı bir sorun olduğunu anlayan Furkan içeri girdi.Duvarda "Siz kim,bizi bulmak kim?İçinizde bir hain var,anlamadınız mı hala?" yazıyordu.

"Ne demek şimdi bunlar?O kadar verilen koordinat hatalı çıkamaz."dedim.Çünkü çıkmazdı,koordinatlar noktası noktasına uyardı.

"Komutanım aldırış etmeyin,bizi kendi kendimize düşürmeye çalışıyorlar."dedi Doğukan ama o da en az benim kadar sinirliydi.Ama gerçekten de bir hain olabilirdi,öğrenmeden bilemezdik.

"Furkan ve Doğukan.Bu üçümüz arasında kalacak.Böyle bir ihtimali görmemezlikten gelemeyiz.Kimsenin haberi olmayacak.Anlaşıldı mı?"dedim içimi dolduran huzursuzluk ve başarısızlık hissiyle.Çünkü hem bir kuşkuya düşmüştük hem de elimiz bomboş dönecektik.Bu bana ve timime yakışmayacaktı.Kazım Albay'a ne derdik bilmiyorum,bilemiyorum.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin