4.Özel Bölüm:Sızılar

707 52 29
                                    

Helö ben geldim.Baya da erken geldim bu hafta epey yoğun diye hafta başından bölümü atayım dedim.

Nasılsınız?Beni sorarsanız karmaşık,üzgün, stresli...

Bazı aşklar yarım kalmalı deyip bölüme başlıyorum biriciklerim

Bu arada dediğim gibi bir süre haftada bir bölüm şeklinde devam edelim ve bol bol yorumlarınızı görmek istiyorum ya yorum gelmeyince çok üzülüyorum. Hem oylarınızı hem yorumlarınızı bekliyorum.Ve bana yine şans dilemenizi istiyorum yaa

Bu bölüm baya bir belirleyici bölüm ileride olacak şeyler için çok çok büyük bir anlam taşıyor.

Bütün tepkilerinizi okumak istiyorum biriciklerim.

Artık bölüm huzurlarınızda. İyi okumalar ❤️❤️

**************
"Bahar insanın hayatına hep bir yerlerde beklettiği umudunu getirirdi,yeni başlangıçları getirirdi.Havaların sıcaklığı gittikçe içinizi de ısıtmaya başlardı.Kimine ilk aşkını getirirdi.Benim hayatıma onunla bahar gelmişti,ilkbaharımdı benim.Sonbaharımda o olacaktı ..."

Bazen sızılar bedenimizde olmazdı,sızılar ruhumuzda olurdu.Bunu olabileceği en yüksek seviyede yaşamıştım.Daha birkaç ay önce kimseye haber vermeden evlendiğim,doğru dürüst karım diyemediğim, kadını toprağa verdim ben.Sadece onu değil,kendimi de o toprağa gömdüm ben.O yoksa ben olsam ne yazardı?Varlığım en büyük anlamsızlıktı.Adana'da yokluğunu anlamış gibi durulmuştu.Onunla başlayan hayatım,o gün onunla birlikte şehitlikte son bulmuştu.Kavuşmamız mahşere kalmıştı.

Gökyüzü rengini kaybetti.Güneş bile bir parçasını kaybetmişcesine yarım doğuyordu artık.Onu toprağa verdiğimiz gün gözyaşlarımı gizlemek istercesine bir yağmur bastırdı.Yağmur bastırdı ama içimdeki yaşlar yağmura inat edercesine gittikçe daha çok arttı.Sular altında kalıp boğulsam yanına gidebilirdim belki.Sahi gider miydim?Yanına gidemezsem kokusunu unuturdum.Kokusunu unutursam kendimden nefret ederdim.Aysel anne eşyalarını dağıtmamız gerektiğini söylemişti.Böyle bir şeyi asla yapamazdım.Neyi varsa odamdaydı.Kokusu odamdaydı ama o artık şehitlikteydi.

Alkol,hayatım boyunca genellikle uzak kalmaya çalıştığım şeylerin başında gelirdi.Özel günler istisnaydı ama günlerdir alkol en yakınım olmuştu.Sarhoş olunca insan,kötü anlarını siler derlerdi.Bahar'ın şehit oluşunu siliyordu sarhoş olmam.Göreve gitmiş de gelecekmiş gibi düşünmemi sağlıyordu ama yinede yapmak isteyip de yapamadığım şeyler canlanıyordu zihnimde.Mesela elini tutup yorulana kadar yürümek.Elini tutmuştum ama yorulana kadar yürümemiştik çünkü birlikte olan zamanlarımız kısıtlıydı.Ya benim nöbetim olurdu ya da onun görevi çıkardı.Mesleklerimiz söylenmek istediğim bir şey asla değildi.Söylenmek istediğim zamanlamaydı.Sanki hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem de Sağlık Bakanlığı bizi dikizleyerek izliyordu.Ne zaman yan yanaysak bir görev,bir nöbet araya sıkıştırıyorlardı.

Meyhanede en boş tarafa geçmiş,rakımı yudumlarken etrafı izliyordum.Bir kaç çift şarkı ile uyumlu bir şekilde dans ediyordu.Bahar'ım yanımda olsaydı,belki biz de dans ediyorduk olurduk.Benim ellerim onun belinde,onun elleri benim omzumda olurdu...

Benim gibi tek başına oturanlar da çoğunluktaydı aslında,o yüzden göze batmadığıma emin olmak beni rahatlatmıştı.Bar taburesinde oturan bir kadın dikkatimi çekmişti.Kadın hamileydi ama yinede içkisini içiyordu.Kadını uyarmak için yerimden kalktım,sadece uyarıp gelecektim.Sadece hastanede doktor değildim,sokakta,parkta hatta bir meyhanede bile doktordum.

Hızlıca yerimden kalkarak hamile kadının yanına gittim.

"Bu laneti neden içiyorsunuz bilmiyorum ama en azından bebeğiniz için içmeyin."dedim sesimi seviyeli tutmaya çalışırken.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin