45.Bölüm:Öldürmek

460 30 100
                                    

Helö ben geldimm,
Nasilsiniz
Ben bir yandan yemek yemeyi bir yandan bölümü atmayı deniyorum,umarım çok seversiniz canımlar❤️❤️
Arka planda güzel şeyler yapıyorum çok seveceksiniz biliyorum ve beni artık Mağmum'da da yalnız bırakmayacaksınız biliyorumm ❤️❤️

Önsöz Doğukan'dan...

Sizden bol bol yorum bekliyorum,iyi okumalar yorumlarda buluşalım ❤️❤️

**********
"Silermiş insan en sevdiğini, hep sığındığını.Pişmanlıktan ölse de yaparmış işte..."

Yardan da yarinden de uzaklaşmak zor derlerdi.Yarini bulana kadar buna inanmazdı insan çünkü kıymet bilinmezdi.Sahip olduğu elinden gidene kadar kıymet de kadir de bilmezdi.İnsanoğlu bencildi,ben de bencildim.En zor görevim bu görevdi sanki.Ona daha sıkı bağlanmış,onunla vaktimi bu kadar dolu dolu geçirmişken görev ayrılık infazımız olmuştu sanki.

Mesleğime aşıktım ama ben ona da aşıktım.Görevde dahi gözümün önünden gitmeyecek kadar aşıktım.Gölgesi her zaman yanımdaydı sanki.Bana her zaman kol kanat germek ister gibi yanı başımdaydı.Ayrılmak yok dercesine yanımda olmasına rağmen bu görev için içimde hoşnutsuzluk vardı.Sanki beş sene önce giden yalan şehit haberim yerini gerçeğine bırakacaktı.

Bilmiyorum,vesveseden de ibaret olabilirdi ama hissiyatı berbattı.Şehit olmaktan korkmuyordum ama ona bir daha bu acıyı yaşatmaktan korkuyordum.Onu bir daha böyle bir şeyle sınamak istemiyordum ama onsuz da yapamıyordum.Boşuna bencilim demiyorum,ben konu Alp olunca bencilin teki oluyordum.Ondan bir adım ötesine gidemiyordum.

Gözlerimi timimin üzerinde gezdirirken "Üç dediğimde giriyoruz.Anlaşıldı mı?" dememle hep bir ağızdan "Emredersiniz komutanım."dediler.

Gözüm Furkan'ı aradı ama yoktu,bir kişi bile eksik olunca eksiktik işte herkes birbirinin eli koluydu.

Ne bir dedim,ne de iki.Üç dedim ve girdik.Sorunsuz girdiğimiz için rahatlasam da beş saniye içinde ortalığın toz duman olması bir oldu.Deprem oluyormuşcasına yer ayağımızın altından kaydı.Binanın büyük bir çoğunluğu yerle bir oldu.Herkes bambaşka yerde kalmıştı.Kulağımda patlamanın sesi tekrarlanıp duruyordu.Bu uğultudan gözlerimi kapatarak kurtulacağımı sandım.

"Herkes iyi mi?"dedim ama ne bir ses duydum ne de bir görüntü gördüm.Hızlıca gözümü etrafta gezdirdim.Gerçekten hiçbiri yoktu.Bu ya zihnimin bir oyunuydu ya da gerçekten yoklardı.Zihnimin oyunu olmasını tercih ederdim.

"Komutan boşu boşuna ağzını yorma bak yoklar işte."diyen sesle ister istemez irkildim.Aradığımız teröristlerden biriydi bu.O binadayken biz burayı patlatacaktık ama bizden önce davranmıştı.

Olduğum yerden kalkmamla silahını bana doğru çevirdi.Beni böyle mi korkutacaktı yani?Silahla...

Bir Türk askerini silahla korkutabileceğini sanan bir aptaldan öte değildi gözümde.

"Kımıldarsan askerlerin de canından olur ama komutan,çöktüğün yerde kal.Sen aşağıdasın ben de yukarıdayım,olması gerektiği gibi."demesiyle hiçbir şeyi umursamadan kalktım.Tehdit ederek korkutacağını sanması beni kendisiyle karıştırması demekti.

"Tıp mı oynuyorsun komutan bak karşındayım işte.Say,söv yani başka şeyler de yapabilirsin.Sana kalmış."derken yüzünün aldığı iğrenç halden imasını anladım.Aramızda hatırı sayılır bir mesafe bırakıp yüzüne tokat attım.

İNZİBAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin