Şarkı: Berrin Keklikler- Kurnaz
————————————————
Bir süre beni inceledikten sonra gözlerime baktı. Korkunç bakıyordu. Sanki onun gözlerine bakarak bir suç işliyordum. Dayanamadım ve konuşmaya başladım. "İçerde. Yatanı. Tanıyor musunuz?" Dediğimde bana doğru yürüdü ve aramızda yaklaşık üç karış kalana kadar geldikten sonra durdu.Başımı yana yatırdım. Ona kaşlarımı çattım. Sonunda konuşmaya başladı. "Tanıyor musun Onu?" Sesi bakışları gibi keskindi. "Evet tanıyorum. Ama bu sizi ilgilendirmez. Şimdi lütfen sorumu cevaplar mısınız?" Dediğimde koltukta oturan kadın yanımıza geldi.
"Evet, tanıyoruz. Ben onun annesiyim. O da abis-" lafını kestim. "Bakın, kim olduğunuzu bilmiyorum, ama orada yatan kızın kim olduğunu çok iyi biliyorum. Ve size şunu da söyleyeyim, Onun ailesi bir yıl önce vefat etti." Dedim ve Büşra'nın olduğu odaya girdim. Bizi görmesinler diye de perdeyi kapattım.
Burada bir süre durup Büşra'ya olan özlemimi az da olsa giderecektim. Ama daha iki dakikayı dolduramadan içeri, girişte durdurduğum hemşire geldi. "Hanımefendi, içeri girmek yasaktır. Lütfen çıkabilir misiniz?" Dediğinde Büşra'ya son kez baktım ve yanımda duran kaskımı aldım, ve çıktım.
Kapıdan çıktığımda bana dik dik bakan çocuğun karşısında durdum. Ona çatık kaşlarla bakmaya devap ederken, siyah kedi kulakları olan kaskımı kafama geçirdim ve hızla hastaneden çıktım. Hastaden çıktıktan sonra soğuk hava tüm bedenimi sardı. Telefonumu çıkarıp saate baktım.
Saat 15.48'di. Az vaktim kalmıştı. Daha Derin'e açıklama yapacaktım. Bunu bir süre erteleyebilirdim. Bu gün güzel bir gündü. Balo vardı. Kafamdaki bütün olumsuzlukları unutmak istiyordum ve bol bol eğlenip unutturacaktım kendime.
Motora bindin ve evin yolunu tuttum.
🩸🍷🩸
Zile bastım ve kapının açılmasını bekledim. Sonunda Derin gelip kapıyı açtı. Beni görünce anında sarıldı. "Ne zaman anlatıcaksın?" Dedi, yatıştırıcı bir sesle. "Dedi, bir güne unutacak olan Derin." Dedim dalga geçerek. Beraber içeri girdiğimizde Melek ve Gloria'nın hazırlandığını gördüm.
O kadar güzel olmuşlardı ki! Onlara iyice yaklaştım. "Çok güzel olmuşsunuuz!" Dedim.
Gloria, yeşil, uzun yırtmaçlı bir elbise giymişti. Kalın topuklu yeşil bir ayakkabı, altın rengi, incili bir küpe, orta parmağından başlayan ve bileğini saran tül işlemeli bir eldiven, pazularının üzerinde halka, zincirli bir aksesuar, kafasına geçirdiği boncuklu ve zincirli bir tac ve yeşil bir hırka giymişti.
Melek ise, bej rengi saten kumaşlı, belini saran üzerinde çiçek desenleri olan, korseli bir elbise giymişti. Kolları dalgalı ve dirseklerine kadardı. Ayakkabısı aynı şekilde çiçek işlemeli, sivri burunlu ve ince topuktu. Ayakkabının kurdeleleri bilekleri sarıyordu. Eldiveni kolundan başlayarak yavaş yavaş, bollaşıyordu ve bileğinde büyük bir kurdele vardı. Boynunda incilerden yapılmış iki katlı bir kolye vardı ve ortasında su damlası şeklinde bir inci vardı. Belinde incilerden oluşan bir kemer vardı ve çok güzeldi. Küpeleri beyaz çiçek şeklindeydi. Kafasında Gloria'nın ki gibi bir aksesuar vardı ve aşağıya doğru taşlı zincirleri iniyordu. Üzerine ise giderken kahve rengi bir kaban alıcaktı.
-Aldıkları elbiseler onlar için yaratılmıştı!-
Ben Gloria ve Melek'i incelerken oda dan Rumeysa çıktı.
Rumeysa, balık model, altından beyaz tüller sarkan siyah bir elbise giymişti, belini beyaz inciler sarıyordu ve kenarında beyaz vir gül vardı. Siyah kalın topuk üzerinde siyah kurdeleler olan bir topuklu, siyah tül, bileklerinde kurdele olan bir eldiven, yine siyah ortasında incilerden bir kalp olan bir kolye, kurdele şeklinde incili bir küpe ve bilek ve yaka kısmında siyah yünler olan bir hırka giymişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Kadehi
УжасыParmaklarımı pürüzlü, keskin taşlarla bezenmiş kadeh de gezdirdim. Büyükeyici bir güzellikteydi. Kutusunun üzerinde bulunan bir yazı dikkatimi çekti. Kutu da "Korku Kadehi" yazıyordu. Demek ki ası buydu. Bu güzeller güzeli siyah kadehin hayatımı der...