Şarkı: Edward Maya, Vikajigulina - stereo love (speed up)
_________________________________Sude ablanın aldığı hediyeyi açtım. Üzeri gümüş renkli parlak taşlar kaplanmış bir fular çıktı. Bu zamana kadar hiç fularım olmamıştı. Bunu nerede giyecektim? Ama bir dakika... Fuların içerisinde bir şey daha vardı.
Düğümü açıp içine baktığımda kalınca bir günlük tarzı defterle karşılaştım. Görünüşü sanki okuduğum fantastik kitaplardan fırlamış bir ansiklopediyi andırıyordu.
Bu defteri biliyordum. Eski zamanlarda daha biz okumaya Almanya'ya gelmeden önce Erva, Derin, Haris, Sude abla ve ben hatıra defteri olarak kullanırdık. İçerisinde gittiğimiz yerlerin çeşitli fotoğrafları vardı.
Bunu göndereceğini hiç tahmin etmezdim. Aklıma eski anılar gelince duygulandım. Burada açıp salya sümük ağlamak istemiyordum. Sonra bakardık kızlarla.
"Aramızdaki 3020 kilometreye rağmen hediye göndermesi..." Cümlemin devamını getiremedim. Arkamda bırakıp gittiğim sevdiklerimin beni hala düşünüp aramızdaki mesafeleri umursamadan hediye göndermesi 'Keşke buraya gelmeseydim,' dedirtiyordu.
"Neyse. Buna sonra bakarım." Kutunun içerisine günlüğü ve fuları yerleştirdim.
"Sıra bende bende!" diyerek büyük bir heyecanla Xaiver kucağındaki kocaman şeyi bana uzattı.
"Xaiver koca şeyi buraya nasıl getirdin?" diye sordum gülerek. Acaba bavula sığdırmaya çalışırken çok mu tepinmişti? Hayır! Buna burada gülmemeliyim!
"Sorgulama... Az uğraşmadım." Büyük hediye paketine katılmış şeyi çıkardım. Gördüğümde yüzümü ekşiterek Xaiver'a bakmam bir oldu.
Bana hediye ettiği şey kocaman bacakları ve gözleri olan koyu gri rengin de peluş bir örümcekti. Benim araknofobim var! "Beğenmedin mi? Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu kıs kıs gülerek.
"Xaiver... Beğendim beğenmesine ama... Benim fobim var." Oyuncağa bakamıyordum bile!
"Aaa! Hiç haberim yoktu. Neden söylemedin Erva?" dedi işaret parmağını Erva'ya doğru sallayarak. Bilerek aldığı belliydi. Zaten belli etmekten de çekinmiyordu. DELİ!
"Tamam tamam. Bakma öyle. İçimde bir şey daha var." Peluşun fermuarını açıp içine baktım. Küçük bir kutu, gözlük ve dürülmüş siyah bir şey vardı.
"Bu ne?" Küçük kutuyu gösterdim.
"Çok seveceğini düşündüğüm bir şey."
"O zaman onu en son açayım." Xaiver seversin diyorsa onda bir sorun vardır. Gözlüğü gözüme taktım. Bu gözlük 2018 yıllarında çok ünlü olan thug life gözlüğüydü. "Nasıl oldu?" dedim gülümseyerek. Sonrasında ise dürülmüş siyah şeyi açtım. Onun da ne olduğunu anladıktan sonra derin bir nefes aldım. Bu çocuk benim korkularıma takmıştı! Arkadaşımın ben kiminle sevgili olmasına müsade etmiştim?!
Örümcek şeklinde, kocaman bir balon! "Xiaver... Eğer bu kutunun içerisinden de örümcek ile ilgili herhangi bir şey çıkarsa sen bittin." Gözümde gözlük, elimde kutu, etrafımda gülen arkadaşlarım... Geçirdiğim en güzel ve komik doğum günü olabilirdi.
Kutuyu açtığımda hızla elime doğru yürüyen gerçekçi oyuncak örümcekle karşılaştım. Gözümdeki gözlük yamulmuş bir şekilde kısılmış gözlerle Xiaver'a baktım. "Xaiver, aldığın gözlükler şekil... Önümden çekil!" Yerimden kalkıp hızla ona doğru koşmaya başladım. O da kalkıp üst kata hızla yöneldi.
Bir odaya yönelip kapıyı hızla arkasından kapatıp kilitledi. "Eninde sonunda çıkacaksın oradan!"
"Burası benim odam. Yani çıkmiyacağım!" dedi gülmekten nefes alamazken. Aşağıya indim.
"Erva, beraber hediyleri odaya çıkaralım mı?"
"Taylor'u unuttun." Doğru. Bu arada, kaçıncı rezil oluşumdu?
"Kusura bakma Taylor... Baş harfi Xiaver olan bir şahıs-" Cümlemi bitiremeden o söze başladı.
"Sorun değil. Ben sana verdim zaten hediyemi." Ne? Acaba ben mi hatırlamıyorum? Ama hayır. Taylor bana hediye vermemişti.
"Odanda." Büyük ihtimalle anlamadığımı anlamıştı. Erva'yla beraber hediyleri aldık ve odama çıktık. Üst katın koridorunda bulunan saate baktım. Saat 23.33'dü. Artık uyuyacaktım. En azından burada değişik olaylar yaşamaz, rahat rahat uyurduk. Birkaç gün huzurlu bir şekilde uyumaya ihtiyacı vardı bedenimin. Ya da mantıklı düşünebilmek için reset atmalıydım.
Benim gibi uykuya aşık bir insanın rahat uyuyamaması bir kabustu! Zaten hayatım kabusa dönerken bir de bu çıkmasın başıma!
"Ben uyuyacağım. Siz de yatın dinlenin."
"Bende uyuyacağım ya. Yoruldum. Sen yine iyisin. Okula da gitmiyordun."
"Keyfimden mi kalıyordum be," dedim gülerek.
Erva odadan çıktı. Xaiver'ı da dövemeyecktim. Sanki gerçekten dövecektim... Öyle bir konuşuyordum ki. Galiba kendi kendime gülmeye başladım.
Haris'in aldığı gece lambasını kurdum. Kutunun içerisinden farklı filmler çıktı. Seçtiğim film, yıldızların ve birkaç asteroitin olduğuydu. Filmi bir bölmeye kattım ve ışıkları kapattım. Sanki... gerçekten uzaydaydım şuan. İçim huzurla doldu. Çocukken kardeşimle uzaya çok merakımız vardı. Yazın her gece dağın eteklerinde olan evimizin balkonuna çıkar, babamın aldığı küçük teleskopla gökyüzünü incelerdik.
Artık pek vakit bulamıyordum. Bu şey sayesinde vakit ayırmama da gerek kalmamıştı.
Ayakta dikilmiş, âşık gözlerle tavana yansıyan görüntüye bakarken aklıma Taylor'un bana çoktan verdiği hediye geldi. Etrafıma bakınırken daha açmaya zahmet etmediğim, üzerinde siyah lale desenleri olan bavulumun üzerin de orta boyut, pembe bir karton poşet gördüm. Victoria's Secret paketi miydi o? Çüş!
Şaşkınlıkla bakarken elimi karton poşetin içine attım. İçerisinden bir kutu çıkardım. Beyaz kutuyu açtım. İçerisinde dört yapraklı yonca olan gümüş bir kolye çıktı. Yonca gözlerimle aynı renkteydi. Acaba bilerek mi bu rengi tutturmuştu? O kadar renk seçeneği varken bu rengi tutturması resadüf olamazdı BENCE.
Yanında bir not vardı. "Bu kolye sana şans getirsin:)"
Notu bir kenara koydum. Kolyeyi boynuma takmak için birazcık fazla çaba sarf ettim. Sonrasında karton kutunun içine tekrar baktım. İçerisinde Victoria's Secret'ın Bombshell parfümü vardı! Annemin parfümü...
Bende çok severdim. Hatta bazen annemden gizli sıkıyordum. Parfümü kutusundan boynuma doğru iki fıs sıktım. Parfümü yatağın yanındaki komudinin üzerine koydum. Sırt üstü bir şekilde kendimi yatağa bıraktım. Yorganın içine iyice gömülüp, rüzgarlı, hafif hafif çiseleyen yağmurun sesine kulak verdim.
Taylor'un aldığı bu hediye beni geçmişe götürmüştü. Bu yüzden biraz duygulanmıştım. Ama ağlayamazdım. Bu kadar duygusallık bana fazlaydı.
Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladığında kendime engel olmadım ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Kadehi
HorrorParmaklarımı pürüzlü, keskin taşlarla bezenmiş kadeh de gezdirdim. Büyükeyici bir güzellikteydi. Kutusunun üzerinde bulunan bir yazı dikkatimi çekti. Kutu da "Korku Kadehi" yazıyordu. Demek ki ası buydu. Bu güzeller güzeli siyah kadehin hayatımı der...