Şarkı: The Weeknd- Star Boy
————————————————
Bu kişi Taylor'dı. Beni görünce başını aşağıya eğdi ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Yanımdan geçerken kolundan tuttum. "Senin burada ne işin var?" Dedim. Şu son zamanlarda başıma öyle olaylar geliyordu ki. Aklımı kaçırmak üzereydim."Bilmen gereken birşey değil." Dedi, ve kolumdan kurtulup gitti. Arkasından öylece bakakaldım. O esnada gür bir ses beni yerimden zıplattı. Kafamı çevirip baktım. Bu, yine hastanede gördüğüm adamdı. Emily'yi gördükten sonra gerisini tahmin etmek zor değildi. Taylor dışında.
"Gel buraya Ravza. Seninle konuşmam gereken şeyler var." Dedi. Yanına doğru ilerledim ve karşısında duran koltuğa oturdum. "İsmimi size Taylor mu söyledi?" Devam ettim. "Onun burada ne işi var? Ona bir şey mi yapacaksınız?" Dedim, sesimin sakin çıkmasına özen vererek, ama beceremedim. Artık bende sabır namına birşey kalmamıştı. "Öncelikle sakin ol. Taylor sana güveniyorsa neden burada olduğunu söyler. Şimdi gelelim şu konuya... hastanedeki kızı, onu nerden tanıyorsun?"
"Bu bilgi ne işinize yarayacak?" Dedim.
"Seninle ne yapıp ne yapmıyacağımıza karar verirken işimize yarayacak. Söylediğin yalanlar aleyhine olur. Karşında bir mafya olduğunu unutma." Dediğinde, kanımın donduğunu hissettim. Mafya mı demişti o? Verdiğim cevaplara göre icabıma mı bakacaklardı.
Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi verdim. "Tamam, anlatacağım. Büşra Vera, benim en yakın arkadaşlarındandı. Onun ölüm haberiyle, hayatımın şokunu yaşadım. Yaklaşık bir yıl sonra onunla karşılaşmak beni ne kadar şaşırtsa da mutlu da etti. Sonrada hastanede sizinle karşılaştık." Dedim, hafif titrek bir sesle. Bir yandan da, herhangi bir ihtimale karşı Taylor'la kendimi kaçırma planları yapıyordum.
"Emin misin?" Dedi karşımda oturan sakallı adam.
"Sizce bu şartlar altında yalan söyleyebilir miyim?" Dedim şaşkınlıkla. Başıyla beni onayladı. "Tanışma vaktimiz geldi o zaman. Ben Balamir." Dediği sırada içeri biri girdi. Arkamı dönüp baktığımda giren kişinin beni buraya getiren kişi olduğunu gördüm. Ben, içeri girene bakarken Balamir, "Nail Bryan. Oğlum." Dediğinde, bir Balamir'e, birde Naile Bryan'a baktım. Hiç benzemiyorlardı.
Nail, gelip babası Balamir'in yanına oturdu. Balamir, yan koltuğumda oturan Emily'e döndü. "Onu götürebilirsin. Bir düşünelim." Dediğinde, kalbim ağzıma geldi. Ya ölecektim. Ya da yaşayıp ömrümün sonuna kadar bu sırrı saklayacaktım.
Emily ayaklanınca bende ayaklandım. Kadın bana döndü. "Beni takip et." Dedi ve ilerlemeye başladı. Büyük kapıdan dışarı çıktığımızda durdum, ve kadına döndüm. "Beni Taylor'a götürebilir misin?" Dedim gergin bir şekilde. İkimizide burdan diri bir şekilde çıkarmalıydım.
"Tamam. Beni takip et, ve kaçmaya çalışma. Sana zarar vermeyeceklerine adım kadar eminim." Dedi, insanın içine ısıtacak bir gülümsemeyle.
"Tamam, merak etmeyin." Dedim ve yürümeye devam ettik. Azıcık ilerledikten sonra bir kapının önünde durduk. Ev o kadar büyük değildi. Ama bana bu yürüyüş mesafeleri bile bir dünyaymış gibi geliyordu. Emily kapıyı tıklattı. İçerden, "Gelebilirsin?" Sesini duyunca, kalbim hızla atmaya başladı. Sanırım ilk defa Taylor'u göreceğim için seviniyordum.
Emily kapıyı açtığında, içerde yatağın kenarında oturan Taylor'la göz göze geldim. Emily, "Müsaitsen Ravza seninle konuşmak istiyor." Dedi sakince. Taylor, gri harelerini benden çekmeden, "Müsaitim." Dedi.
Emily beni sırtımdan hafif destekleyerek içeri kattı, ve kapıyı arkamdan kapadı. Hızlı adımlarla Taylor'un yanına gittim ve yanına oturdum. Bana bakmıyordu. Yere bakıyordu.
"Buradan gitmeliyiz." Dedim, fısıldayarak.
Derin bir nefes aldı ve o da bana fısıldadı. "Ravza, ben ait olduğum yerdeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Kadehi
TerrorParmaklarımı pürüzlü, keskin taşlarla bezenmiş kadeh de gezdirdim. Büyükeyici bir güzellikteydi. Kutusunun üzerinde bulunan bir yazı dikkatimi çekti. Kutu da "Korku Kadehi" yazıyordu. Demek ki ası buydu. Bu güzeller güzeli siyah kadehin hayatımı der...