47.Bölüm🩸Son anlar🩸

12 1 2
                                    


Şarkı: Molchat Doma - Sudno
___________________________________

(Erva'dan...)

Ravza ve Derin gidecekleri doğum günü partisi için hazırlanıyorlardı. Gitmek istemiyordum çünkü okuldaki başarım bayağı düşmüştü. Gelecek kaygısı çekiyordum ve bundan kurtulmanın tek yolu oturup saatlerce test çözmekti. Bunu ilk keşfettiğimde beş saat ders çalışmıştım. Sonrasında Sude abla beni zorla dışarı çıkarmıştı.

Ravza benim ona doğum gününde aldığım elbiseyi giymişti. Elbise vücuduna tam oturmuştu ve ona çokta yakışmıştı. Boşuna en yakın arkadaşım değil yani. Tanıyorum onu.

"Erva biz çıkıyoruz. Bir şey olduğu zaman ararsın," dedi Ravza çantasını kontrol ederken.

"Merak etme," diye yanıtladım onu. Uzun zamandır bir şeyler yaşamıyorduk. Eminim ki bu seferde olmayacaktı. Artık kurtulmuştuk. Buna hiç olmadığım kadar emindim. Olursa da evde kameralar vardı. Eninde sonunda yakalanırdı o kişi. Umarım...

"Görüşürüz."

"Görüşürüz. Geldiğimizde tek parça ol." Ve çıktılar. Ravza yine o klasik sözünü söylemişti. Bu kadar berbat bir tavsiye olamazdı herhalde.

Mutfağa girdim ve kendime bir meyve tabağı hazırlamay başladım. Orman meyveleri, elma, hurma ve muzu kesip tabağa güzelce dizdim. Biz genellikle meyvelerle beslenirdik. Ya da yulafla. Bu yüzden bunlar evden hiç eksik olmazdı. Derin pek sevmiyordu ama Ravza artık ipin ucunu kaçırmaya başlamıştı.

Odama geçip çalışma masama oturdum. Güneş son ışıklarını etrafa yansıtıyordu. Gökyüzü pembe ve kızıl rengine bürünmüştü.

Metalik pembe rengindeki telefonumu alıp bu güzel manzarayı fotoğrafladım. İnstagram'a girip story olarak paylaştım. Uzun zamandır herhangi bir şey paylaşmamıştım hesabımda. Normalde sıkça paylaşırdım.

Bilgisayarımdan fizik dersi konu anlatımı açtım ve bazı notlar tutarak tekrarlar yaptım. Fiziği sevip anlamamak canımı çok sıkıyordu. Ama bu sefer kafaya koymuştum. Ya anlayacaktım ya da anlayacaktım.

🩸🍷🩸

Tam tamına dört saat geçmişti. Saat on ikiye geliyordu. Ama ne Ravza'dan ses çıkmıştı ne Derin'den.

Birkaç kez aramıştım ama yok... Acaba başlarına bir şey mi gelmişti?

Aklıma kötü şeyler gelmesini engellemeye çalışıyordum. Onlar hallederdi. Yani inşallah.

Üzerimdeki Hello Kitty'li pijamayı umursamadan bir hırka giydim. Onları almaya gidecektim ve bir güzel fırça çekecektim. Telefonumu masamdan alıp odadan çıkıyordum ki balkon kapısının açılma sesini duydum. Sonunda geldiler!

Hemen kapımı açtım. "Nerede kaldınız?!" diye sinirle çıkıştım. Lakin evde kimse yoktu. Sadece balkon kapısı açıktı. "Kızlar?"

Kapıya doğru yürümeye başladığımda Korku Kadehi'nin yerinde olmadığını gördüm. Nereye kaybolmuştu. Acaba çalındı mı? "Nerede bu şimdi?"

Etrafa bakınmaya başladığımda yerde olduğunu gördüm. İçerisinde bir not vardı.

"Son 629. Pardon... 628 ;)"

Sanırım kızlar koydu. Ama bunun burada ne işi vardı? Okuduğum kâğıdın zarf benzeri bir şey olduğunu fark ettim. Yerde bağdaş kurarak oturdum ve zarfı açtım. Bunun da içinde not vardı! Bu kadar neyi not almışlardı. Ya da kime hazırlamışlardı bunu?

"Fazla meraklısın Erva..."

Ne!? B-Bu da ne demekti şimdi?

Bir anda ışıklar gitti. "Ne oluyor be?" dedim hışımla yerimden kalkarken. Telefonumun ışığını açtığımda daha kapatmadığım balkon kapısında arkası dönük birinin olduğunu gördüm. Saçları Ravza'ya benziyordu. "Ravza? Ne yapıyorsun, gelsene!" Beni mi korkutmaya çalışıyordu?

Kafasına bir tür maskemsi bir şey geçirdikten sonra bana döndü. Bir çift yeşil gözle karşılaştığımda bu kişinin Ravza olmadığı şoku kalbimi tekletti.

Işığı yavaş hareketlerle kapattım. Karanlık evde geri geri adımlar atarak yürümeye başladım. Korkudan arkamı dönüp kaçamıyordum bile.

Sakin ol Erva. Sana bir şey olursa kameralar var. Nefes al, nefes ver...

Odama girip çalışma masamın altına saklandım. Gözlerimden boşalan yaşlar içinde elimle ağzımı kapattım. Adım sesleri geliyordu.

Şuan burada öldürülsem kimsenin ne haberi olacaktı ne de ruhu duyacaktı. Adım sesleri yaklaşmaya başlamıştı. "Nerdesin Erva? Benden kaçabileceğini düşünüyor musun cidden?" Histerik bir kahkaha sesi duydum.

Bu ses bir kadın için fazlasıyla kalın ve yapmacıktı. Belliki ses değiştirici kıllanıyordu.

Zifiri karanlığa alışan gözlerimle kapının aralığındığını gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sezsizce ağlamama devam ettirdiğimde önümde durdu.

"Sana benden kaçamayacağını söylemiştim."

Bu ise benim gördüğüm son kişi, duyduğum son sesti...

Korku KadehiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin