Şarkı: People you know x star boy (tiktok remix)
————————————————————
Taylor'dan...Kütüphanede hep beraber otururken bir anda Melek'in telefonu çaldı. Telefonu alıp açtığında arayanın Rumeysa olduğunu telefondan gelen sesle anlamıştım. Ravza'yla beraber yürüyüşe çıkmışlardı. Ravza'nın morali bozuk gibiydi, ama bunu ona sorma zahmetinde bulunmadım. Birbirinden nefret eden iki kişi ne yapsın diğerinin moralini. Değil mi?
Melek, telefonu kapattıktan sonra Xaiver'le bana döndü. "Kızlar gelmiş de, kapıyı onlara açabilir misiniz?" dedi. Kabul ettik ve Xaiver'le kalkıp. Kütüphaneden çıktık.
Merdivenlerden inerken hiç beklemediğim bir soruyla karşı karşıya kaldım. "Ondan hoşlanıyor musun?" diye sormuştu Xaiver. "Kimden bahsediyorsun?" diye bende ona sordum. Gerçekten de kimden bahsediyordu? Durup "çüş" der gibi bir bakış attı.
"Ravza'dan bahsediyorum başka kim olabilir?" dediğinde ona side aye attıktan sonra konuşmaya ben başladım. "Öyle bir şey olsa ilk sana gelirim Xaiver. Biliyorsun." dedim. Haklıydım, çünkü Xaiver benim çocukluk arkadaşımdı, o benden bir şeyler saklamaz, ben ondan bir şeyler saklamazdım. "Sende haklısın." dedi ve aşağıya inmeye başladık.
Ondan hoşlanmıyordum. O da benden hoşlanmıyordu. Eskiden yaptığım bir seçim yüzünden onunla arkadaşlığımız bitmişti. Babamın işleri yüzünden yurt dışına taşınacaktık, bende bu yüzden arkadaşlarımla konuşuyordum. Ancak Ravza'yla konuşmaya cesaretim olmadı. Ben ona çok bağlanmıştım, o da bana. Konuşamadığım için antremanlarına gitmedim bir süre. Sonrada benden soğuması için ona kötü davrandım.
Ama işler beklendiği gibi gitmedi. Babamın işi iptal olmuş ve bizde gidemedik. Boşu boşuna Ravza'yla arkadaşlığım bitirmiştim. Bunu öğrendikten sonra Ravza'yla konuşmayı denemiştim ama hiç pas vermediği için bende pes ettim. Ve böylece arkadaşlığımız bitti.
O da artık benim düşmanımdı. Ona ne kadar açıklamak istesemde beni elinin tersiyle ittirdi. Artık onun hakkında tek sevdiğim şey onu gıcık etmekti.
Sonunda kapının önüne geldiğimizde, Rumeysa'yla Ravza oturmuş bizi bekliyordu. Kafamı yere eğdim. Bu saate kadar ne yaptıklarını açıkçası merak ediyordum. Xaiver kapıyı açtığında kafamı yerden kaldırdıp karşımdaki iki kıza baktım. Ravza bana doğru dalmış bir şekilde bakıyordu.
Aklından neler geçiyordu acaba? Benden ne kadar nefret ettiğini mi düşünüyordu acaba? Diyecektim, ama olmayacaktı. Çünkü bakışları ne nefretle bakıyordu. Ne de mutlulukla. Araftaydı bakışları. Bir süre sonra ona gülerek göz kırptığımda eski Ravza yerini aldı, ve bana kaşlarını çatarak baktı.
Bakışları yine sert, sinirli, çatık kaşlı Ravza oldu. Bana gözlerini devirdikten sonra Xaiver'e döndü.
-Bu da neydi şimdi? Sanki dakikalardır ben ona dalmışım gibi bir de göz devirdi.-
Xaiver'e nasıl olduğunu sordu. Xaiver'de ona "İyim sağol, ama sen iyi gözükmüyorsun." dedi ona gülümseyerek. "Evet, pek iyi olduğum söylenemez." Dedi ve Ravza'da ona gülümsedi
-Tahminlerim doğru çıkmıştı. Gerçekten morali bozuktu.-
Bir anda bakışları Xaiver'in arkasına kaydı. Kaşlarımı çatarak neler olduğunu anlamaya çalıştım, ancak çok sürmeden kulaklarımızı tırmalayacak cinsten bir çığlık attı. Bir süre boş gözlerle oraya baktı. Arkamı döndüm ve baktım. Ama... hiç bir şey yoktu.
Yüzümü tekrar döndüğümde bir anda Ravza yere yığıldı. O kadar ani bir şekilde düşmüştü ki hiç birimiz onu tutamadık bile. Kafasını sert bir şekilde mermere vurduğunda beraber başına çöktük. Ravza'ya sesleniyorduk ama sanki o bizi duymuyordu.
En sonunda dayanamayıp yerde yatan kızı kucakladım ve ayağa kalktım. Tepkilerine bakmak için kafamı eğdim. Ancak gerhangi bir tepki vermiyordu. Eğer bilinci azıcık yerinde olsaydı beni şuracıkta boğardı bu kız. Ama tepki sıfırdı.
"Revire götürelim." Dedi Xaiver. "Tamam." Dedim ve yürümeye başladım. Yürürken tekrar ona baktım. Hafif açık gözlerle bana bakıyordu. Onu daha sıkı tuttum ve gözlerimi ondan alarak yola döndüm.
Revir ikinci kattaydı, bu yüzden merdivenleri seri bir şekilde çıktık bir an önce. Revire geldiğimizde Rumeysa bana kapıyı açtı. Kızı içeri katıp yatırdığımda Xaiver arkasını tedirgin bir şekilde kontrol ediyordu. Sanki Ravza'yı hangi nedenin bayılttığını arıyordu.
Xaiver'de içeri girdi ve kapıyı örttü. Ve ardından bir telefon çalma sesi geldi. Arkamı dönüp baktığımda telefonu çalan kişinin Xaiver olduğunu gördüm. Telefonu cebinden çıkardı ve karşıdakinin konuşmasını bitirmesini bekledi. Telefondan gelen ses kız sesiydi. Xaiver'in çevresindeki kızları düşündüm. Kardeşi, Gloria ve Jenna'dan başka kızların onda numarası yoktu.
Sonrasında daha fazla umursamadım. Çünkü eğer bir şey varsa Xaiver bana söylerdi. Rumeysa Ravza'nın yanı başına bir sandalye çekmiş üzgün gözlerle Ravza'ya bakıyordu. Ravza'nın yanından uzaklaşıp su almaya giderken hiç beklemediğim bir şey oldu.
Tam ben su almaya giderken biri elimi tuttu. Rumeysa'ya haktım. Ama elimi tutan o değildi, hatta irileşmiş gözlerle bir bana birde elimi tutan kişiye bakıyordu. Bir Ravza'ya baktım, bir birbirine kenetli olan parmaklarımıza baktım. Tekrardan bakışlarımı gözleri kapalı bir şekilde yatan kıza baktığımda dudaklarından bir kelime döküldü:
"Gitme."
Xaiver telefonu kapatıp yanımıza geldiğinde, Ravza'yla kenetli olan ellerimize bakıp "N'oluyo lan?" Dedi şokla. Omuz silktim. Hiç bir fikrim yoktu. "Kafasını yere çok sert vurdu ondandır." Dedim ve elimi tuttan elini bırakarak su almaya gidecektim ki... bu sefer iki eliyle elimi tuttu. Rumeysa "Ne oluyo oğlum harbiden? Ravza kendine gelenze aşkom lütfoo!" Dediğinde tuhaf tuhaf ona baktım.
Ne tuhaf bir cümleydi bu böyle. Ama baya komikti açıkçası. Elimi tuttan kıza baktım, kaşları çatılmıştı. "Gitme dedim." Dediğinde anlamaz şekil de yanımdakilere baktım. Daha sonra yatağın yanındaki bir diğer sandalyeye oturdum, ve olanları anlamaya çalıştım. Ama anlamdıramıyordum. Kafası yerinde değil diyerek geçiştirdim aklımdakileri.
Bir süre sonra diğerleri koşarak, nefes nefese bir şekilde revire girdiler. Ravza'yla kenetli olan ellerimizi gören kızların gözleri kocaman açıldı. Derin "Ne oluyor burda? Bilmediğimiz bir şeyler mi var?" diyerek, odaya ilk adımını attı. "Asıl sana sormalı." dedim Derin'e sert bir şekilde.
-Gerçekten anlamadığımı mı düşünüyordu?-
"Neden bahsediyorsun?" dedi. Gloria araya girerek "Şu tartışmayı kesinde Ravza'ya neler oldu onu anlatın! Sonra tartışmanıza devam edersiniz." Dedi. Rumeysa, bana ve Xaiver'e göz, kaş haraketleri yaptı. Demeye çalıştığı şeyi anladım, ve onaylar şekilde gözlerimi kırptım.
El ele tutuşma meselesini anlatmamızı istemiyordu. Bizde kabul ettik. Rumeysa ayrıntılara pek fazla girmeden anlattı.
Saat 22.00'ı bulmuştu. Hala Ravza'yla el ele tutuşuyorduk, elimide çekemiyordum, çünkü kafası yerinde olmasa bile bu beni öldüremeyeceği anlamına gelmezdi. Son zamnanlarda gerçekten çok tehlikeli bir kişiliğe bürünmüştü.
Herkes şaşkınlık içinde yere oturmuş koşuyorlardı. Melek endişeli gözlerle etrafa bakındı, ve bacaklarını kendine doğru çekip oturdu ve "Neden hala uyanmadı?" diye sordu Ravza'ya bakarak. Rumeysa ise "Çok bitkindi son günlerde. Zaten puflarda uyuyor, rahat bir yer bulmuşken bırakın dinlensin." Dedi ve haklıydı da.
Onları dinlerken gözlerim yavaş yavaş kapandı, ve sandalyede uyuya kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Kadehi
TerrorParmaklarımı pürüzlü, keskin taşlarla bezenmiş kadeh de gezdirdim. Büyükeyici bir güzellikteydi. Kutusunun üzerinde bulunan bir yazı dikkatimi çekti. Kutu da "Korku Kadehi" yazıyordu. Demek ki ası buydu. Bu güzeller güzeli siyah kadehin hayatımı der...