Şarkı: Cardigan (tiktok version)
________________________________
Terlemiş ve nefes nefese olmuş bir şekilde yataktan fırladım. Değişik bir rüya görmüştüm.Bir yerdeydim. Karanlık, ucu bucağı gözükmeyen bir yerde. Yanım da biri daha vardı ama onun silüeti belirsizdi. Elinde ise evimin bodrum katında bulduğum Korku Kadehi vardı. Kolumdan tutup bileğime bir kesik atmıştı o kişi. Bileğimden akan al rengi kan yerle buluşur buluşmaz kadeh bir avuç güvercin grisi küle dönüştü. Bileğim hala kanıyordu ve ben bunun acısını gerçekmişcesine hissediyordum. Karşımdaki kişinin kimliği belirginleşmeye başladı. Bu kişi Taylor'du.
"Birisinin kanı dökülecek, Ravza. Yoksa bunun bir kurtuluşu olmayacak. Kanı dökülecek kişi çok yakında. Sevdiklerin tehlikede..." Ve puf. O da yok oldu. Kolumun acısı ise daha çok artmıştı.
Uyandığım da tırnaklarımı istemsizce koluma batırdığımı gördüm. Kolumda uzun tırnaklarımın oluşturduğu çukurlar vardı. Acıyla kaşlarımı çattım. Bu rüyada neydi şimdi? Bunu bir tür rüya olarak mı, yoksa bir tür mesaj olarak mı algılamalıydım?
Terden vıcık vıcık olduğum için duş alma kararı aldım. Büyük ihtimalle gece yarısıydı ama umrumda değildi.
Telefonumdan saate baktığım da saatin 02.15 olduğunu gördüm. Kimseyi uyandırmadan sessiz sessiz girer çıkardım duşa. Vücut ısımla son derece sıcak olan yorganımın içinden çıktım. Hala çalışan gece lambasını kapatıp ışığı açtım.
Bavulumdan kendime en sevdiğim renk olan bebek mavisi bir pijama çıkardım. İyi ki de yanıma yedek kıyafet almıştım.
Kapı kolunu kavrayıp sezsizce kapıyı açtım. Koridorda parmak uçlarımda ilerledim. Üst katın lavabosuna girip kapıyı kilitledim. Kıyafetlerimi çıkarıp ayarladığım sıcak suyun altında yıkanmaya başladım. Muhtemelen geldiğimizden beri burada olan kiraz çiçeği kokulu şampuanla yıkandım.
Duştan çıkıp üzerimi giyindim. Saçımı güzelce taradım ama kurutmadım. Onu alıcam da fişe takıcam da ohoo!
Odama gidip kirli kıyafetleri bir köşeye koydum. Parfümü alıp tekrar sıktım. Kokusunun gitmesini istemiyordum.
Aşağıya su içmeye indim. Büyük camdan bahçenin bir köşesinde bulunan kulübenin ışıklarının açık olduğunu gördüm. Bende uyku namına bir şey kalmamıştı. Su ısıtıcısına doğru ilerledim. İçinde zaten su vardı. Elimle sıcaklığını test etmek için cama dokundum. Su hala sıcaktı. Demek ki suyu ısıtmışlardı.
Bir adet kupa aldım ve içerisine sıcak suyu doldurdum. Dolapları karıştırırken melisa çayına rastladım. Acaba bunların tarihi var mıydı? Bence yoktur. Sallama çaydan bir paket alıp bir kupa kaynar suyun içerisine attım. Kupayı sapından kavrayıp balkon kapısına doğru ilerledim.
Dışarıya çıktığımda havanın buz gibi olduğunu gördüm. Ama sakindi. Ne bir rüzgar vardı ne de bir fırtına. Hızlı adımlarla kulübeye ilerledim. Kapıyı yavaşça açtım.
İçeride Derin ve Taylor vardı. Yerden yaklaşık otuz santimetre yükseklikte olan sehbanın etrafında Derin oturuyordu. Taylor'da kollarını açık olan cama yaslamış dışarıyı izliyordu. Beni gören Derin gülümsedi. "Siz niye uyumadınız?" diye sordum.
"Herkes uyumak istedi bizde uykumuz olmadığını söyledik," dedi Derin. "Sen neden uyandın?"
"Tuhaf bir rüya gördüm. Bende size katılacağım," dedim sırıtarak.
"Bende ne zaman biri gelir diye bekliyordum! Taylor çok sıkıcı." Taylor'un gülme sesini işittim. Gidip Derin'in yanına oturdum. Uykum yok diyordu ama gözleri bile çökmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Kadehi
TerrorParmaklarımı pürüzlü, keskin taşlarla bezenmiş kadeh de gezdirdim. Büyükeyici bir güzellikteydi. Kutusunun üzerinde bulunan bir yazı dikkatimi çekti. Kutu da "Korku Kadehi" yazıyordu. Demek ki ası buydu. Bu güzeller güzeli siyah kadehin hayatımı der...