Dansı bitirerek yerimize oturduğumuzda yine bir sürü kutlama ve tebrik sözlerine sahte gülücükler atmak zorunda kalmıştım.
Onun ellerinden kurtulduğum için seviniyor ve bu berbat akşamın bir an önce bitmesini arzuluyordum.
Salonda canımın gerçekten sıkkın olduğunu ve kusursuz bir şekilde rol yapmaya çalıştığımı bilen bir tek Eric vardı.
Ve onun edişeli bakışları daima benim üzerimdeydi.
Onu tanıyalı henüz bir hafta olmuş olmasına rağmen ona bu kadar güvenerek sırlarımı vermem beni de şaşırtıyor ancak içimdeki hisleri güvenmek bu kötü durumdan çıkış yolu bulmalıydım.
Hayatımı kurtarmış ve bana o güveni sağlamıştı.
Hatta duruşu,yakışıklılığı ile başka bir konum da olsa ondan fena halde etkilenir,aşık olabilirdim.
Aslında onu görünce içimde istemsiz olarak oluşan huzur duygusu,bakışlarında ki o tatlı anlam beni kendine çekiyordu.
Bu duygularımın varlığı bazen rahatsızlık veriyor olsada kalbimde ilk kez hissettiğim bu hisler ruhuma iyi geliyor gibiydi.
Fakat ikimiz içinde çok tehlikeli bir hâl almaması için bunları göz ardı etmem gerektiğininde farkındaydım.
Üstelik şu an başımda büyük bir bela gibi ansızın çöken nişan olayı vardı.Dükün eşi Darcy'in benimle konuştuğunu fark edince dalgın düşüncelerimden sıyrılarak ona sahte tatlı bakışlarla baktım;
-Evet ne diyorduk kıymetli Elanor,düğüne oldukça az bir zaman kaldı.Harika bir aile olacaksınız buna yürekten eminim.
-Bu arada gelinliğin için herhangi bir karar verdin mi?Ah evet,bir de bu sıkıcı işler olacaktı.
-Hayır,
dedim.
-Öyle çok gösterişli bir gelinlik düşünmüyorum zaten.Bizim konuşmalarımıza kulak kabartan annem hemen beni kolumdan dürterek konuşmaya başladı;
-Sen onun öyle dediğine bakma Darcy o kadar heyecanlı ki anlatamam...
Nedimesi ile birlikte sürekli terziden fikir alarak o özel gün için karar vermeye çalışıyorlar.
Ayrıca kaldı ki prenses olarak elbette en özel ve gösterişli gelinliği tercih edecektir.Benim adıma karar verdiği gibi yine benim adıma konuşuyordu işte.
Gözlerimi kaçırarak tekrar yemek yemeğe devam ettim bu arada da erkeklerin yine koyu bir sohbet içinde olmalarına seviniyor,onunla bir dakika bile yalnız kalmak istemiyordum.
Nihayet akşam yemeği sonlanarak masadan kalmak için ayağa kalkındığı esnada, Alex'in annesi madam Jasmine bana doğru dönerek;
-Sevgili Elanor,bu nişan için sana küçük ve özel bir hediye vermek istiyorum tatlım.
Onun bu sözlerini duyan etraftaki meraklı gözler pür dikkat onu dinliyorlardı.
Küçük kadife bir kutuyu elbisesinin kesesinden çıkararak bana doğru uzattı.
Etli parmakları ile açtığında yonca şekilde olan elmas bir gerdanlığın parladığını gördüm.
Gerçekten de çok zarif görünüyordu.-Biraz eğilirmisin tatlım,malum boyun oldukça uzun.
-Çok teşekkür ederim,zahmet etmişsiniz,
dedim eğilerek.Boynuma itina ile taktığı gerdanlık sonrası annemin grurulu bakışları ile karşılaştım.
Erkekler o an kendi halinde olduğundan biz kadınların bölümü ile ilgilenmiyorlar,
kendi aralarında yapacakları Satranç turnuvası için küçük detayları planlıyor,arada büyük kahkahalar atarak sohbeti ilerletiyorlardı.Nişanlımın ailesi ile karşılıklı Iltifatlarla geçen beş dakika sonrası müsade isteyerek odama çıkmak için yemek salonundan ayrıldığımda Eric beni takip eden adımlarla peşimden geliyordu.
Üst kata çıkan uzun koridorda baş başa kalmıştık.
-Bu akşam sizin için biraz zor geçti sanıyorum prensesim,
dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAF DAĞININ PRENSESİ
Historical FictionÇelik kabzanın demir ve keskin ucunu onun çelimsiz duran boynuna bastırdı. -"Teslim ol,ben kazandım" Bu sözleri söyleyen maskeli şövalye bir taraftan da artık kendisinin koruyacağına emin olduğu prensesine bakıyordu. Güneşin silik ışınları ile aydın...