Çoşkulu ancak benim için sahte olan karşılama töreninden sonra kraliçemin özenle hazırlattığı ziyafet için yemek salonuna geçtik.
Onlar seyyahatlerinin sıkıcı ve bir o kadar ilgilenmediğim ticari taraflarını konuşurken artık bir an önce bu nişanlılığı sonlandırmak için neler yapabileceğimi düşünüyordum.
Yemekten önce kısa bir süre odama çıktığımda ağzı gevşek olarak bildiğim bir hizmetli kızı,küçük bir iş bahanesi ile yanıma çağırarak Biana ile Alex'in çapkınlık maceralarını anlatmıştım.
Muhtemelen önce hizmetli katında kadınlar arasında konuşulacak ve sonra tüm sarayda yavaş yavaş duyulacaktı.
Kraliçeye zaten fısıldadığım ama onun umurunda değilmiş gibi davrandığım konunun kralın kulağına gidince ne yapacağını merak ediyordum.Bu henüz küçük bir başlangıçtı.
Artık benim için tehlikeli günler kapıdaydı.Yemek esnasında yine bir ara göz göze geldiğim Eric'in yüzü en az benim kadar gergin görünüyordu.
Nişanlımın odamın yakınına taşınıyor olması onun açısından da hiç iyi haber sayılmazdı.
Gözlerinin daima onun üzerinde olacağından ve onunla uğracağını tahmin ettiğinden dolayı çekiniyor olabilirdi.
Ya da bilmediğim başka bir sıkıntısı mevcuttu.Yemek masasında bir ara yanımda oturan Alex masanın altından elimi tutmaya çalışmış ben ise iterek elimi geri çekmiştim.
O an bunu belli edemese de onun bu hareketim ile sinirden iyice gerilmiş olduğunu ve bunun öcünü mutlaka alacağını biliyordum.
Üstelik artık yeterince yakınımda olacaktı.Bir saatin sonunda nihayet ziyafet sonlanmış ve erkekler ayrı bir salona geçti.
Ben ise küçük bir boşluğu fırsat bilerek o sırada bahçede olan Biana'yı yanıma alarak odama çıktım.-İnanabiliyormusun buna,iki oda ötemde olacak artık.Kral henüz sadece nişanlıyken böyle bir şeye nasıl izin verir,anlayamıyorum.
Üzgün görünüyordu ancak cümlelerinim beni teselli etmeye yaramayacağının farkındaydı.
-Üzgünüm prensesim,hatırlatmak istemem ama iki ay sonra müstakbel eşin olarak aynı odayı paylaşacaksınız,
dedi.-Biana annem gibi konuşmayı bırakırmısın lütfen.
-Bunu biliyorum,
dedim.-Üstelik bu sabah onun yanına giderek Alex'in çapkınlıklarından bahsetmeme rağmen beni hiç umursamadı.
-Pekii sence biz artık ne yapabiliriz ki?
Diye sordu.
-Ilk işim geceleri kapımı kitlemek olacak,ikincisini biliyorsun sabah da saray içinde yayılmak üzere bu durumu dillendirdim ve üçüncüsü de bu konu ile ilgili daha çok delil toplayarak krala gitmek olacak.
Tabii çok az bir zamanımız kaldığı için Eric ve senin bana mutlak yardımınız gerekli.Biana ile birlikte bir süre neler yapabileceğimizi ve en son gerekirse ona tuzak kurarak bu işten sıyrılabileceğimizi düşündük.
Şimdi ise ortalıkta uzun süredir olmadığımı fark edecekleri için aşağıya inmem gerekiyordu.Kapıyı açtığımda gibi karşımda Eric'i görünce küçük bir şaşkınlık yaşadım,
geldiğini duymamıştım.Beni görünce;
-Prensesim,
Diyerek eğildi.-Eric,dedim.
-Kimse yokken bu şekilde davranmana gerek yok ayrıca ikimiz olduğumuzda bana Elenor diyebilirsin.Bu sözlerimden sonra yüzünde küçük bir gülümseme belirerek memnuniyetle başını eğdi.
-Bu arada herhangi yeni bir bilgi var mı acaba?Yada yeni bir mektup?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAF DAĞININ PRENSESİ
Historische RomaneÇelik kabzanın demir ve keskin ucunu onun çelimsiz duran boynuna bastırdı. -"Teslim ol,ben kazandım" Bu sözleri söyleyen maskeli şövalye bir taraftan da artık kendisinin koruyacağına emin olduğu prensesine bakıyordu. Güneşin silik ışınları ile aydın...