47.Bölüm-"Firari"

24 2 0
                                    

Bu ancak onun gibi birisinden beklenebilecek bir hareketti.

Olaylar tam olarak duyulmadan önce saraya giren kale duvarlarında karşılaştığım muhafız, Alexender'a benim yaşadığım haberini ulaştırmıştı.
O ise sürüklenme esnasında yüzünü gördüğümü düşünmüş olacak ki başına gelecekleri tahmin ederek gizli geçitlerden birini kullarak saraydan kaçmıştı.

Elbette kral onu yakalayarak gereken cezayı verecekti ancak ben şu o an yüzündeki yenilmiş ifadeyi görmek istiyordum.

Büyük işler yönetmesi beklenen Kuzey krallık prensinin prensese tuzak kurarak ölümüne sebep olmak istemesi...

Bu olay neredeyse tüm topraklarımızda duyulacak,düşmanlarımız içinse kaçırılmayacak bir fırsat olarak görülecekti.

Üstelik kral Robert'in de artık bu fırsatı kaçırmayacağını düşünüyordum.
Ne de olsa biricik kızı Prenses Angel,güvendiği başasker Eric ile evlenerek,Güney krallığın geleceği için iyi bir teminat hazırlamıştı.

Eric.

Şu an neler yaptığını bilmiyordum.
Fakat emindim ki bu yeni hayatına gittikçe alışarak,prensliğe uyum sağlayacaktı ve
İlerleyen günlerde ise iktidar isteği ruhuna işleyerek, erkeklerin ego savaşı dediği yönetim için kolları sıvayacaktı.
Zaman geçtikçe de gözünün gördüğü,elini tuttuğu Angel'a karşı duygular besleyerek,
prens olmanın tadını tam anlamıyla çıkaracaktı.

Bu düşünceleri aklımdan bilerek uzaklaştırmaya çalışıyordum ancak kesinlike başarılı olduğum söylenemezdi.

Aklımdaki tüm bu düşünceler eşliğinde,
odadan çıkarak merdivenleri inmiş şu an terzinin yanında olan dostumu görmek için sabırsızlanıyordum.

Sarayda yayılan haberi alır almaz bana gelmek için koşturmaya başlayan Biana ile yöneldiğim hizmetli kapısında hızla çarpıştık.

-Elanor!!!
-Prensesim sen yaşıyorsun!
-Ah Tanrım tüm bunlar doğruymuş!

-Evet bak,buradayım Bia!

Birbirimize âdeta kemiklerimizi kıracak kadar sıkı sarıldıktan sonra özlem gidermek ve konuşmak için odama çıktık.

-Bu olanlara gerçekten inanamıyorum.
dedi.
-Şu an tüm muhafız askerleri Alexender'ın peşinde.
-Aslında O pisliği kraldan önce ben gebertmek istiyorum Elanor.

-Tamam hepsi bitti,şimdi sakin olmalısın.
-Ben zaten bu olanları bir süre untmak istiyorum.
-Ayrıca sen nasıl yani esirken...
-Dük,o sana kötü davrandı mı?

Bakışları kısa bir an için gölgelenmiş olsa da yine de gülümsemeye çalışarak anlatmaya başladı.

-Hayır,hayır prensesim.
-Zaten o kısa sürede yakalandı ben de serbest kaldım.

Uzun süre yerinde durmayacak kadar heyecanlıydı.

-Asıl sen neler yaşadın,düşündükçe çıldırıyordum...
-Tüm askerler her yerde aradılar,Hatta Eric,o dahi gelmiş.
-Ayrıca saraydakilerin O hallerini görmeliydin Elanor,kral ve kraliçe deli gibiydiler...

Bunun için kahkahalar atıp sevinmeli yoksa üzülmeli miydim bilmiyordum.

Biana ise telaşla sorularına devam ediyordu;

-Şimdi sana doğru gelirken olayları duyan hizmetli kuyuya atıldığını ve kurtarıldığını söyledi.
-Tüm bu olanları bana mutlaka anlatmalısın.Sen nasıl kurtulabildin?

-Off Bia,biraz sakin olmalısın.
-her şeyi detayları ile öğreneceğine söz veriyorum ancak gerçekten çok yorgunum,biraz dinlenmem gerekiyor.

Asılan suratını görünce onu yanaklarından öperek yatağıma uzandım.
Yanımda biraz durduktan sonra kapıyı kapatarak odadan çıktı.
Tüm olanları benden duymadan çok önce saraydaki hizmetlilerden ögreneceğine emindim.

Artık gözlerimi biraz olsun kapadığımda güvende ve sarayda olmanın verdiği his hoşuma gitmişti.

Toparlandığım gibi bana bunu sağlayan Lord ve eşi Catherine'ni saraya davet ederek,babamın onları ödüllendirmesini sağlayacaktım.
Ayrıca madam Penny'i de unutmamalı bu listeye eklemeliydim.

Uykunun tatlı boşluğuna kendimi bırakarak gördüğüm rüyanın etkisi ile saatler sonra uyanmıştım.

Defne ağaçlarının arasında keyifle yürüyordüm ve ormanın sonuna doğru gördüğüm şelalede dinlenmek için oturmuştum.
Berrak ve tertemiz akan sular giderek çoğalmaya başladığında ayağa kalkarak tekrar yürümeye devam ettim.
Bir kaç dakika sonra ise hiçbir yere gidemediğimi sürekli şelalenin etrafında döndüğümü fark ederek etrafima bakındım.
Ancak hızla kararan hava ormanı görmeme engel oluyordu.

İçim daralarak hızla doğruldum.
Nerdeyse akşam üzeri olduğunu ve saatlerdir uyuduğumu anlamış,gördüğüm bu rüyadan neden bu kadar etkilendiğimi düşünüyordum.

Az sonra giyinmek için dolabının başına geçtiğimde,
Valon kollu kısa kollarının saten ile kaplandığı,oldukça düz olan ecru renkteki elbisemi seçtim.

Giyindikten sonra Alexender'ın yakanmış olmasını umarak aceleci adımlarla aşağıya indim.

Büyük konuk salonundan geçerek krallık odasına girdiğimde ise,az önce sesi koridorlarda yankılanan babamın neden dolayı öfkelendiğini anlamıştım.

Karşısında dizilen tüm muhafızlar korku ile titriyor,muhtemelen elinden kaçırdıkları Alexender için alacakları cezayı düşünüyorlardı.

Başını çevirip beni görünce tüm askerlere dışarıya çıkmalarını emretti.

Açık kapıdan odanın içine girerek,köşede duran çivit renkli krallık koltuğuna oturdum.

-Biliyor musun baba?
-Küçükken senin bu koltuğuna oturanların ölümsüz olduğuna inanırdım.
-Ve sen koltuğunu kimseyle paylaşmazdın.

Bu sözlerimden sonra onun yumuşayan bakışlarını ve gülümsemek için gevşeyen dudaklarını çok kısa bir an için görmüş olsam da hemen toparlanarak sert ifadesi yine yüzüne yerleştirdi.

-İzin veriyorum,oturabilirsin Elanor.

-Teşekkür ediyorum kralım,dedim.

-Öfkelisiniz?
-Sanıyorum ki onu yakalayamadılar.

Ona sanki dünyanın sonunun geldiğini söylemişim gibi üzgün bir ses tonu ile sorumu cevapladı.

-Evet,maalesef kaçmış ama hiç endişelenme en kısa sürede yakalanacaktır.

-Hayır,
dedim.
-Endişeleniyorum bilakis artık burada olduğum için güvende ve mutluyum.
-Yalnızca sizden bir şey daha rica etmek istiyorum.

Sorgulayan bakışlar ile yüzüme baktığında hafifçe öksurerek sesimi düzelttim;

-Ben,Şey,,,
-Güney sarayına ziyaret için gitmek istiyorum tabii eğer izniniz olursa?

Babam şaşırarak yanıma yaklaştığında hemen Hayır diyeceğini düşünmüştüm ancak o;

-Izin vermek için önce bu ziyaretin nedenini öğrenmem gerek prenses.
-Bu ziyareti neden istiyorsun?

Başımı öne eğerek konuşmaya başladım.

-Sizden saklayacak degilim onu,Eric'i görmek istiyorum.
-Yaralı olarak Lord'un evinde kaldığım esnada,Biana'nın esir alındığını öğrenerek mektup yazmış ve yardım istemiştim.
-O,şeyy,,ziyaretime gelerek onu kurtarmak için bana söz vermişti.Hem de artık görevi olmadığı halde.

Bebim bu sözlerim dikkatle dinledikten sonra;

-Gidebilirsin ancak;

Bu sözünden sonra peşinden hangi şartı koşacağını düşünüyordum.

-Onu kuzey krallığına bağlılık yemini için ikna etmelisin.

-Ama kralım,
dedim.
-Bu,bu çok saçma olur.Bildiğiniz üzere o artık Güney kralının kızı ile evli ve bir prens.

-Ama yine de sen ona aşıksın Elanor!

Onun bu sözü ile oturduğum bu kral koltuğunda belki ölümsüzlük değil ama bir güç olduğuna inanmıştım.
Sonunda tüm gerçekleri öğrenmek gibi.










KAF DAĞININ PRENSESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin