4.Bölüm-"Gölge"

94 20 19
                                    


Kapıyı öyle bir gürültü ile kapatmıştım ki duvarda asılı duran antika tablolar adeta yerinden çıkacaktı.

Eric ve Biana'ya dönerek sakin kalmaya çalışan ses tonum ile konuşmaya başladım;

-Öncelikle,size güvenebilir miyim Eric?

-Elbette majesteleri ben bunun için buradayım.Size sadık ve yeminli bir askerim efendim.

-Güzelll!...

-Biana'ya zaten güvenin sonsuzdur.

-Şimdi sizden ikinizden özel bir rica da bulunacağım.Duyduğunuz ve gördüğünüz üzere bu akşam nişanım ilan edildi.Ustelik fikrim sorulmadığı gibi iki ay içinde evlenmemiz isteniyor.
Ben kendisinden hiç iyi hisler almıyorum ayrıca onu kendime layık bulmuyor ve ona güvenmiyorum.

-Beni anlıyor musunuz?

Israrlı ve kararlı bakışlarımı her ikisi üzerinde de gezdirdikten sonra konuşmaya devam ettim;

-Şimdi sizden ricam benim için casusluk yapmanız.Kendisini takip ederek,hakkında bilgi toplayarak benim işime yarayacak bilgiler bulmalısınız!
Tabii bu arada ben de aynı şekilde davranacağım.

-Biana sen onun ve ailesinin etrafında olan yardımcılardan bir şeyler öğrenmeye calış lütfen.

-Eric,sizden de ricam onun hakkında önemli olan her türlü bilgiyi bana ulaştırmanız?
-Şimdi ne diyor sunuz?Benim tarafımda olacak mısınız?

Biana eğilerek her zaman ki sadakati ve güven verici bakışları ile bana söz vermişti.

Ardından Eric önümde eğilerek konuşmaya başladı;

-Tüm sadakatim sizedir efendim.Tek çekindiğim sizi koruma görevimde bir aksaklık yaşama ihtimalimin bulunması olur ki bunun için her türlü tedbiri alacağım.

-Güzelll,
dedim.

-Öyleyse üçümüze de bol şans dileyelim değil mi?

-Müsaadenizle majesteleri.

Eric kapıya doğru geri adımlarla ilerlerken onun gözlerine baktığımda bakışlarında ki sıcaklık ve kirpiklerinin güzelliği gözümden kaçmamıştı.
Gülümseyerek başımı eğdiğimde konuşmak için sabırsızlıkla bekleyen Biana'nın heyecanını dindirmek için çıtlattığı parmaklarının sesi duyuyordum.
Bu onun küçük bir sırrıydı.

-Elanor,neler oluyor böyle?
O subay gerçekten de şimdi senin nişanlın öyle mi?Ama hiç birşey anlamıyorum neden bu kadar çabuk oldu?
Diye sordu.

-Ah Biana,nasıl anlamıyor olabilirsin?Kralımızın kararı tabii ki ve maalesef dükün bu işten çıkarı var,
dedim.

-Ama nasıl olur?Baban bunun farkında değil mi?

-Farkında olmaz mı hiç,tabii ki de farkında ama ikiside bu işten kârlı çıkacak.
Düşünsene kralığımız yeni varisini duyurunca düşmanlarına göz dağı verecek,dük ile olan ilişkiler ticarete yansıyacak ve iki soylu aile daha da büyüyecek.
-Şimdi anlıyor musun beni?

-Galiba,,,evet Prensesim.

-Pekii bu askere yani Eric'e ne kadar güvenebiliriz ki üstelik onu henüz yeni tanıdık.

-Sadece hislerime güveniyorum Biana,sadece hislerime.

Öyleydi de.
Zaten başka bir çıkar yolum yoktu da.

Saatler ilerlemiş gece olunca bana o anı hatırlatan tüm kiyafetleri yardım eşliğinde hemen çıkarmaya başladım.
Zümrüt kolyeyi özel olarak tasarlanan kutusuna yerleştirerek çekmeceme tıkıştırdım ve artık kapanan göz kapaklarımı daha fazla tutamayarak uykuya daldım.

KAF DAĞININ PRENSESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin