Bölüm şarkısı : Set fire to the Rain.
Sevgili hp fanları ve benim tatlı okurlarım. Beklenen gün geldi. Bu bölüm babamız ile konuşacağız. Uzun bir bölüm sizi bekliyor.
Lütfen satır satır düşüncelerinizi yazın. Karanlık Lord ile konuşmalarında düşüncelerinizi merak ediyorum.
Umarım beğenirsiniz. Sizi fazla bekletmeden bölüme gönderiyorum. Muah. 😘
Damarlarımda akan kan ölüler aleminin kapısını aralayan bir anahtardı.
Yalpalanarak sandalyeye çöktüm. Scott sorarcasına Rory'e dönerken, sandalyeyi neredeyse düşürüyordu" Albus neden bunu yapsın? " dedi.
Liz'in yüzü hortlak gibi beyazdı. Şaşkınlıkla olanları izliyordu.
"Öyle tahmin ediyoruz. "dedi Rory sakin bir sesle.
" Buda ne demek? Albus yaptı mı yapmadı mı? "
"Ona ne oldu?" dedi liz, kesik kesik, dudaklarını neredeyse hiç
oynatmadan konuşuyordu. "Albus'a ne oldu? Neden değişti? "Scott'un gözleri birden parladı sanki kafasında bir gerçek ışığı yanmış gibi tepki verdi. "Yoksa, Potter'ı kötülük mü ele geçirdi? Kötülüğün efendisi o mu?"
Rory'e sonra bana baktı.
"Biriniz konuşsun artık!" dedi öfkeyle.Hafifçe eski sandalye de kımıldandım. Gri gözlerim yanıyordu ve aklım karışmıştı. Gözlerimi kırpıştırdım.
Benden cevap bekleyen iki bakışların altında, titreyerek doğruldum.."Albus artık kötülüğün efendisi. Ele geçirildi. Yaptığı herşeyi istemeden yapıyor." dedim. Scott'un öfke dolu bakışları gözüme ilişince, yavaşça, titreyerek yüzüne baktım. "Albus kontrol ediliyor Scott, yaptığı ve yapacağı bütün kötülükleri istemeden meydana getiriyor."
Scott yutkundu ve sandalyeye çöktü. Bunları birden öğrenmek ikisinide yıkmıştı.
"Onu kurtarmanın yollarını arıyorum. Bunu ona borçluyum o benim herşeyim." dedim Scott'un elini nazikçe tutarak.
Duygu dolu bir bakış attı bana. "Gözümüzün önünde ne kadar acı çektiğini fark edememişim sevgili kardeşim. Özür dilerim. Bir abin olarak yanında olamadığım için."
Acı bir gülümsemeyle elini sıktım. "Sakın böyle düşünerek kendine işkence etme, bana o an kimse yardım edemezdi. Doğanın istediği oldu. İkimizin kaderini önceden yazdılar." dedim.
Çılgınca etrafa baktı ve sonra da yüzünü buruşturarak, "Doğa mı? Kim yazdı kaderinizi?"
Rory sert bir sesle, "Kadim büyücüler!" dedi. "Kendilerine doğa adı altında tanıtıp istediklerini yaparak buna kader diyorlar.. "
"Kadim büyücüler ha?" dedi Scott hızlıca. "Onların kim olduğunu biliyor musunuz?"
"Hayır." dedim hemen.
Adel, "Kimse bilmiyor." dedi.
Scott bir şey hatırlamış gibi gözleri heyecanla parladı.
"Hey, bir söylenti duydum!" dedi.
Herkes ona baktı."Ne söylentisi?" diye sordum merakla.
"Kadim bir tapınak var, okyanusun ortasında. Büyünün doğduğu yer olarak söyleniyor. Büyük büyük babam anneme anlatmış. Belki oradan bir şeyler çıkar?"
Rory, kulaklarına inanamayarak,
"Kadim bir tapınak mı? Ben hiç duymadım" dedi."Bende duydum!" dedi Liz. "Ama çok tehlikeymiş"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI
FantasyBu kitap ikinci seridir. Hogwarts artık yeni bir kötülüğün esiri olmuşken, Karanlık Lordun kızı Ölülerin çağrısına kulak veriyor.