37"Tom"

108 22 113
                                    


Bölüm şarkısı : Evanescence - Bring me to life

Rory'nin gözünden (Bu bölüm Kahinin kim olduğunu öğreniyoruz)

Şatonun dışında ki orta bahçenin kapısında bekliyordum. Olivia'nın yaptığı planın işe yarayacağını ümit etmekten başka şansım yoktu. Savaşı kan dökmeden bitirmeyi planlıyordu. Bunu anlıyordum ama bir sürü pürüz çıkabilirdi

Tom ve ordusu acımasızdı. Öylece şatoya gireceklerini düşünmüyordum. Ama sanırım Olivia'nın bize söyleyemeyeceği bir "B" planı vardı. Bu yüzden ona güvenmekten başka çaremiz yoktu.

Şatonun duvarlarını ve büyüyle oluşturduğumuz güvenli kalkanı kaldırdık. Şanslıysak bu plan hepimizi felaketten kurtaracaktı.

Tom ve Olivia arasında bizim bilmediğimiz bir olay vardı sanırım. Olivia ölüler aleminde bunu öğrenmişti ve bu yüzden Tom'un zarar görmesini istemiyordu.. Çok garipti ama ona inanmaktan başka bir şansımız yoktu.

Olivia bazen fevri kararları alıyordu ama bu seferki farklıydı aklı başındaydı, gözlerinde öyle bir ateş vardı ki kazanacağımıza yüzde yüz emindi.

Bana kalırsa kazanacaktık. Olivia bir kahindi onun sözlerine güveniyordum ama Tom'un kahini son dakika farklı bir şey yaparsa bu işlerin gidişatını değiştirip planı alt üst edebilirdi.

İçimde hayallere uzak bir korku vardı. Bu savaştan kan dökmeden ve kimsenin zarar görmeyeceğini umarak bekleyecektim.

"Vakit geldi," dedi Adel, bana yaklaştığını duyamayacak kadar düşüncelere dalmıştım.. Yanıma yaklaşıp elimi tuttu.

Adel'e güzel bir gelecek borçluydum. Herşey bittiğinde bu savaştan kayıp almadan çıkarsak evlenme teklifi yapmayı düşünüyordum. Aklımda güzel bir sürpriz vardı.

"Vakit geldi," diye mırıldandım. Başını omzumun üstüne yasladı. Tedirgindi. İkimizde öyleydik.. Ölümün bu kadar yakın olması beni acele etmeye itiyordu. Her an ölebilirdik bu yüzden Adel ile güzel anılar biriktirmek istiyordum.

Belki de açtığım yaraları kapatmak.

Gözlerimiz birbirine buluştuğunda o sıcak gülümsemesi dudaklarında belirdi. . Her zaman­kinden daha yoğun hissediyordum.. Kaybetmenin yoğun korkusu.

"Birazdan burada olurlar." dedim Şatonun açık kapısına bakarak. Ağır ağır başını salladı.

"Onlar geldiğinde neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz," dedim. "Ne olursa olsun bir saldırı olursa arkana bakmadan kaçacaksın." dedim yanağını okşayarak.

"Hayır, seni asla bırakmam. Öleceksek beraber ölürüz." dedi elimi sıkarak. Hemen gözleri dolmuştu.

"Güzel bir hayatı hak ediyorsun böyle erkenden gitmeyi değil." dedim.

"Sensiz güzel bir hayatım olacağından şüpheliyim."

"Ben yanındayken korkma tamam mı? Sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim."

"Biliyorum ve korkmuyorum." dedi gülümseyerek.

"Bu günü atlatabilirsek seni ailemle tanıştırmak istiyorum." dedim aniden.

Heyecanlandı, yanaklarına kırmızı bir elmanın ahenkli rengi büründü.

"Ya beni beğenmezlerse." dedi mırıldanarak.

"Bu asla mümkün değil, annem biraz sert bir kadındır..." dedim yanağını okşayarak. "Ama halle­deriz."

Belli belirsiz gülümsedi. Annemin onu beğenmeyeceğini düşünüyordu, Ama ben aynı fikirde değildim. Nasıl olacak bilmiyorum ama artık hayatımın bir parçası ve onu kaybetmek uğruna herşeyden vazgeçebilirim. Onunla bir dünya kurmak istiyorum.. Herkesten uzak, tüm bu dertlerden. Dağıttığım duygularını her şeyi ile birlikte toplayabileceği­mi düşündüm. Çünkü küçük dünyamızda bizden başka kimse olmayacaktı. .

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin