34"Tom Ve Müridler. "

119 23 66
                                    

Rory'nin gözünden

Orman yolunda yürümeye başladım.. Görünmezlik pelerinini şatodan ayrılmadan önce giymiştim.

Gece karanlığı  yolumu karartıyordu ve yağmurdan sonra toprak kayganlaşmıştı.  Orman, beni kamufle ediyordu.. Bizim grubun beş kilometre gerisindeydim. Olivia'nın planı işe yarayacaktı.. Emindim.

Orman sessizdi. Fazla sessiz. Bu sessizlik iyi görünmüyordu ama devam ettim. Ağır ve nemli havası kokumu gizliyordu..

Bu gece Tom ile ilgili bir bilgi öğrenmek için yapmam gereken çok şey vardı.. Kendimi zorlayabilirsem Olivia'nın yararına bir şeyler öğrenebilirdim. Ama yakalanmamak önemliydi. Fazla tehlikeye gerek yoktu. Sadece görevi yerine getirip dönmeliydim.

Arkadan takip ederken oldukça sessiz ve dikkatli olmaya çalıştım. Ayın kırmızı ve turuncu tonları gökyüzünde parlıyordu. Yolumu aydınlatan tek ışık ayın parlayan yansımasıydı..

Grup onları topluca ilerlerken açık alanda bulmuştu. Gizlice izleyerek savaşmaya gerek kalmayacak dar bir alana kadar izlemeye devam edeceklerdi. Ondan sonra küçük bir çarpışma ve ortadan kaybolacaklardı.

Müridler takip edilmediğine emin olduktan sonra daha yakından takip edecektim.. Kusursuz bir plandı ama her zaman ve her an sorun çıkabilirdi. Bu yüzden geriden takip ediyordum.

Bir kaç saat sonra olayların kızışacağı dar ve uzun ağaçlığın olduğu topraklara girdiler. Benim sert yürüyüşümden ayağımın altında ki çalılar çıtırdıyordu ama duyamayacak kadar gürültü vardı.

Grup onların görüş alanına girince Tom'un müridleri onları ateş çemberine aldılar. Grup savaşmaya başladı. Öldürücü darbe vurmayarak sadece bayıltmaya çalışıyorlardı..

Ama Tom'un ordusunun sonu görünmüyordu. Müridleri fazla ve acımasızdı. Karşılarına çıkanları affetmiyorlardı. Grup telaşla yukarı uçtular, sis o kadar yoğundu ki
Onlara bir kamuflaj görevi görmüştü.. Onlarca mürid onların peşine düşerken havalandılar.

Pelerinin Kapüşonunu kafama
çektim ve biraz daha yaklaştım.. Tom herkesi yararak bu gürültünün sebebini öğrenmek için sonununda görüş alanıma girmişti.. Adi pislik.. Onu parçalara ayırmamak için kendimi zor tutuyordum.. Elimi yasladığım ağaç kabuğunu sıkınca elime bir kaç kıymık batmıştı. Bu kıymıklar ile gözlerini oymak istiyordum.

Karanlığı yoklayarak ağaçlığın derinliklerine uzandım. Konuşmalarını daha yakından duymak için yolun aşağısına doğru yürüdüm.  Yol fazla çamurluydu ayağımın batıp çıkma sesi sinir bozucuydu.

Biraz daha yaklaşmam gerekiyordu. Boğuk sesler anlamsızdı. Önümde duran çalılığı yavaş ve sessiz bir şekilde geçtim.
Toprak yolun kenarında kalan sis üzerime yapıştı. Beni bir perde gibi örtüyordu.

Sonunda, ağaçların hemen arkasında onları duyacak şekilde yaklaştım.

"Kim olduklarını görebildiniz mi?" diye sordu Tom. Rahatı bozulduğu için sinirlenmişti.

"Sadece bir anlığına kaçırdık. "dedi adam gökyüzüne bakarak.

Tom'un müridlerinin koşuşturması,  ve doğa üstü hayvan  sesleri
kulaklarımda yüksek sesle yankılanıyordu.

Derin bir nefes aldım biraz daha yaklaştım..

Yakışıklı yüzünün altında özenle takındığı soğukkanlılık maskesinin ardında şeytanlık gizliydi. Sanki o kadar insanı katletmemiş gibi, sanki arkadaşımı gözlerimin önünde öldürmemiş gibi. Yaptığı her şeyi bir gurur  gibi yüksek sesle dile getiriyordu.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin